Bağışıklık sistemini güçlendirirken kahve tüketimine dikkat!

Bağışıklık sistemini güçlü tutmanın sonbahardan kışa geçişte salgın hastalıkların artması nedeniyle daha da önem kazandığını söyleyen uzmanlar, bu konuda neler yapılması gerektiğini anlattı.

Bağışıklık sistemi vücudumuzun savunma sistemidir. Vücudumuza dışarıdan giren milyonlarca zararlı mikroorganizmaları tarar ve anormal yapıları tanıyarak onlara engel olmaya çalışır ve savunma mekanizması olarak antikor ve antijenler oluşur.

Biz farkında olmasak bile gün içinde bağışıklık sistemimiz durmadan çalışır. Ancak bazı durumlarda bizim desteğimize ihtiyacı olur. Bağışıklık sistemimizi olabildiğince güçlü tutmak ve vücut direncini arttırmak hastalıklara yakalanma riskimizi düşürecektir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Zeynep Sueda Kamış, bağışıklık sistemini güçlendirmek adına neler yapabileceği hakkında şunları söyledi:

Reklam
Reklam

“Bağışıklık sistemi kompleks bir yapıya sahiptir ve ne yazık ki onu güçlendirmenin tek ve mucizevi bir yolu yoktur. Soğuk almamak, üşümemek çok kıymetli ama beslenme sizin en büyük ilacınızdır. Sadece vitamin, mineral takviyeleri alıp güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olamazsınız. Güçlü bir sistem alınan protein miktarına, esansiyel yağ asitlerine, karbonhidrata, içtiğin suya, fiziksel aktivitene, uyku düzenine, sigara ve alkol tüketimine gibi birçok etkene bağlıdır. Yani yeterli protein tüketmezseniz, vücudunuz enfeksiyonlara karşı zayıf kalabilir. Bu nedenle bağışıklığı güçlendirmek için bazı yiyeceklere yönelmek yerine kendinize dengeli bir beslenme programı oluşturmalısınız. Vitamin ve mineraller dengeli beslenmenin bir parçası olduklarında bağışıklık sisteminin en etkili oyuncularıdır. C vitamini ve E vitamini de vücudunuzun enfeksiyonlarla savaşmasına destek olan çok güçlü bir antioksidandır. Bu dönemde en çok duyulan sorulardan biri de “Takviye kullanmalı mıyız?” oluyor, fakat C vitamininden zengin besinler en kolay ulaşabildiklerimiz olup fazlası vücuttan atıldığından besinlerle karşılamanızı önerebilirim. Bu dönemde özellikle turunçgil ailesine mensup meyveleri her gün tüketmeye çalışın. Örneğin, günde 3 mandalina yiyerek günlük C vitamini gereksinmenizi karşılayabilirsiniz. Ancak sigara kullanıyorsanız bu ihtiyaç daha fazla olacaktır. Brokoli, mantar, biber gibi C vitaminden zengin besinler ile omletler hazırlanabilir; koyu yeşil yapraklı sebzelerden güzel bir salata hazırlayıp bolca limonla destek alınabilir. Genel olarak C vitamininden zengin besinlere bakıcak olursak; yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kivi, greyfurt, brüksel lahanası, pazı, bal kabağını sayabiliriz.”

Reklam
Reklam

PROBİYOTİK KULLLANIMI DA BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİYOR

Probiyotikler son zamanlarda adı sıkça duyulan besinlerden. Peki, sağlık üzerindeki etkileri neler? Dyt. Zeynep Sueda Kamış bu soruyu şöyle cevaplandırıyor: “Sindirim ve boşaltım sağlığının, hastalıklar üzerinde oldukça önemli etkiye sahip olduğunu unutmamamız gerekmektedir. Vücudumuzu zararlı bakterilere karşı koruyan, enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olan probiyotiklerin içindeki dost bakteriler, bağışıklığı da güçlendiriyor. Özellikle vücut direncinin kırıldığı mevsim geçişlerinde ve kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirmek adına probiyotik içeren besinlerin tüketimi önem kazanıyor. Besinlerin rolünü yabana atmadan fermente besinlerden (turşu, tarhana gibi) kefirden destek alabilirsiniz. Kefir ile zerdeçal, karabiber ve zeytinyağını karıştırıp günde 1 sefer içebilirsiniz. Omega 3’ün anti-inflamatuar yani inflamasyon önleyici besinsel ögelerde ilk sıradadır. Balık vücutta sentezlenmeyen omega-3 yağ asitlerini içermektedir. Omega-3 EPA ve DHA olarak ikiye ayrılmakta olup bitkisel kaynaklardan iki formda alınamamaktadır. Haftada minimum 2 kez balık yemeyenler bağışıklığı desteklemek adına mutlaka takviye almalıdır.”

Reklam
Reklam

DAHA AZ KAHVE, DAHA ÇOK BİTKİ ÇAYI

Soğukların iyiden iyiye kendini hissettirdiği bugünlerde, kahve ve çay en sık tüketilen sıcak içecekler oluyor. Ancak bunların yerine güçlü bağışıklık açısından daha faydalı olan bitki çaylarının tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Kamış, sözlerine şöyle devam etti: “Çoğumuzun kış aylarında bağışıklığımızı güçlendirmek adına yaptığı bitkisel takviyeler de antiviral özellik taşır. Hastalığın sebebinin virüs olduğunu bildiğimize göre sarımsak, zencefil, zerdeçal gibi besinleri rutine katmak; kahve yerine günde 2-3 fincan ekinezya, adaçayı, ıhlamur gibi çaylardan da destek almak faydalı olacaktır. Hatta içlerine bal ve zencefil karıştırarak ultra güçlü hale getirebiliriz. Adaçayını demleyip ve ardından ağız gargası olarak günde 1 sefer ağzımızı temizleyebiliriz. Ancak bitki konusu biraz daha bireye bağlıdır. Çeşitli ilaçlarla etkileşime girme potansiyeli olduklarından, düzenli kullandığımız ilaç varsa mutlaka doktora danışılmalıdır. Bal- zerdeçal karışımı yapmamız da bu dönemde bizim yararımıza olacaktır. Fakat balın glisemik indeksi yüksek olduğu için diyabetliler dikkat etmeli. Bizler için ise faydaları saymakla bitmiyor; antiinflamatuar etki, alerjik reaksiyonların önüne geçmesi, balgam sökücü etkisi… Onlarca faydası bulunan bal ve zerdeçal karıştırıldığında hastalık karşıtı etkisi daha da güçleniyor. 1 yemek kaşığı organik toz zerdeçal ve 100 gram balı bir kavanozda karıştırarak aralıklı olarak günde 1-2 sefer 1 tatlı kaşığı tüketebilirsiniz ve tercihe göre zencefil veya limon da ekleyebilirsiniz. Günümüzde çevresel koşullardan dolayı bazen besinlerden aldığımız vitaminler yetersiz kalabiliyor böyle bir durumda güvendiğiniz eczacılar ve doktorlardan destek alabilir, gerekliyse takviye alabilirsiniz. Herkese sağlıklı günler diliyorum.”

Reklam
Reklam

İHA

Anahtar Kelimeler: