'Bahçeli ile ilgili başına taş mı düştü'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
Bu kürsüden defalarca sordum 'Uludere faciasında emri kim verdi?' diye. Recep Tayyip Erdoğan en sonunda itiraf etti. Uludere faciasının sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetidir bunu herkes biliyor.
**"KANSER HASTASI DİLEK BAKANA DERS VERDİ"**
Dilek Özçelik Trakya Üniversitesi İngilizce öğretmenliği bölümü 3. Sınıf öğrencisi. Anne babalar çocuklarını büyük umutla okula gönderir. Dilek’in anne babası da aynı umutla çocuklarını okula gönderirler.
Ama bir şansızlığı oldu. Kanser tedavisi görmesi gerekiyor. Ama kanser ilacı bulamıyor.
Nereye el attıysa sorunun çözemedi. Belediyenin önünde caminin önünde bekledi umutla. Bakanı yakalarım diye.
Ve bakanı yakaladı derdini anlatmak için bakanın verdiği yanıt al bu parayı cebinden düşürme daha ne yapacağım.
21. yüzyıldayız kanser hastası genç bir kızın dramını konuşuyoruz.
Buna karşılık Dilek kardeşimiz o bakana da onun gibi düşünenlere de çok güzel bir ders veriyor. “Ben dilenci değilim sayın bakanım” diyor. Ve devam ediyor “insanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım” diyor. “Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda” diyor.
**"BAKAN, O MÜCADELEYİ ANLAYACAK KAPASİTEDE DEĞİL"**
Bu tablo 21. YY Türkiye’sine yakışan bir tablo değildir. O bakan bir eli yağda bir eli balda olan bir bakandır.
O öğrencinin tedavi görmek için verdiği mücadeleyi anlayacak kapasitede de değildir.
“Ben dilenci değilim” derken aslında bütün hastaların derdine tercüman oldu o…
İnsanlıktan nasibini almayanlar Dilek’in derdini anlamazlar…
**"DİLEK'E YAPILAN MUAMELE TOPLUM VİCDANINA ATILAN TOKAT"**
Dilek Özçelik kim.. Birimizin kızı ileride birimizin gelini olacak, birimizin torunu. Bu topraklarda yetişen biri. Siz ona bu muameleyi yaparsanız diğer vatandaşlara ne yapacaksınız.
Dilek’e yapılan muamele toplumun vicdanına atılan bir tokattır. Herkesin gerçeği görmesi lazımdır.
Anayasamızın 60. Maddesi var. Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir der. Hak olarak tanımlar lütuf olarak görmez.
O insana sen nasıl bakıyorsun sayın bakan. Kendi kulun olarak görüyorsun o insanı.
Dilek bütün sağlık sistemini aynasını önümüze koydu.
İlaç enteresan bir tüketim maddesidir. İlaç konusunda kararı tüketici değil bir profesyonel, doktor verir.
İlacı zamanında ve yerinde tüketmek zorundasın. Zor olan az ama pahalı sağlık alanıdır. Kanser gibi.
**"HASTADAN 10 FARKLI ÜCRET ALIYORLAR"**
O olayı çözemiyorsanız sorunu büyütmüş olursunuz.
Sağlık sisteminde 10 ayrı işlemden para alıyorlar. İlaç katılım payı alıyorlar. Muayene katılım ücreti alıyorlar, reçete ücreti alıyorlar, eşdeğer fiyat farkını alıyorlar, kutu başına para alıyorlar. Özel hastaneler için yüzde doksana varan ücret alıyorlar, tetkik ücreti alıyorlar…
Ve üç ayrı yerde de hastaya ödetiyorlar.
**"İLAÇ KARABORSASI İLK KEZ AKP DÖNEMİNDE OLDU"**
Dilek olayı nasıl patladı, asıl tartışmamız gereken konu bu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilaç karaborsası diye bir kavram yoktu. İlk kez bu olayla ilaç karaborsası gerçeği ile karşılaştık. Pahalı ilaçlar karaborsaya düştü.
Dönem olur da pek çok ürün kara borsaya düşler ama ilacın karaborsaya düştüğünü AKP döneminde gördük.
**"KAFANA TAŞ MI DÜŞTÜ"**
Sağlıklı çalışan bir ekonomide iktidar şantaj yapmaz. Sayın Bahçeli eleştiri yaptı diye AKP şantaj yapıyor: Senin dönemini inceleteceğiz.
Aklın yeni mi başına geldi senin kafana taş mı düştü. Şantaja asla izin vermeyeceğiz.
Bir yerde yolsuzluk varsa üzerine gidersin sen gidebilir misin gidemezsin, yolsuzluktan beslenen yolsuzluğun üzerine gidemez. Sen daha bu ülkeye malvarlığının hesabını veremedin.
Hesap vermesi gereken adam hesap soracakmış önce sen bir otur bu millete kul hakkını nasıl yedin onun hesabını ver.
**"TÜRKİYE CUMHURİYET'Nİ SİLENLER BİRBİRİNE DÜŞTÜ"**
Recep Tayyip Erdoğan hangi ülkenin Başbakanı. Diyebilir mi ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanıyım.
Türkiye Cumhuriyeti’ni siliyor, Vali de valilikten siliyor.
Bunu yapanlar şimdi birbirine düştü. Ben yapmadım onlar yaptı diyor.
**"BU CUMHURİYET SENİ BAŞBAKAN YAPTI"**
Takiye kültüründen gelen birisi ülkenin milli değerlerini koruyamaz. Türkiye cumhuriyeti kolay mı kuruldu. O cumhuriyet sen Rize’den yırtık ayakkabıyla buraya geldin o cumhuriyet seni başbakan yaptı.
Bu cumhuriyet Kayseri’de küçük bir esnafın oğlu olan Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı yaptı.
Bu cumhuriyet Tunceli’de bir memurun oğlu olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı yaptı. Cumhuriyet bu.
Şimdi kalkmış cumhuriyet düşmanlığı yapıyorsun.
Takiye kültüründen gelenler gün gelir en yakınındakilere ihanet eder.
**"ERBAKAN'IN ELİNİ ÖPÜYORDUN, SIRTINDAN HANÇERLEDİN"**
Erbakan’ın önünde diz çöküp el öpenler onu arkadan hançerledi.
Aynı şeyi Türkiye Cumhuriyeti’ne yapmaya çalışıyorlar. Senin gücün yetmez.
Bize soruyorlar barış huzur istiyor musunuz. İstemeyen mi var. Niye destek vermiyorsunuz. Neye destek vereceğiz. Bilen var mı. Senin Başkanlık sistemi için yaptığın çalışmalara mı destek vereceğiz. Avucunu yalarsın Recep Tayyip Erdoğan…
Açıkça söyledik bu sorunu aşmak istiyorsan dürüst ve açık olacaksın. İki, gizli ajandan olmayacak dedik. Başkanlık hayaliyle yatıyor başkanlık hayaliyle kalkıyor. Türkiye’nin ne olacağı umurunda değil.
Demokrasimizi, bayrağımız, Türkiye Cumhuriyeti’ni seviyoruz. Yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istiyoruz.