Bahçeli'den Başbakan'a sert eleştiri

MHP Lideri Bahçeli, Başbakan'a "Sahte gözyaşları dökmesi bu tiyatronun yeni bir sahnesidir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP Grubu'nda yaptığı konuşmada idam edilen ülkücü gençler için yaptığı konuşmayı "riya malzemesini bu son çırpınışında cepheye sürmüştür" şeklinde değerlendiren MHP Lideri Bahçeli, "Sahte gözyaşları dökmesi bu tiyatronun yeni bir sahnesidir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmayı "siyasi tarihimizin kara bir ilkesizlik, riyakarlık, siyasi sahtekarlık ve münafıklık örneği" olarak değerlendiren Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Türk milleti yalan gözyaşları döken Başbakan'ın siyasi tükenişinin hazin tablosunu ibretle izlemiştir. Türkiye'yi etnik temelde bölmeyi amaçlayan PKK açılımının ve AKP'nin sekiz yıllık yıkım dönemindeki yolsuzluk ve hırsızlıklarının hesabının yargı önünde görüleceği siyasi mahşer günü çok yakındır.

Siyasi ihtiras ve korkuların ruhunda yarattığı kasırgaların etkisi altındaki Başbakan'ın marazi ruh halinin nedeni budur. Bu hezeyanlar Başbakan'ın son çırpınışlarıdır. Başbakan'ın Anayasa değişikliği konusundaki gizli amacı ve niyeti etnik bölücülüğün önünü açmak ve yolsuzlukların hesabını vermekten kaçmaktır. Bu nedenle bütün ümidini Türk milletini son bir kez aldatarak referandumda evet çıkmasını sağlamaya ve kendini koruma altına alacağını hesapladığı yandaş yargı düzenlemesini yaparak hazin akibetten kurtulmaya bağlamıştır."

Başbakan Erdoğan'ın "hiçbir ahlaki ve vicdani ölçü tanımadan bütün yalan ve riya malzemesini bu son çırpınışında cepheye sürmüştür" diyen Bahçeli, "ülkücü şehitler için sahte gözyaşları dökmesi bu tiyatronun yeni bir sahnesidir" dedi. Başbakan'ın "traji bir siyasi tarihi önünüze getireceğim, bu dram olacak" sözlerini ise kendi dramını sahneye koyduğunu iddia eden Bahçeli şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"12 Eylül 1980 askeri darbesinde darağaçlarında ve işkencelerde hayatlarını kaybedenlerin hatıralarına sığınan Başbakan’ın hem ülkücü hem de devrimci özelliklerini bugüne kadar içinde gizlediği bu vesileyle anlaşılmıştır. Ancak, bunu otuz yıl nasıl sakladığı, bu bastırılmış duyguların ruhunda nasıl bir tahribata yol açtığını tam olarak anlamamıştır.

Psikiyatrinin alanına giren bu ilginç durumun konunun uzmanlarınca incelenmesi yararlı olabilecektir. Ülkücü şehidimiz Mustafa Pehlivanoğlu’nun son mektubunu bazı pasajları atlayarak kürsüde okuyan Başbakan’ın senaryo gereği sahte gözyaşı dökmesi riyakârlığın ve ilkesizliğin zirvesi, son noktası olmuştur.

Başbakan bu konuda da kendisini aşmış, bilinen riya ve takiye özelliklerinin ötesine geçerek bir siyasi sahtekârlık tiyatrosunun aktörü olarak Türk milletinin karşısına çıkmıştır. Başbakan’a okurken kürsüde ağladığı ülkücü şehidimizin son veda mektubunda atladığı şu satırları hatırlatmak istiyorum. (Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır. Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın.)"

Reklam
Reklam

Başbakan’ın aynı gün Hakkâri Çukurca ve Van’da PKK terör saldırıları sonrası toprağa düşen yedi şehidimiz karşısında bu kadar duygulanmamadığını ifade eden MHP Lideri Bahçeli, "Gerçek niyetlerin ne olduğunu bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Buradan ağlayan Başbakan’a seslenmek istiyorum" diyerek şunları şöyledi:

"Dün Meclis’te Ülkücü şehitler için döktüğünüz sahte gözyaşlarının bir damlası ile aynı gün ocaklarına ateş düşen yedi şehidimizin muhterem annelerinin döktüğü gözyaşlarının bir damlasının vicdan laboratuarında samimiyet testinden geçirilmesi sonucu ortaya çıkacak ahlak ve dürüstlük raporu karşısında yüzünüz kızaracak mıdır?

Türk milleti Başbakan’ın Anayasa değişikliğini pazarlamak için utanmadan sergilediği bu siyaset kalpazanlığının, bu milli irade dolandırıcılığının gerçek nedenlerini ve arkasındaki çirkin yüzü elbette görecek ve hükmünü verecektir.

Ülkücü şehitler için sahte gözyaşları dökerek siyasi münafıklığın şahikasına çıkan Başbakan’ın ve kahraman Özel Harekât mensuplarını milliyetçi oldukları için bıyıklarından hareketle aşağılamaya yeltenen yardımcısının başını çektiği 'AKP Yalan Kumpanyası'nı bekleyen akıbet 12 Eylül 2010 günü milli irade duvarına çarpmaktır. Türk milliyetçileri ve ülkücü camia, şerefli hatıralarını ebediyete kadar yüreklerinde yaşatacağı aziz şehitlerimizin ruhları ile birlikte 12 Eylül 2010 günü Başbakan’ı referandum sandığı başında bekliyor olacaktır."(ANKA)

Reklam
Reklam