Bağış: Deprem üzerinden millet arasına ‘fay hattı’ örmeye kalktılar

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Van’da derem olmadan 2 gün önce 25 şehit verildiğini belirterek, “Kimileri bunu maalesef istismar etmeye kalktı. Birileri deprem üzerinden millet arasında ‘fay hatları’ örmeye kalktı ama başaramadılar.” dedi.
Egemen Bağış, İstanbul Valiliği'nin ''Avrupa Birliği'ne Uyum, Danışma ve Yönlendirme Kurulu 2011 Yılı 3. Toplantısı'' ve ''AB Farkındalığı İstanbul'da Şekilleniyor'' projesi kapsamında İstanbul Ticaret Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Proje Döngüsü Yönetimi Eğitimi'' sertifika törenine katıldı. Konuşmasında Van’daki deprem ve terör olaylarına değinen Bağış, “Van’da deprem oldu. 2 gün önce 25 şehit vermiş bir ülkeyiz. Kolay bir süreç değil. Hepimizin yüreği yanıyor. Kimileri bunu maalesef istismar etmeye kalktılar. Birileri deprem üzerinden millet arasında ‘fay hatları’ örmeye kalktılar ama başaramadılar. Türkiye’nin 80 ili Van için kenetlendi.” diye konuştu.
Yardım konusunda İstanbul’un her zamanki gibi öncülük yaptığını kaydeden Bağış, İstanbul’un Van’a en hızlı, en çok yardım yapan il olduğunu ifade etti.

TERÖRİSTE TERÖRİST DEMEYİ BECEREMEYEN AVRUPALILARA TERÖRİST DEMEYİ ÖĞRETECEĞİZ
“Bizim kardeşliğimiz, birlikteliğimiz asırlardır birlikte paylaştığımız soframız bizi öyle birleştirmiş ki, bizi hiçbir güç bizi yıkamaz. Kimileri bu milletin içine fitne sokabileceğini zannediyor. Hala çabalıyorlar, onlara anladıkları dilden cevap vermeye devam edeceğiz.” diyen Bağış, teröriste terörist demeyi beceremeyen Avrupalı muhataplarına terörist demeyi öğreteceklerini belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı’nın İran’la ilgili bir konuda ‘Biz kediye kedi demeyi biliriz’ dediğini hatırlatan Bağış, “Biz de ona diyoruz ki teröriste de terörist demeyi bil. Teröriste terörist gibi bir muamele etmeyi bil. Öyle istismarla olmaz. İnşallah PKK militanlarına kapılarına açanlar, ya da onları sınır dışı etmeyenler farkında olmadan bölücü terör örgütü için ‘kandiller’ yakanlar hatalarını ne kadar vahim olduğunun farkına varacaklar. Paris’in güvenliği, Berlin’in güvenliği, Brüksel’in güvenliği Şırnak’ta, Batman’da, Ankara’da İstanbul’da başlar.” ifadesini kullandı.
Ortaköy'de AB Bakanlığı temsilciliğini açmakla ne güzel iş yaptığını bir kez daha gördüğünü dile getiren Egemen Bağış, “Orada ağırladığımız her yabancı konuğa, 'Bakın şuradan 50 metre yürürseniz Ortaköy Camisi'ne, 60 metre yürürseniz kiliseye, 70 metre yürümeyi tercih ederseniz bir sinagoga ulaşırsınız. Ama amacınız ruhani temizlik değil, fiziksel temizlikse karşıda da Mimar Sinan'ın yaptığı hamama ulaşırsınız' dediğiniz zaman, Avrupalı konuk 'Bir saniye' diyor. Bir şey görüyor. 700 yıldır, bu şehirde, camiler, kiliseler, havralar, insanlara, birlikte huzur vermiş. Avrupa'nın bugün sağlamaya çalıştığı o hoşgörü, bizim genetik kodumuzda var. Onun için Türkiye'nin, AB'ye katacağı çok, ama çok önemli özellikler var.” şeklinde konuştu.
İstanbul'un AB için önemine değinen Bağış, ''İstanbulsuz bir Avrupa eksiktir, fakirdir, düşünülemez. Avrupa için Viyana, Paris, Berlin ne kadar önemliyse, İstanbul en az onlar kadar önemlidir. İstanbul Avrupalı bir şehirdir, Avrupa şehridir.'' yorumunu yaptı.

'MÜZAKERE SÜRECİMİZİ ETKİLEYEBİLİRLER AMA REFORM SÜRECİMİZİ SADECE KAMÇILARLAR'
AB sürecinin, Türkiye'de farklılıkları zenginlik olarak görmenin vesilesi olduğunu ifade eden Bağış sözlerini şöyle tamamladı: “Avrupa'da kimileri bizim müzakere sürecimizi durdurmak için hala uğraşıyor. Açık ve net söylüyorum, her yerde de vurguluyorum. Anlamayanlar da anlasın istiyorum. Müzakere sürecimizi etkileyebilirler ama reform sürecimizi sadece kamçılarlar. Belki fasıl açılıp kapanma dönemlerinde farklı bir dönemi yaşıyor olabiliriz ama reform sürecinde hiç bir yavaşlama yoktur. Bunları yaparken, Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder Atatürk'ün hedef gösterdiği, çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma idealine hizmet ediyoruz. AB, bugün çağdaş medeniyetler seviyesinin önemli bir göstergesidir. Ama büyük Atatürk, 'Çağdaş medeniyet seviyesini yakalamak' dememiş, 'Üstüne çıkmak' demiş. Onun için bize düşen görev AB standartlarını yakalamak değil, üstüne çıkmak. Avrupalılara da örnek olmak.