Bahçeli: "madem İdam Cezasına İhtiyaç Var Akp’nin Önüne Geçen Yok"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan ve partisine sesleniyorum, hadi buyurun idam cezasıyla ilgili düzenlemeyi...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan ve partisine sesleniyorum, hadi buyurun idam cezasıyla ilgili düzenlemeyi hemen hazırlayın ve hemen harekete geçin de ne kadar dürüst ve sözünüzün eri olduğunuzu görelim" dedi.MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında Mersin’in Tarsus ilçesinde 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın katledilişiyle ilgili konuştu. Toplumsal cinnet, ekonomik felaket, siyasal hezimet ve ahlaki vahametin birbirine eklemlenerek Türkiye’yi köşeye sıkıştırdığını söyleyen Bahçeli, bunun yanında sosyal ve ekonomik çalkantının devamlı kamçılandığını, devamlı körüklendiğini dile getirdi.Türkiye’nin, hepimizi endişeye sürükleyen bir şiddet döngüsüne, vahşet sürecine kilitlenmek üzere olduğunu anlatan Bahçeli, "Mersin’in Tarsus ilçesinde, akıl almaz yöntemlerle, en aşağılık şekilde katledilen Özgecan kızımız nasıl bir cinnetle, nasıl bir şiddet seliyle karşı karşıya kaldığımızı göstermiştir. Öncelikle Özgecan evladımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Kederli ailesinin acısını yürekten paylaşıyor, bu hunhar cinayeti lanetliyor ve katillerin en ağır düzeyde cezalandırılmasını temenni ediyorum. Ailesinin ve hepimizin başı sağ olsun diyorum" şeklinde konuştu.Kadına yönelen şiddet dalgasının, masum canlara kast eden canice saldırıların niçin bu kadar yaygınlaştığını mutlaka araştırmak ve yorumlamak gerektiğini belirten Bahçeli, "Toplumsal huzurumuza musallat olan bu kanlı ve vahşi tablonun arkasındaki perde aralanmadıkça maalesef Özgecan’ların kaybını engellememiz ihtimal dahilinde değildir.Şiddet bir sonuçtur ve sebepleri gün yüzüne çıkarılıp tedavi edilmedikçe acıklı hadiseler vicdanları kanatmaya devam edecektir" dedi.Türkiye’de uzun bir süredir toplumsal şiddetin tesirini artırdığını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şiddet bir sonuçtur ve nedenleri gün yüzüne çıkarılmadıktan, kaynağına inilmedikten sonra uygulanacak tedbirler pansuman işlevi görecektir. Mersin’in Tarsus ilçesinde, 20 yaşındaki Özgecan kızımızın hunharca katledilişi hepimizi derinden sarsmış, hepimizi hüzne boğmuştur. Soğukkanlı katiller, burada anlatmayacağım vahşilikle Özgecan’ın canını almış, henüz hayatının baharında aramızdan koparmışlardır. Bu cinayete yurt çapında büyük bir tepki gösterilmiş, milletimiz haklı ve meşru bir infialle caniyi, yardım ve yataklık yapan suç ortaklarım protesto etmiştir. Yediden yetmişe herkes Özgecan’a üzülmüş, Özgecan için ağlamıştır.""KADINA ŞİDDET FELAKET ÖTESİDİR"Elim ve kahredici cinayetten sonra, herkesin sorması gereken çok şey olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:"Kadına, kıza, küçücük çocuklara yönelik şiddet niçin bu denli yaygınlık kazanmıştır? Hiç kimse katil, terörist, ölüm makinesi olarak doğmayacağına göre, hayatın olağan akışı içinde masum bir bebekten azılı bir canavar haline dönüşmenin etkisi nedir? Sorun yetişme şartlarında mıdır? Yoksa eğitim, kültür ve toplumsal geleneklerde mi saklıdır? Eksik bırakılan, yerine getirilmeyen, ihmal edilen, hatta unutulan hangi terbiye ve ahlaki ödevlerdir? Konunun uzmanları, üniversitelerin ilgili bölümlerinde görev alan akademisyenler ve bilim insanları bugün konuşmayacak, bugün düşünmeyecek de ne zaman dile ve insafa geleceklerdir? Fertlerdeki psikolojik ve sosyolojik açmazların tahlili, şiddeti doğuran sosyal ve siyasal iklimin analizi isabetle yapılmadan yasa çıkarılsa da anlamı olmayacak, idam cezası getirilse de şiddet durmayacaktır."Bahçeli, geçen yıllarda işlenen bazı kadın cinayetlerine de değinerek şunları söyledi:"2008 yılında, gelinlikle dünya turuna çıkan ve Gebze’de cesedi bulunan İtalyan sanatçının tecavüz edilip boğularak öldürülmesi sorarım sizlere, insanlıkla bağdaşmakta mıdır?Erdoğan’ın 2009 yılında, Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili ’sınırsız, kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma gerçekten bizi dertlendiriyor. Kendi bayına bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya’ ifadeleri bugünkü duruş ve tutumuyla uyumlu mudur? Ayrıca 2013 yılında, Nevşehir’in Göreme beldesinde 22 yaşındaki bir Japon kadın turistin öldürülmesi ve İstanbul Fatih’te tecavüz edilerek canı alınan ABD’li bir kadın henüz akıllardan çıkmamıştır. Ülkemize misafir gelen bu kadınların saldırı ve cinayetlere kurban gitmesi ülke imajını, milletimizin saygınlığını maalesef zedelemiştir. Gazetelerin üçüncü sayfaları kandan, kundaklamadan, taciz ve tecavüz haberlerinden geçilmemektedir. Kadına şiddet facia ve felaket ötesidir.""2008’DEN BU TARAFA KADIN CİNAYETLERİ YÜZDE BİN 400 ÇOĞALDI"Son on yılda 7 bin 122 kadının farklı nedenlerle katledildiğini, 5 bine yakın kadının tecavüze uğradığına dikkat çeken Bahçeli, "2008’den bu tarafa kadın cinayetleri, lütfen dikkat buyurunuz, yüzde bin 400 çoğalmıştır. Nitekim bu rakamlar sözün bittiğine apaçık işarettir. Bu çerçevede, 2014’de 294, sadece bu yılın Ocak ayında 20 kadın hayata veda etmiştir. Burada şiddet istatistiklerini daha da fazlalaştırıp sabrınızı zorlamak istemiyorum" dedi.Şimdiye kadar kadına şiddeti engellemek amacıyla birçok kanun çıkarıldığını ancak bir netice alınamadığını dile getiren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:"Toplumsal bilinçlenmeyi artırmak için kampanyalar tertip edilmiş, toplantılar, paneller, organizasyonlar düzenlenmiş, raporlar hazırlanmış, teessüfle söylemek istiyorum ki bir faydası dokunmamıştır. Yine taciz, yine tecavüz, yine ölüm ve saldırı vakaları almış başını yürümüştür. Kadına uzanan ellerin kırılmasını her defasında söyledik, bunun yanı sıra Başbakan da dillendirmiş, herkes, her kesim bu kararlılıkta olmuştur. Ancak cinayetlerin önüne geçilememiş, saldırıların arkası kesilmemiştir. Peki, vahşet ve şiddet dili niçin bu kadar hâkimdir? Kusur kimde, yanlış ve zafiyet nerededir? Bir defa şunu kabul edelim ki, toplumlar için büyük tehlike geçiş dönemlerinde dengeyi kaybetmektir. Türkiye’nin en temel sorunu sosyal ve siyasal dengesini yitirdiğinden üst üste tökezlemesidir. İlave olarak iddialı değişim sloganları tarihi ve kültürel tecrübeyle desteklenmediği, sosyal zeminde karşılık bulmadığı zamanlarda anlam bunalımı, maneviyat krizleri, ahlaki çöküşler ortaya çıkmaktadır. Hukuk askıda, adalet kenarda ise suç ve suçlu sayısı patlamaktadır. Toplumsal adalet duygusu göçtüğü anda, yaptırım ve cezalandırma sistemi alabora olduğu takdirde şiddet egemen olmaktadır. Şimdi herkes idam cezasının tekrar getirilmesiyle ilgili yorum yapmakta, bu konuda iktidar partisi de başı çekmektedir."ÖNLERİNDE BİR ENGEL YOKAK Parti’nin toplumsal tepkiyi eritmek, yükselen itirazları emmek için idam tartışmalarının önünü açmakta olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı: "Burada çok ciddi bir samimiyet noksanlığı olduğu nettir. Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, madem katillerin hak ettiğini bulması istenmektedir; o zaman AKP’nin önüne geçen, engel çıkaran, elini tutan da yoktur, olmayacaktır. İktidarın karanlıktan el sallaması bize göre amaç ve niyetini gizlemeye yetmeyecektir. Başbakan ve partisine sesleniyorum; hadi buyurun, idam cezasıyla ilgili düzenlemeyi hemen hazırlayın ve hemen harekete geçin de ne kadar dürüst ve sözünüzün eri olduğunuzu görelim."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: