Bağış: "ab’nin Suriye’ye Hava Sahasını Kapatması Önemli Bir Gelişme"

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB’nin hava sahasını Suriye’ye kapatmasının önemli bir gelişme olduğunu belirterek, “AB’nin bu kararı ümit ediyorum ki Suriye’deki dikte rejimin ve onu destekleyen uluslararası camianın bazı şeyleri algılaması açısında önemli olacaktır” dedi.

Bakan Egemen Bağış, TÜRKSAK Vakfı’nın düzenlediği film festivalinin açılışına katılmak için THY’nin tarifeli uçağı ile bugün saat 12.00’de İtalya’nın Milano kentine gitti. Hareketinden önce İtalya ziyareti hakkında açıklama yapan Bağış, “Bugün AB ülkeleri içerisinde Türkiye’nin sürecine en çok destek veren ülkelerden birisi olan İtalya’ya hareket edeceğiz. İtalya gerek Berlusconi, gerekse de Monti döneminde Türkiye’nin AB üyeliğine açık destek veren müttefiklerimizden ve dostlarımızdan bir tanesidir. Bu yüzden bu seyahati önemsiyoruz” diye konuştu.

İtalya seyahatinde çok önemli temaslarda bulunacağını söyleyen Bağış, “Aynı zamanda seyahatimizin kültürel boyutunda TÜRKSAK Vakfı’nın düzenlediği film festivalinin açılışına katılacağız Milano’da. Roma’da ise Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli değerlerinden Ferzan Özpetek’in düzenlediği bir başka film festivalinin açılışında bulunacağız. Türk sineması aynı ülkede farklı şehirlerde başka festivallerde kullanılacak duruma geldi. Bu da bizim kültür sanatta, filmde nereye geldiğimizin en önemli göstergesi” dedi.

Gazetecilerin Avrupa Birliği’nin Suriye uçaklarına hava sahasını kapatması ile ilgili sorusu üzerine Bağış, bunun önemli bir gelişme olduğunu ifade ederek, “Suriye’deki eli kanlı rejimin artık bazı şeylerin farkına varıp kendi ülkesi içerisindeki yanlış uygulamalara son vermesi ve Suriye halkının taleplerine kulak vermesi gerekir. Avrupa Birliği’nin bu son kararı da ümit ediyorum ki Suriye’deki dikte rejimi ve onu destekleyen uluslararası camianın bazı şeyleri algılaması açısından önemli olacaktır. Biz Suriye’de huzur istiyoruz. Suriye’deki komşularımızın huzur içerisinde yaşamasını istiyoruz. Türkiye’nin Suriye ile savaşmak gibi bir derdi, bir beklentisi yoktur. Ama Suriye’de yanı başımızda yangının sönmesini de çok istiyoruz. Devletin kendi şehirlerini bombalaması, kendi vatandaşını kurşuna dizmesini, yüzbinlerce vatandaşın Türkiye’ye kaçarken, bir o kadarı kaçarken buna dünyanın seyirci kalması gerçekten 21. yüzyıl insan haklarına uygun bulmuyoruz. Uluslararası camianın hep birlikte hareket ederek Suriye’yi destekleyenlere gerekli cevapları vereceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

ABD Dışişleri Bakanı’nın yaptığı “Türkiye’de ve Ürdün’de sığınmacı sayısı yüzbinleri geçti. Gerçekten çok acil bir şekilde düzenleme gerekiyor” şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Bağış, Suriye’deki vatandaşların mutlu ve huzurlu olabilmesi için kamuoyunun hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Bakan Bağış, şöyle devam etti:

“Bundan birkaç ay evvel biliyorsunuz ki AB’nin İnsani Yardım ve Afet İşlerinden Sorumlu Komisyon üyesi Sayın Kristelina Georgieva ile birlikte Kilis’teki kamplardan birini ziyaret etmiştik. Ben orada çok duygulanmıştım. O kamplarda çok ciddi sorunlar yaşayan, ufacık konteynırların içerisinde 8 aile mensubu ile birlikte yaşayan ve hayatını idame ettirmeye çalışan insanlarla sohbetimiz sırasında hiçbirinin kendileri ve aileleri ile ilgili bir talepleri olmadı. Ama hepsi özellikle AB Temsilcisi Kristelina Georgievai’ya, ‘Suriye’de akrabalarımız, eşlerimiz dostlarımız var. Ne olur onlara yardım edin, o eli kanlı Esad’ın elinden bizimkileri kurtarın’ çağrısında bulunmuşlardı. O çok büyük bir dramdı. Gerçekten bugün Türkiye kendi imkanlarıyla Suriye’deki kardeşlerini ağırlıyor. Onları barındırıyor, doyuruyor, sağlık taleplerine, eğitim taleplerine cevap veriyor. Ama Suriye’deki kardeşlerimizin mutlu ve huzurlu olabilmesi için kamuoyunun gerçekten hareket etmesi gerekmektedir. Ben sizler aracılığı ile bir çağrıda bulunmak istiyorum. Özellikle Suriye’deki eli kanlı rejime hala destek veren ülkelerin üst düzey yöneticileri gelsinler bu kampı gezsinler. O insanlar ile sohbet etsinler ve nasıl büyük bir insanlık dramının suçuna ortak olduklarına şahit olsunlar.”