Ağrı: Bağırsak (kolon) kanseri ameliyatı sonrasında ağrı olabilir, ancak ilaçlarla kontrol altına alınır.
Beslenme: ameliyattan sonra birkaç gün gıda verilmeyip serum tedavisi uygulanabilir.
Organ yaralanmaları: Rahim, idrar torbası (mesane), idrar borusu (üreter), dalak, hazne (vajina) vb. komşu organlarda yaralanmalar olabilir.
Damar pıhtılaşması: Bacak damarlarında pıhtı oluşabilir (emboli veya derin ven trombozu): bu nedenle hastalara ameliyat sonrasında yaklaşık bir ay boyunca varis çorabı (antiembolik çorap) giydirilir ve kan sulandırıcı iğneler (düşük molekül ağırlıklı heparin) uygulanır.
Yara iltihabı
Bağırsak yapışıklığı: Ameliyata sonrasında ince bağırsaklara temasa bağlı olarak bağırsak yapışıklığı (adhezyon) gelişmesi
Anastomoz kaçağı: birleştirilen kalın bağırsak uçları ayrışıp, sızıntı yapabilir, bu duruma anastomoz kaçağı adı verilir. Bazen, basit bir kateter yerleştirilmesi ile bu durum düzeltilebilirken, bazen ikinci bir girişimle bağırsağı deriye ağızlaştırmak (kolostomi veya ileostomi işlemi) gerekebilir.
Cinsel sorunlar: Rektum kanseri ameliyatları sonrasında özellikle erkek hastalarda sertleşme (ereksiyon) kusuru ve cinsel ilişki sonrasında boşalamama (retrograd ejakülasyon) gibi bazı cinsel sorunlara rastlanabilir. Traa ve ark. meta-analizinde bağırsak kanseri ameliyatı sonrasında cinsel fonksiyonun etkilendiği 39 makale incelenmiştir. Bu çalışmaların % 34’ünde erkeklerde gelişen cinsel sorunlar, % 9’unda kadınlarda gelişen cinsel sorunlar ve % 57’sinde ise hem erkek, hem de kadınlarda gelişen cinsel sorunlar ele alınmaktadır. Erkeklerin % 37-79’unun ameliyat öncesinde cinsel olarak aktif oldukları ve bağırsak kanseri ameliyatı sonrasında % 5-88’inin cinsel sorunlar yaşadığı belirlenmiştir.
Boyle ve ark. bağırsak kanseri ile ilgili 21 ayrı bilimsel çalışmayı incelemişler ve 9.512 kalın bağırsağın sağ yarısında yer alan kanser olgusu ve 8,171 kalın bağırsağın sol yarısında (makata yakın bölüm) yer alan kanser olgusu belirlemişlerdir. Bu hastaların ameliyat sonrası yaşadıkları sorunlar incelendiğinde, fiziksel performansı en iyi olan hastalar ile en düşük olanlar arasında sadece % 25’lik bir fark saptanmıştır.