Bağımsız Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, "İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan sonucun, halkımızın kullanılan dile, yönetim anlayışına, ekonomik krize bir tepkisi olduğunu bilmek lazım." dedi.
Yılmaz, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonuçlarının hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda İstanbul seçimlerine ilişkin yaptığı bazı değerlendirmeleri anımsatan Yılmaz, şunları söyledi:
"Halkımız, 16 Nisan referandumu ile getirilen tek adam rejimini gördü, denedi ve kabul etmiyor. Halkımız, tarafsız olması gereken cumhurbaşkanının aynı zamanda parti başkanı olmasını da içine sindirmiyor. Anayasada milletin birliğini temsil ettiği belirtilen Sayın Cumhurbaşkanının, milletin bir kesimi ile sürtüşmesini, ayrıştırmasını kabul etmiyor. Halkımızın kendisi ekonomik krizle cebelleşirken ve geçim sıkıntısı yaşarken, devlet bütçesinin hoyratça lüks ve şatafata harcanmasını ve yandaşlara peşkeş çekilmesini kabul etmiyor. Kutsal değerlerimizin özellikle dinimizin siyasete alet edilmesini kabul etmiyor."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da CHP Grup Toplantısı'nda bazı konulara değindiğini dile getiren Yılmaz, Kılıçdaroğlu ile bazı konularda hemfikir olduklarını belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun, "Yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç var." sözüne katıldığını ifade eden Yılmaz, "Lakin yeni siyaset anlayışı kendisi gibi eskimiş yüzlerle olamaz." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun "tek adam rejimi" eleştirisine değinen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Kılıçdaroğlu, 'tek adam rejimi değişmedi' dedi. Buna da katılıyorum ama tek adam rejimi sadece ülkede değil. Partilerdeki tek adam rejimleri de değişmedi. Kılıçdaroğlu, 'tek adam rejimi ülkeyi felakete götürdü' dedi. Katılıyorum ama partilerdeki tek adam rejimleri de 16 Nisan referandumu ile rejimin değişmesine yol açtılar. Etkisiz muhalefet yaptılar. Rejim değişti ve hala koltuklarında oturuyorlar. İstifa etmeyi düşünmediler. Sayın Kılıçdaroğlu, 'vatandaşımız hak, hukuk, adalet istiyor' diyor. Katılıyorum ama kendi partisinde hak, hukuk, adaleti sağlayamayanların, ülkede adaleti nasıl sağlayabileceklerini sizin takdirinize bırakıyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, 'medya özgür ve tarafsız olmalı' diyor. Buna da katılıyorum ama kendi kontrol, finanse ettiği medyanın da özgür, tarafsız ve sansürsüz olması gerekir. Neden biz o medyada yer alamıyoruz?"
Demokrasinin, ikiyüzlülük ve aldatmaca ile sadece karşı tarafı suçlayarak olamayacağının altını çizen Öztürk Yılmaz, şunları kaydetti:
"Demokrasi içselleştirme, ona inanmak ve onun için çalışıp bedel ödemekle olur. İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan sonucun, halkımızın kullanılan dile, yönetim anlayışına, ekonomik krize bir tepkisi olduğunu bilmek lazım. Bu çıkan sonucu, kendi hanesine yazıp koltuğa yapışma derdinde olanların da şunu bilmesi lazım; eğer zaferse halkın zaferidir. Sizin herhangi bir zaferiniz yoktur. Kendinize herhangi bir pay çıkartmayın. Bu başarı, bazı siyasi liderlerle birlikte değil onlara karşı kazanılmıştır."