Bahçeli: Başbakan, Türkiye'yi ateşe atacak bir yanlıştan uzaklaşmalı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ortadoğu ülkelerindeki değişimin kendi iç dinamiklerinden güç...

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ortadoğu ülkelerindeki değişimin kendi iç dinamiklerinden güç alması gerektiğini belirterek, Başbakan'dan Türkiye'yi ateşe atacak bir yanlıştan uzak durmasını istedi. Bahçeli, dayatmalarla, telkinlerle, zorlamalarla mesafe alınamayacağını ve kalıcı istikrar sağlanamayacağını da belirtti.
Suriye’deki olaylar ve buna karşı AK Parti hükümetinin tutumu konusunda yazılı bir açıklama yapan Bahçeli, Akdeniz'in batısında başlayan arkadan kumandalı sözde değişim dalgasının sonunda Suriye'yi bütünüyle etkisi altına aldığını ve çok vahim bir noktaya getirdiğini ifade etti. İsyan, yasemin, bahar ve devrim gibi isimlerle anılan yakın coğrafyalardaki halk hareketlerinin, bölgesel istikrarsızlık ateşini sürekli olarak körüklediğinin anlaşıldığını dile getiren Bahçeli, Büyük Ortadoğu Projesi’nin tüm unsurlarının bir araya geldiğini, yönetim ve rejim değişiklikleriyle başlayan sürecin, sınırların değişmesine kadar hız kesmeyeceğinin görüldüğünü belirtti. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini merkezine alan talep ve zorlamaların sütre gerisindeki ısrar, niyet ve emelih buradan feyiz ve ilham aldığını savunan Bahçeli, "Nitekim Libya ve Suriye’deki gelişmelerin istikametini bu zaviyeden okumak ve anlamlandırmak gerekmektedir. Bu kapsamda Suriye’de artan toplumsal şiddetin, çoğalan rejim bunalımının ve iç savaş emaresi veren hadiselerin yeni bir yönetim tasarımına matuf olduğu gün gibi ortadadır. AKP hükümetinin bu durum karşısındaki tutum ve takındığı tavır ise sorunlu ve bir o kadar da tehlikeli neticelere kapı aralamıştır. Başbakan Erdoğan’ın BOP’un izdüşümünde vasat bulan, komşu coğrafyalara dönük parçalanma ve kaos senaryosuna, Türkiye’yi figüran olarak dahil etmesi her açıdan utanç ve endişe verici olmuştur." dedi.

Reklam
Reklam

YAKINLIK VE DOSTLUK BOZULMAYA BAŞLANDI
Ortadoğu’nun köhnemiş diktatörleriyle kurulan yakınlık ve dostluğun da birer birer bozulmaya başladığını ileri süren Bahçeli, geçen yılın Kasım ayında, Kaddafi'nin elinden 'İnsan Hakları Ödülü' alınırken dile getirilen 'kardeşim' beyanlarının yerini bir süre sonra derin bir ihtilafa ve karşıtlığa bıraktığını iddia etti.
Libya'ya yapılan uluslararası müdahale sahiplenilerek İzmir'de lojistik imkânların sunulması ve arkasından da Kaddafi muhaliflerinin İstanbul'da ağırlanması ve hatta tanınmasının bir AK Parti ikiyüzlülüğü olarak tarihe geçeceğini savunan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu doğrultuda sırayı Suriye almış ve hedefe de Devlet Başkanı Beşşar Esad yerleştirilmiştir. En uzun kara sınırına sahip olduğumuz bu ülkenin kendi şartlarında birçok olumsuzluğa ve açmaza sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Baasçı zihniyetin yönlendirmesi altında otoriter bir yönetimin baskı ve kıskacında yer alması ve demokratik kültürün yok denecek kadar zayıf olması Suriye’nin en temel sorunları arasındadır.
Bununla birlikte AKP hükümetinin çelişkili ve sorunlu politikaları Suriye’yle ilişkileri kritik ve sorunlu bir aşamaya getirmiştir. Üstelik küresel çevrelerin AKP’yi Suriye üzerine kışkırtması, dozu ve seviyesi kaçan tahrikleri önümüzdeki dönemin birçok olumsuzluğa gebe olacağını göstermiştir."
Son gelişmelerden sonra Asi Nehri üzerinde temeli atılan Dostluk Barajı vesilesiyle dile getirilen kardeşlik mesajlarının, kalkan vizelerin, Antep’le Halep’in kaderinin yeniden birleşeceğine dönük ifadelerin ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği kararlarının bir anlamının da olmayacağını iddia eden Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın bağımsız ve egemen bir devlet olan Suriye’yi iç mesele olarak takdim etmesinin Türkiye’yi akıbeti meçhul dar ve karanlık bir tünele sokacağını ileri sürdü. Bu sayede Türkiye'nin iç meselelerine başkalarının karışması ve doğrudan doğruya müdahil olması mümkün hale geleceği ve emsal teşkil edeceğini anlatan Bahçeli, bölücü terör ve yandaşlarının eylemlerini komşu ülkelerin açıkça desteklemelerinin ise zaten muztarip olunan bu büyük problemi kontrol edilemez bir noktaya taşıyacağını savundu.

Reklam
Reklam

SIFIR SORUN POLİTİKASI İFLAS ETTİ
Bölücülüğün uluslararası bir mesele olması için bütün faktörlerin bir araya geleceğini ileri süren Bahçeli, bundan dolayı Başbakan Erdoğanın konuşmalarının nereye varacağını ve hangi sonuçları doğuracağını görmesi ve bugünden dikkatli, sorumlu ve ferasetli hareket etmek zorunda olduğunu bilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca Ortadoğu’nun sıkıntılı ve sancılı coğrafyasına küresel telkinleri, hevesleri ve düşünceleri servis eden hükümetin, sıfır sorun politikasının da iflasa ve hezimete uğradığını iddia eden Bahçeli, Dışişleri Bakanı’nın Suriye ziyaretinin öncesi ve sonrasında ortaya çıkan gelişmeler ve yapılan açıklamaların buna işaret ettiğini kaydetti.
Suriye Devlet Başkanı'yla yapılan 6,5 saate yakın süren görüşmenin içeriği hakkında kamuoyuna yansıyan çok kısıtlı bilgilerin kuşkuları iyice artırtığını ileri süren Bahçeli açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Başbakan Erdoğan, Suriye’ye yönelik ‘sabrımız kalmadı’ derken aslında ABD’nin kanaatlerini iletmekte, ancak aynı kararlılığı bölücü teröre ve himaye eden küstahlara karşı gösterememektedir. Suriye’de çıkması muhtemel iç savaşın, mezhep temelli çatışmaların ve etnik anlaşmazlığa dönüşebilecek gerilimlerin Türkiye’ye yansıması ve sirayet etmesi sıkıntılı, sancılı ve yakıcı sonuçların doğmasına meydan verecektir. Bu itibarla, Suriye’nin istikrarı ve bütünlüğü vazgeçilmez hedef olmalı ve uluslararası müdahale için gerekçe oluşturanlara sonuna kadar karşı çıkılmalı ve milletimiz uygulanacak politikalarla ilgili detaylı bilgilendirilmelidir. Huzura kavuşmamış, iç tansiyonu yüksek ve kaos ortamına düşmüş Suriye’nin, ülkemize ve bölgemize çok olumsuz etkileri olacağı ve dengeleri bütünüyle bozacağı şüphesizdir. Milliyetçi Hareket Partisi Başbakan Erdoğan ve partisini uyarmakta, Türkiye’yi ateşe atacak bir yanlıştan uzaklaşmasını istemekte ve ucuz kahramanlık gösterilerinin çok ağır bedellere yol açacağını düşünmektedir. Partimiz, Ortadoğu ülkelerindeki değişimin kendi iç dinamiklerinden güç alması gerektiğine vurgu yapmakta; dayatmalarla, telkinlerle, zorlamalarla mesafe alınamayacağına ve kalıcı istikrar sağlanamayacağına yürekten inanmaktadır. Suriye’de süren çatışmaların dinmesi, şiddetin son bulması ve demokrasinin yerleşmesi için ülkemizle birlikte Müslüman-Arap âlemi işbirliği ve uzlaşmadan güç alan bir ilişki ağına gerekli katkıyı mutlaka vermelidir. Suriye’nin demokratik istikrara ulaşarak kardeş kavgasının eşiğinden dönmesi, normalleşmesi, halkın beklenti ve taleplerine uygun hareket edilmesi partimizin en büyük dileğidir.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz