MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 'Öcalan' çıkışı gündeme bomba gibi düştü. Bahçeli'nin çok konuşulacak çıkışı sonrası CHP lideri Özgür Özel'den de çarpıcı açıklamalar geldi.
Özgür Özel açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bugün buraya gelmeden 24 saat önce, Türkiye'de böylesi önemli bir gündem vardı ama bu duruma evrilmemişti. Sayın Bahçeli'nin açıklamalarıyla önemli bir eşikteyiz. Şimdi herkes neyin ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Ama biz meseleye şuradan bakıyoruz; eğer Sayın Bahçeli'nin söylediği söz, bir kişinin özgürlüğü, bir kişiye af, ona verilecek bir kürsü, oradan söylenecek bir söz, lağvolacak bir örgüt ve her şey tamamdırsa maalesef hiçbir şey tamam değildir o anlamda.
Son söyleyeceğimi baştan bir kez daha söyleyeyim; CHP barışa giden, annelerin göz yaşı dökmesini durdurmaya yönelik olan, şehit gelmesine, çatışmalar olmasına ve Türkiye'nin gelişimine engel olan bu sürecin tamamlanması, bitmesi, ortadan kalkması için, terörün durması için, terör örgütünün ortadan kalkması için, Türkiye'nin 86 milyon birden barış içinde kucaklaşabilmesi için atılacak her adımı önemsiyor ve engel olmayacak, kimin sözü varsa da kıymetlidir, söylesin. Ama şu söz söylenmesin; Türkiye'de kürt sorunu yoktur, bir sorun vardır, onu da birisi konuşunca bitecektir. O zaman işte şu noktaya geliyorsunuz; bu masayı Diyarbakır'daki kadınların sorunlarını, bu masayı daha da genişleterek Diyarbakır'daki kürtlerin sorunlarını, Türkiye'deki 26 milyon kürdün sorununu yok sayıyorsunuz, o zaman aslında iyi bir şey yapayım derken hepimizi çok daha kötü bir şeye razı etmeye çalışıyorsunuz. Bunu kabul etmek mümkün değil.
Kürt sorunu vardır, tam da şuradadır Kürt sorunu; Kürdün sorununun olup olmadığına Kürtler karar verir, Devlet karar veremez. Büyük devlet karar vermiş, küçük devlet de dün ilan etmiş gibi görünüyor. Onların demesiyle Kürt sorunu bitmez. Aksine onlar böyle dedikçe derinleşir. O yüzden Kürtlerin sorunları Kürtler 'Sorunum kalmadı' diyene kadar vardır ve çözülmesi gerekir. Birisine senin sorunun yok demek otoriterliktir. Demokrasilerde o birisi 'Sorunum yok' diyene kadar sorun var demektir. Biz de bununla ilgili elimizden gelen her türlü katkıyı ifade etmeye devam edeceğiz.
Ülkemizin bütün vatandaşlarını istediğini konuşabildiği, istediği dilde konuşabildiği, kamuda temsil edildiği, siyaset yapma haklarının olduğu, ayrıştırılamadığı, hukuki öngörülebilirliğin olduğu bir ülke olana kadar CHP sosyal demokrat bir parti olma sorumluluğuyla çalışmaya ve mücadele etmeye devam edecektir.
Terörün varlığı tüm Türkiye'nin sorunudur. Ama Kürtlerin sorunları da sadece Kürtlerin değil, tüm Türkiye'nin sorunudur. Bu iki sorun eş zamanlı olarak çözülmedikten sonra bu iki sorun birbirini doğurmaya devam edecektir. Bunun olmaması için biz Diyarbakır'daki iyi niyeti, umudu görüyoruz. Ama Diyarbakır'daki endişeyi de sabah yaptığımız toplantıda kaydettik. Çünkü bir kez daha bir süreç yürütülürse, bir kez daha bir umut ve bir kez daha başarısızlık, geçen sefer ne acılar yaşattıysa çok daha fazlasını yaşatabilir. Bu sebepten dolayı son derece dikkatli olmak durumundayız.
Kürtlerin yaşadığı sorunların sadece bir kişinin Meclis'te konuşmasıyla değil, 86 milyonun temsilcilerinin parlamentoda oturmasıyla, konuşmasıyla demokratik siyasetin önünün açılmasıyla ve kurulacak masaya 86 milyonun oturmasıyla çözülebilecektir.
Bugün Cumhur İttifakı'nın Kürtlerin sorunlarını görmediği, gündemine almadığı, alelacele bir şeyler yapmaya çalıştığı süreç son derece riskler, tehlikeler barındırmaktadır."