MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HSYK’daki istifaların sorumlusunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin olduğunu belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı mutlaka ve bir an önce devreye girmeli ve konunun muhteviyatı devlet krizine dönüşmeden kurumların ahenkli çalışmasını sağlayıcı girişimlerde bulunmalıdır” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Türkiye’nin çıkarcı, çatışmacı ve istismarcı bir siyasi zihniyetin neden olduğu çok sancılı günler yaşadığını kaydeden Bahçeli, “Yıllardan beridir siyasetini kamplaştırma ve cepheleştirme üzerine bina eden AKP iktidarının bunun için kullanmadığı yöntem, başvurmadığı yol, içini boşaltmadığı değer neredeyse kalmamıştır. Son zamanlarda bu sürece anamuhalefet partisi CHP de katılmış; renksiz, temelsiz ve istismarcı bir anlayışla AKP’nin yanında konum almaya başlamıştır” diye konuştu.
-“BAŞBAKAN BAŞKA KONULARDA LOKOMOTİF BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDA VAGON”-
“Çözerdim, çözemezdin” sözlerinin başörtüsü sorununun çözümü yönünde kalıcı bir sonuç doğurmadığının ortada olduğunu ifade eden Bahçeli şöyle konuştu:
“Başörtüsü konusuyla ilgili dile gelen her sözün, önümüzdeki yıl yapılacak olan Genel Seçimlere yönelik siyasi bir yığınaktan ibaret olduğuna yönelik kuşkularımız gün geçtikçe çoğalmaktadır. Bu meselede vagon olmaya hazır olan Başbakan Erdoğan ise Meclis’teki sayısal üstünlüğünü unutup sürekli olarak sorunu kaşımayı tercih etmektedir. Başka alanlarda lokomotif olma iddiası taşıyan Başbakan’ın şimdi vagon olmaya talip olması, bu konuda tedirgin ve çelişkilerle dolu bir ruh haline sahip olduğunun göstergesi olmuştur. Anamuhalefet partisi ise hamle yapmak yerine başörtüsü sorununu ancak biz çözeriz sözleriyle, umutlu bekleyiş içinde olanları devamlı oyalamaktadır. Kimi zaman İran modeli, kimi zaman Pakistan tarzı baz alınarak tartışmalar bu dar ve yapay zemine oturtulmuş ve adeta çözüm lehine adım atmamak için sudan bahaneler üretilmiştir.”
-“GELİRSİNİZ MECLİS ZEMİNİNDE KÖKÜNDEN ÇÖZERİZ”-
Anayasa’nın 10 ve 42’nci maddeleriyle YÖK Kanununun ek 17’nci maddesinin değiştirilmesi konusunda AKP ile anlaştıklarını ancak AKP’nin ek 17’nci maddede değişikliğe yanaşmayarak uzlaşmanın bir ayağını sakatladığını söyleyen Bahçeli, CHP’nin o günlerde Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak yapılan değişikliğin iptaline yol açtığını hatırlattı. Bahçeli “Madem ki halihazırda hem iktidar partisi hem de anamuhalefet partisi başörtüsü sorununun çözümüyle ilgili görüş açıklıyor ve bu konuda kararlılık mesajları veriyor o zaman gelirsiniz bu kangren haline gelen meseleyi Meclis zemininde hep birlikte kökünden çözeriz. ‘Türbandı, başörtüsü’ydü ayrışmasına takılmadan başka bahanelere aldırmadan ve kamu hizmetlerinin sunumunda eşitlik ilkesine sadık kalarak üniversitelerde başörtüsü sorununun giderilmesine biz varız ve buradayız” diye konuştu.
-“BAŞÖRTÜSÜNÜN SERBEST KALMASI LAİKLİĞİ ZEDELEMEZ”-
Başörtüsü konusunun en başta inanç özgürlüğüyle ilgili olduğunu ifade eden Bahçeli, temel bir insan hakkı olan eğitim sürecinin sırf kılık ve kıyafetten dolayı engellenmesini ne olursa olsun mazur görmediklerini ve onay vermediklerini söyledi. Bahçeli “Özellikle başörtüsü konusu gündeme geldiğinden beridir, mahalle baskısından bahsedenlerin ve Anadolu’daki üniversitelerde başı açık olarak okuyan kızlarımızın olumsuz etkileneceğinden dem vuranların bu kaygıları şu haliyle yersizdir ve çözümsüzlük için dayanak arayanlara destek sağlamaktadır. Her şeyden önce başörtüsü takmak bir inanç özgürlüğüyle takmamak da bir insanın en tabii ve herkesin saygı duyması gereken bir tercihidir. Buna hiç kimsenin karışması ve müdahale etmesi mümkün değildir. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde, başka türlü bir düşünceye kapılmak, vehimlerle hareket etmek kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Başörtüsünün kullanılıp kullanılmaması laikliğin teminatı altındadır ve devletin uygulamaları herkese eşit mesafede olmalıdır. Ve başörtüsünün serbest kalması da ne laikliği zedeleyecektir ne de bu alandan ödün verilmesi anlamına gelecektir” diye konuştu.
-SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRI: UZLAŞMA ZEMİNİNDE BULUŞALIM-
YÖK’ün bir üniversiteye gönderdiği yazının tartışmalara açık olsa da fiili bir durum yarattığını kaydeden Bahçeli, "Eğer başörtüsü takıyor, takmıyor kısa menzilinden meseleye yaklaşılırsa, korkular körüklenecek ve yeni bir ayrışmanın fitili ateşlenmiş olacaktır. Hiçbir endişeye yer yoktur, buna gerek de olmayacaktır. Kaldı ki yapılması gerekli olan düzenleme yalnızca üniversitelerle sınırlı olmalıdır ve bu konuda asgari mutabakat özenle ortaya konulmalıdır. Ve başörtüsünün nasıl kullanılacağı hususunda da moda tasarımcılarına ya da Diyanet İşleri Başkanlığı’na sormaya ve görüş istemeye mahal olmadığı açıktır. Bu fantezi görüşleri ileri sürenleri, esasında konuyu sürüncemede bırakmak için fırsat kollayanlar olarak gördüğümüzü bu vesileyle de belirtmek istiyorum. Başörtüsü sorununun bir an önce çözülmesi için Meclis’te bulunan partileri bir an önce harekete geçmeye ve uzlaşma zemininde buluşmaya çağırıyorum. Üniversiteye giremeyen kızlarımızın bu çilelerinin bitirilmesi için AKP hükümeti ve anamuhalefet partisini sorumluluk almaya davet ediyorum. Oluşturulacak uzlaşma ve çözüm sürecine MHP olarak destek vermeye hazır ve kararlıyız” dedi.
-"İSTİFALARIN YEGANE SORUMLUSU BAŞBAKAN”-
Bahçeli grup konuşmasında, HSYK’daki istifaları da değerlendirdi. Yaşanan istifaların yargı alanındaki büyük bir sorunun varlığına işaret olduğunu kaydeden Bahçeli “Adaleti, siyasi hırslarına feda eden Başbakan Erdoğan ile ilgili bakanı bu istifaların yegane sorumlusudur” dedi. Bundan sonra sıranın AKP yargısının en üst düzeyde tanzimine geldiğini ve bu sürecin adım adım ilerletildiğini savunan Bahçeli Başbakan Erdoğan’ın ‘hukukun üstünlüğü derken kendi partisinin üstünlüğünü kast ettiği’nin daha iyi anlaşıldığını söyledi.
-“CUMHURBAŞKANI DEVREYE GİRMELİ”-
Meselenin ciddi ve ihmale gelmeyecek kadar önemli bir boyut kazandığını dile getiren Bahçeli “Allah korusun, herkesin kendi hukukunu tesis etmesi ve bunu savunması bu coğrafyadaki varlığımıza beka düzeyinde darbe vuracaktır. AKP kendi yargısını kurmaktadır. Tehlike had safhaya ulaşmıştır. AKP iktidarıyla birlikte hukuk devleti anlayışı darbe üstüne darbe almıştır. Rüşvet ve kayırmacılıkla ilgili pis kokular her tarafa yayılmıştır. Bu son olaydan sonra Sayın Cumhurbaşkanı mutlaka ve bir an önce devreye girmeli ve konunun muhteviyatı devlet krizine dönüşmeden kurumların ahenkli çalışmasını sağlayıcı girişimlerde bulunmalıdır. Aksi takdirde, yargıdaki başka istifalar, çekilmeler ve öfkeyle karışık atılacak bazı yanlış adımlar çok ciddi sonuçlara yol açabilecektir. Doğal olarak bunun bedeli de herkes için ağır olacaktır” diye konuştu.
-“AKP HÜKÜMETİNİ ASLA AFFETMEYİZ”-
Bahçeli grup toplantısında ekonomideki gelişmeleri de değerlendirdi. Türkiye ve dünya ekonomisinde önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçildiğini ifade eden Bahçeli, AKP döneminde Türkiye ekonomisinin sıcak para baronlarının hücumuna uğradığını kaydeden Bahçeli “Bizim için öncelikle, gelen sermaye Tokatlı kardeşlerimize iş sağlıyorsa, Elazığlı vatandaşlarımıza refah getiriliyorsa, fabrika açıyor, yeni iş sahaları oluşturuyorsa elbette bundan mutlu oluruz ve teşvik ederiz. Ancak yalnızca faize bakarak ve odaklanarak geldiğinden daha fazlasını götüren para sahiplerine hoş gözle bakmamızı da kimse beklememelidir. Ardahanlı çiftçimizin, Kayserili esnafımızın Yozgatlı memurumuzun Malatyalı emeklimizin Sivaslı işçimizin haklarının gasp edilmesine göz yummayız. Bu kapkaç ekonomisini ülkemize revam gören ve yerleşmesini sağlayan AKP hükümetini de asla affetmeyiz” dedi.
-“İKİ CİHANDA HESAP VERECEK”-
Başbakan Erdoğan’ın borsanın coşmasından, hisse senedi piyasasının canlanmasından dolayı memnun olduğunu ancak borsa endeksi artarken sanayi üretiminin ağır yaralı olduğunu belirten Bahçeli, “Sıcak para seli her tarafa yayılmışken insanımız hakkında birçok şaibenin bulunduğu pahalı eti yemeye devam etmektedir. Türk lirası değerlenirken ihracatçı kan ağlamakta mutfaklardaki temel gıdaların fiyatı sürekli artmaktadır. Bunun neresi istikrardır?” diye sordu. Dövizini getirip Türk lirasına bağlayanların milletin alın terini heba edenlerin Başbakan Erdoğan’ın destekçisi olduğunu, Başbakan’ın bunlarla yol arkadaşlığı yaptığını ifade eden Bahçeli, Türk lirasının temelsiz değer kazanmasının vatandaşın cebindeki paraların azalmasına yol açtığını söyledi. AKP hükümetinin mali disiplin altında seçim ekonomisi uygulayamayacağından dolayı sıcak paraya Türkiye’nin kapılarını ardına kadar açtığını kaydeden Bahçeli bunun sonunun felaket ve ağır bir kriz hali olduğunu belirtti. Bahçeli “İnancım odur ki Başbakan Erdoğan ve sıcak paradan üreyen zihniyeti, Türk milletinin kaynaklarını heba etmenin, ulufe gibi dağıtmanın hesabını iki cihanda da sonuna kadar verecektir. Bu dünyayı ilgilendiren kısmını inşallah biz yapacağız gerisi de Yüce Allah’ın takdirindedir ve şaşmaz ilahi adaletine emanet olacaktır” dedi.(ANKA)