BURDUR'DA DAVUTOĞLU'NA YÜKLENDİ
Isparta'dan sonra Burdur'a geçen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhuriyet Meydanı'nda yaklaşık 5 bin kişiye hitap etti. Bahçeli, burada da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştirmeye devam etti. Ak Parti dönemini 'kara dönem' olarak tanımlayan Bahçeli, "Bu kara dönem tarihimizde '2. Fetret Devri' olarak anılacaktır. AKP'yi bu duruma, geride kalan yıllarda içine düştüğü gönüllü teslimiyet düşürmüştür. İnsanımıza karşı vurdumduymazlık düşürmüştür. İhanet boyutuna gelen gayri milli politikaları düşürmüştür. Bugün AKP, ihanet, gaflet ve teslimiyet üçgenindeki hassas bir denge noktasında salınıp durmaktadır. Artık AKP'nin milli karar verme imkanı kalmamıştır. Milli hiçbir vasfı bulunmamaktadır. Gözü ve kulağı dışarıdadır. Siyasetini dış talimatlar üzerine oturtmuştur" dedi.
MİLLİ DEĞERLER SALDIRIYA UĞRADI
AKP'nin ihanet markası olduğunu söyleyen Devlet Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"13 yılı bulan bir dönemde Türkiye'nin dış politikası çökmüştür. İç politika tamamen çözülmüştür. Milli ve manevi değerler çok boyutlu saldırıya uğramıştır. Ülkemizin saygınlığı kalmamıştır. Ülkemizin yaptırım ve caydırıcılığı ortadan kalkmıştır. Burdurlu her şeyi görmektedir; AKP; taviz, talan, tahkir ve taciz kaynağıdır. AKP; kaos, kriz, kavga, karanlık, karmaşa, kutuplaşma, kargaşa odağıdır. AKP; yalan, yozlaşma, yasak, yolsuzluk, yoksulluk döngüsüdür. AKP; bunalım, bozgun, buhran ve bereketsizlik kümesidir. AKP ile varılacak bir gelecek yoktur. Dik durmadan bahsettiler, önüne gelene el pençe divan durdular. Hayaldi gerçek oldu dediler, hakikaten de her rezalete imza attılar. Büyüyen Türkiye iddiasını dillendirdiler, her zeminde küçülmeyi sineye çektiler. Onlar konuşur AKP yapar dediler, her zillete kucak açtılar, alçalmada, seviye kaybında sınır tanımadılar."
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Denizli mitinginde söylediği 'Elif gibi dik durduk' sözlerine de atıfta bulunan Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: "Davutoğlu ya bilmiyor, ya da bile bile gerçekleri çarpıtıyor. Bizim bildiğimiz AKP, bırakınız Elif gibi dik durmayı, önüne gelene neredeyse eğilmiş, dahası namertlere, nankörlere, nimet bilmeyenlere diz çökmüştür. Davutoğlu'nun kafası karışık, zihni melekeleri yerinde değildir. Bir dediği diğerini tutmamaktadır. Çünkü 7 Haziran'da kendisinin ve partisinin sandığa çakılacağını görmektedir. Bunun için de hezeyandan hezeyana koşmaktadır. Bir tarafta kendisi miting düzenlerken, diğer yanda Erdoğan siyasi kapkaççılık yaparak kanunsuz ve ahlaksız açılış ve temel atma törenleriyle Anayasa suçu işlemektedir. İkisi de müştereken başkanlığa çalışmaktadır. İkisi de Türkiye'nin kuyusunu kazmaktadır. İkisi de yeni Türkiye kepazeliğine, bölünme anayasasına ve çözülme sürecine hizmet etmektedir."
MİLLİ ONURA SAHİP ÇIKMAK ŞEREFTİR
Başbakan Davutoğlu'nun, helikopter yaptıkları yönündeki sözlerine de cevap veren Bahçeli, şöyle konuştu: "Uçak yaptık, yapıyoruz diye anlatıyor. TSK'nın kendi dönemlerinde onurlu olduğunu, kullanılan silahların milli olduğunu açıklıyor. Bitlis'ten Muş'a giderken sağ ve sol tarafında yüzde yüz Türk yapımı Atak helikopterlerinin uçtuğunu söylüyor. Bunu da şerefli olmakla izah ediyor. Biz milli olan her şeye saygı duyar, yanında oluruz. Çünkü bunu var oluşumuzun gereği olarak görürüz. Fakat anlayamadığımız husus şudur; Davutoğlu yerli helikopter yapmakla övünürken samanı bile ithal etmesini, etten patatese kadar yabancı ülkelere el açılmasını nasıl izah edecektir? Türkiye iğneden ipliğe yabancının eline bakarken Davutoğlu hangi alemde gezmektedir? Yerli silah yapmakla şerefli, izzetli olunuyorsa başta ABD, Rusya ve Avrupa ülkeleri olmak üzere kendi silah, uçak ve helikopterlerini imal eden ülkeler daha mı şerefli olacaktır? Davutoğlu bu kabiliyetle, bu beceriyle Başbakanlık'tan sonra komedi filmlerinde veya güldürü programlarında başrol oynamayı hak edecektir. En azından sarayda dalkavuk olmak yerine milletimizi tebessüm ettirmeye devam etmesi hayrına olacaktır. Davutoğlu şeref konusunda kör cahildir. Kendisi bize şerefli olmayı öğretmeye yeltenirken, devasa açık vermektedir. Silah yapmak değil, milli onura sahip çıkmak şereftir. PKK'yla pazarlık yapmak değil, cesurca mücadele etmek şereftir."
Davutoğlu'ndan "Fotokopi Başbakan" diye bahseden Bahçeli, "Erzurum'da Dadaş Ahmet, Sivas'ta Yiğido Ahmet, Elazığ'da Gakgoş Ahmet, Burdur'da Toros'un evladı Yörük Ahmet, Ağrı'da Ahmet Hani, Osmaniye'de Ahmet Sani olduğunu söylüyor. Peki Sayın Davutoğlu, İmralı'da ne oluyorsun, Kandil'de sana ne diyorlar? Obama seni parmakla çağırırken, Barzani'ye abi derken ne oldun, neye benzedin? Ve şahsına en çok yakışan sıfat da Serok Ahmet olacaktır" dedi.
Meral Akşehir'le ilgili ortaya atılan kaset iddialarına da yanıt veren Devlet Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı: "Özel hayatı linç eden ahlaksızlar demokrasiden anlamazlar. İnsan haysiyetine saldıran kaset tezgahtarları demokrasiyi hakkıyla benimseyemez. Namuslu insanlara çamur atan reziller ve bunlara kol kanat geren fırsatçılar insan olmanın erdemini hiç dikkate almazlar. Artık sinsi emellere karşı yürümek lazımdır. Artık istismar iğrençliğine karşı yürümek kaçınılmazdır."
Bahçeli, Burdur mitinginin ardından karayoluyla Antalya'ya geçti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz