Acıbadem Adana Hastanesi Uzman Aile Hekimi Dr. Filiz Arabacı, organ naklinin, başka hiçbir tıbbi çözüm olmadığı için, bir insanın organ ya da dokularının ihtiyacı olan başka bir insana, tedavi amacıyla nakledilmesi olduğunu söyledi. Arabacı: “Organ nakli sayesinde ölümcül durumdaki ya da beden işlevlerinin bir kısmını yerine getiremeyen hastanın sağlıklı bir yaşama kavuşması sağlanır. Organ bağışlamak tam anlamıyla kişinin iradesiyle ve gönüllü biçimde yapılan bir insani davranıştır.” dedi.
Organ Bağışı Haftası nedeniyle açıklama yapan Dr. Filiz Arabacı, organ naklinin, kimi organların işlevlerini yerine getiremeyecek duruma geldiğinde ve başka hiçbir tıbbi çözüm olmadığına karar verildiğinde zorunlu bir uygulama olduğunu belirtti. Dr. Arabacı, “Sağlıklı durumuna kavuşturulamayacak biçimde hastalanmış organların yerine sağlıklı organların takılması, hastanın sağlıklı yaşama döndürülmesi günümüzde tek tedavi yöntemidir. Böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas organ nakillerine, gözün saydam tabakası olan kornea, kan, kemik iliği ve pankreasın insülin salgılayan hücreleri de doku nakline örneklerdir” dedi. Dr. Arabacı, dünyada, organ nakli yapılmazsa yaşamı ölümcül tehlike altında olan 1 milyara yakın insan olduğunu, Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre, bu sayının 30 binini Türkiye’dekilerin oluşturduğunu söyledi. Dünyada kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, pankreas ve ince barsak gibi organlar ile kan, kemik iliği ve pankreasın insülin salgılayan hücrelerin nakli yapılabildiğini aktaran Dr. Arabacı, Türkiye’de ise, kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, pankreas, kornea, kemik iliği ve kan nakillerinin başarıyla yapıldığını kaydetti.
BAĞIŞ BELGESİ ÇOK ÖNEMLİ
Uzman Aile Hekimi Dr. Filiz Arabacı, yasalara göre herkesin, iki tanıkla birlikte, kendisi öldükten sonra organlarını bağışladığını belirten bir belgeyi imzalamasıyla ve bu belgeyi yetkili kurumlara teslim etmesiyle veya kendilerinin hazırladığı bir belge ile de organ bağışı yapabildiğini söyledi. Ayrıca sürücü belgesi alan kişiler, belgede "organlarımı bağışlıyorum" bölümünü işaretlemiş olmakla organlarını bağışladığını söyleyen Dr. Arabacı, kişinin bu belgeyi yanında bulundurarak, ölümü halinde bağış vasiyetinin yerine getirildiğini kaydetti. Dr. Filiz Arabacı, kişinin bağış kararı aldıktan sonra vazgeçebildiğini ve bunun için belgesini imha etmesi veya yanında organlarını bağışlamadığını beyan eden bir belge taşımasının yeterli olduğunu ifade etti.
BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞMİŞ HASTALAR İÇİN KARAR NASIL VERİLMELİ?
Bir kişinin herhangi bir nedenle yaşamsal işlevlerini yitirdiğinde buna "beyin ölümü" denildiğini açıklayan Dr. Filiz Arabacı, bu durumda kişinin kendiliğinden soluk alıp veremediğini ve beynin işlevini geri dönülmez biçimde yitirdiğini aktardı. Arabacı, “Tıp, bu durumu "ölüm durumu" olarak kabul eder. Kalbi ise, yalnızca solunumu sürdürmeyi sağlayan solunum cihazlarına ve başka makinelere bağlı olduğu sürece çalışabilir. Beyin ölümü kararını ancak dört kişiden oluşan bir uzman doktor ekibi karar verir. Bu uzman ekip, kardiyolog, anestezi ve reanimasyon uzmanı, nörolog ve nöroşirurjiyenden oluşur. Bu ekip, fizik muayene ile laboratuar tetkikleri yaparak beyin ölümü olduğuna karar verir ve bunu bir belge ile resmileştirir. Bu dört kişilik ekibin içerisinde hastayı yatıran, durumunu takip eden ve organ nakli yapan doktorlar yer alamaz. Beyin ölümü geçekleşmiş kişinin organlarını alıp ihtiyacı olan bir kişiye nakline kadavradan organ nakli denmektedir.” diye konuştu.
Beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden organ nakli yapabilmek için kişinin hayattayken organlarını bağışladığına dair belge alması gerektiğini ya da buna yakınlarının karar verebileceğini söyleyen Acıbadem Adana Hastanesi‘nden Dr. Arabacı: “Beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin vücut fonksiyonları tamamen tıbbi destekle devam etmektedir ve bu durumu uzun süre dengede tutmak imkansızdır. Dolayısı ile kadavradan organ alınabilmesi için zaman çok önemli bir faktördür. Diğer yandan hiç beklenmedik bir anda yakınını kaybettiğini öğrenen bir kişinin organ bağışı için hızlı karar vermesini beklemek çok zordur. Yakınlar ancak hayatta iken organlarını bağışladığını belirten yakınları için hızlı karar verebilmektedir. Bu nedenle hayattayken bu belgenin alınması çok önemlidir.” şeklinde konuştu.
Hastane dışında ölümü gerçekleşen kişiden organ nakli yapılamadığını ifade eden Arabacı: “Kalbi durmuş kadavraların organları, kalp durduktan çok kısa bir süre sonra (yarım saat, bir saat) çıkartılmış ya da özel tıbbi önlemler alınmış olmaz ise kullanılamaz hale gelir. Bu durum hastanede yatan hastalar için bile güçlük oluşturuyor, hastane dışındaki benzer durumlar pratik olarak alınmasını imkânsız hale getirmektedir.” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz