MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son günlerde yaşanan kaset tartışmaları hakkında, "Özel hayatı linç eden ahlaksızlar demokrasiden anlamazlar. İnsan haysiyetine saldıran kaset tezgâhtarları demokrasiyi hakkıyla benimseyemez. Namuslu insanlara çamur atan reziller ve bunlara kol kanat geren fırsatçılar insan olmanın erdemini hiç dikkate almazlar. Artık sinsi emellere karşı yürümek lazımdır. Artık istismar iğrençliğine karşı yürümek kaçınılmazdır" dedi.
MHP lideri Bahçeli, partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde vatandaşlarla bir araya geldi. Konuşmasına vatandaşların Miraç Kandilini kutlayarak başlayan Bahçeli, "Burdur vatan şairimiz Akif demektir, Burdur büyük tarihçimiz Halil İbrahim Kafesoğlu'nun emanetidir" dedi.
"BU KARA DÖNEM TARİHİMİZDE '2. FETRET DEVRİ' OLARAK ANILACAKTIR"
Burdur'un ilçelerini selamlayan Devlet Bahçeli, "Milletimiz, yakın tarihinin en büyük tahribatını yaşadığı bir dönemi geride bırakmak üzeredir. AKP ile geçen yıllar; huzur ve kalkınma arayan milletimiz için fırsatların kaçtığı, göz göre göre heba edildiği bir dönem olmuştur. AKP ile geçen yıllar, gerilim ve çatışmaların yaşandığı, kaynakların israf edildiği israf ve hüsran dönemi olarak akıllarda kalacaktır. Bu kara dönem tarihimizde '2. Fetret Devri' olarak anılacaktır. AKP'yi bu duruma, geride kalan yıllarda içine düştüğü gönüllü teslimiyet düşürmüştür. İnsanımıza karşı vurdumduymazlık düşürmüştür. İhanet boyutuna gelen gayri milli politikaları düşürmüştür. Bugün AKP, ihanet, gaflet ve teslimiyet üçgenindeki hassas bir denge noktasında salınıp durmaktadır. Artık AKP'nin milli karar verme imkânı kalmamıştır.
Milli hiçbir vasfı bulunmamaktadır. Gözü ve kulağı dışarıdadır. Siyasetini dış talimatlar üzerine oturtmuştur. Yıllardır deliğe süpürülme korkusuyla yaşamaktadır. AKP istismar mihrakıdır. AKP inkar mihrabıdır. AKP ihanet markasıdır" dedi.
"ERDOĞAN SİYASİ KAPKAÇÇILIK YAPIYOR"
Başbakan Davutoğlu'nun, Denizli'de "Elif gibi dik durduk" dediğini kaydeden Bahçeli, "Davutoğlu ya bilmiyor, ya da bile bile gerçekleri çarpıtıyor. Bizim bildiğimiz AKP, bırakınız elif gibi dik durmayı, önüne gelene neredeyse eğilmiş, dahası namertlere, nankörlere, nimet bilmeyenlere diz çökmüştür. Davutoğlu'nun kafası karışık, zihni melekeleri yerinde değildir. Bir dediği diğerini tutmamaktadır. Çünkü 7 Haziran'da kendisinin ve partisinin sandığa çakılacağını görmektedir. Bunun için de hezeyandan hezeyana koşmaktadır. Bir tarafta kendisi miting düzenlerken, diğer yanda Erdoğan siyasi kapkaççılık yaparak kanunsuz ve ahlaksız açılış ve temel atma törenleriyle Anayasa suçu işlemektedir. İkisi de müştereken başkanlığa çalışmaktadır. İkisi de Türkiye'nin kuyusunu kazmaktadır. İkisi de yeni Türkiye kepazeliğine, bölünme anayasasına ve çözülme sürecine hizmet etmektedir" diye konuştu.
"SAMANI BİLE İTHAL ETMESİNİ ANLAMIYORUZ"
Başbakan Davutoğlu'nun yerli helikopter yapıldığı yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Bahçeli şu ifadeleri kullandı:
"Davutoğlu, helikopter yaptık diyor. Uçak yaptık, yapıyoruz diye anlatıyor. TSK'nın kendi dönemlerinde onurlu olduğunu, kullanılan silahların milli olduğunu açıklıyor. Bitlis'ten Muş'a giderken sağ ve sol tarafında yüzde yüz Türk yapımı Atak helikopterlerinin uçtuğunu söylüyor. Bunu da şerefli olmakla izah ediyor. Biz milli olan her şeye saygı duyar, yanında oluruz. Çünkü bunu, var oluşumuzun gereği olarak görürüz. Fakat anlayamadığımız husus şudur:
Davutoğlu yerli helikopter yapmakla övünürken; samanı bile ithal etmesini, etten patatese kadar yabancı ülkelere el açılmasını nasıl izah edecektir? Türkiye iğneden ipliğe yabancının eline bakarken, Davutoğlu hangi alemde gezmektedir? Türk ordusunun AKP'yle beraber onurlu olduğunu söyleyen Serok Ahmet, 2002'den önce Mehmetçiğin onursuz olduğunu mu ima etmektedir? Yerli silah yapmakla şerefli, izzetli olunuyorsa; başta ABD, Rusya ve Avrupa ülkeleri olmak üzere; kendi silah, uçak ve helikopterlerini imal eden ülkeler daha mı şerefli olacaktır? Davutoğlu bize ne söylemeye çalışmaktadır? Davutoğlu bu kabiliyetle, bu beceriyle Başbakanlık'tan sonra komedi filmlerinde veya güldürü programlarında başrol oynamayı hak edecektir. En azından sarayda dalkavuk olmak yerine milletimizi tebessüm ettirmeye devam etmesi hayrına olacaktır. Davutoğlu şeref konusunda kör cahildir. Kendisi bize şerefli olmayı öğretmeye yeltenirken, devasa açık vermektedir. Silah yapmak değil, milli onura sahip çıkmak şereftir. PKK'yla pazarlık yapmak değil, cesurca mücadele etmek şereftir."
"ADA KONUSUNDA TECRÜBESİ HAYLİ FAZLADIR"
Başbakan Davutoğlu'nun dipsiz kuyuda olduğunu kaydeden Bahçeli, "Merhum Başbakan Menderes asılırken MHP'nin nerede olduğunu sormaktadır. Böylesine çapsız ve yönsüz soruya verilecek ne bir cevap, ne de bir karşılık vardır. Sayın Davutoğlu sen neredeydin, hangi çamurlarda geziyor, oynuyordun? Milliyetçi Hareket'in tarihi bellidir. Nerede durduğu da nettir. Yassıada ve Sivriadayı demokrasi ve özgürlük adası olarak projelendirmek ne Davutoğlu'nu ne de Erdoğan'ı demokrat ve özgürlüklere saygı duyan kişiler yapmayacaktır.
Demokrasi bir şuur meselesidir, bu da Davutoğlu'nda yoktur. Özgürlüklere hürmet insan olmanın onuruna riayettir, bu ise Erdoğan'da olmayan bir şeydir. Davutoğlu, proje tamamlandıktan sonra; 27 Mayıs'ta Meclis'in Yassıada'da toplanmasını talep etmektedir. İmralı'da toplananların, ada konusunda tecrübesi hayli fazladır. Davutoğlu Yassıada'yı bıraksın da, İmralı'daki ihanet oturumlarını anlatsın. Merhum Başbakan'ı anmak için önce demokrasiye saygı duymak, darbe çığırtkanlarına prim vermemek her şeyden daha anlamlı ve değerlidir" ifadelerini kullandı.
KASET TARTIŞMASI
Son günlerde yaşanan kaset tartışmalarına da değinen Bahçeli, "Özel hayatı linç eden ahlaksızlar demokrasiden anlamazlar. İnsan haysiyetine saldıran kaset tezgâhtarları demokrasiyi hakkıyla benimseyemez. Namuslu insanlara çamur atan reziller ve bunlara kol kanat geren fırsatçılar insan olmanın erdemini hiç dikkate almazlar. Artık sinsi emellere karşı yürümek lazımdır. Artık istismar iğrençliğine karşı yürümek kaçınılmazdır" dedi.
(ANKA)