Bağımsız Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, siyasi çözümün olmadığı Suriye denkleminin Türkiye'ye istikrar sağlamayacağını söyledi.
Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yönelik olası operasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin uzun süredir meşru kaygılarının bulunduğunu ifade eden Yılmaz, terör örgütünün bertaraf edilmesi, güvenliğin sağlanması için ülkenin sınırlarında her türlü güvenlik önlemini almanın zorunluluğuna dikkati çekti.
Uluslararası toplumun herhangi bir üyesinin, buna itiraz hakkının olmaması gerektiğini dile getiren Yılmaz, bölgede çalışmış birisi olarak, buradaki devlet dışı yapılanmaların uluslararası aktörleri kullanıp nasıl taraf ettiğini gördüklerini, yaratılan güvenlik risklerine şahit olduklarını anlattı.
ABD yönetiminin operasyona karşı yaptığı açıklamaların cılız olduğunu belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
"Acaba, operasyon nasıl olsa başlamadı diye mi cılız ifade ediyorlar yoksa bilmediğimiz örtülü bir onay var mı? Umuyoruz örtülü onay vardır, ABD buradaki PKK yapılanmasını himaye etmekten vazgeçer. Eğer ABD ile örtülü de olsa bir anlaşma yoksa, ABD'nin basına yansıyan tutumu devam ederse, operasyon başladıktan sonra Türkiye'ye çeşitli tuzaklar kurulacaktır. Bu konuyu BM Güvenlik Konseyine taşıyabilirler, Türkiye'yi orada sıkıştırmak isteyebilirler. Türkiye'nin o alanda sıkışmaması için Güvenlik Konseyinde Türkiye'yi kınayan ve operasyonun durdurulmasını isteyen karar tasarısının geçmemesi için şimdiden 5 daimi konsey üyesinden en az biriyle anlaşması lazım."
Öztürk Yılmaz, operasyon hava destekli olacağı için rejimle açık veya örtülü mutlaka bir diyalog kanalı oluşturulması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin, Fırat'ın doğusuyla meşgul olurken İdlib, Afrin ve Fırat Kalkanı'nda olabilecek boşluğu düşünüp karşı adımların engellenmesi için Rusya ve İran ile bu süreci görüşmesi gerektiğini savunan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer ABD buna karşı olmaya devam ederse o zaman Türkiye sadece dışarıdaki bu operasyonun riskleriyle yüzleşmeyecek. İçeride de provokasyon söz konusu olabilir. İş bu noktaya izlenen yanlış politika nedeniyle geldi, buradan ancak siyasi çözümle çıkılabilir. Siyasi çözümün olmadığı Suriye denkleminin Türkiye'ye istikrar sağlaması düşünülemez. Astana ve Soçi süreçlerine ABD'nin karşı duruşu, Rusya, İran'ın Viyana ve Cenevre'deki süreçleri baltalamak için adımları birlikte düşünüldüğünde belki de siyasi sürecin yeni mecrada yapılması gerekiyor. Siyasi sürecin olmaması, parça başı çözüm ve her parçanın da devlet gibi yapılanmalara adım atmasıyla sonuçlanacaktır. Bu da hiç arzu etmediğimiz bir husustur."