MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Şırnak Uludere’de yaşanan olayla ilgili, "Yüzde bir ihtimal olsa, sınırlarımızdan kanun dışı yollardan girenlerin bir tek Mehmetçiğe, bir tek vatandaşımıza zarar vereceği hesap ediliyorsa ve bu bir tehdit olarak görülüyorsa devlet derhal gereğini yapmalıdır ve bu son olayda da yapılmıştır. Mehmetçiklerimizin, polislerimizin ve korucularımızın hayatı ihtimallere teslim edilemeyecek kadar kıymetli ve bizim için azizdir" dedi.
Terörist geçiş güzergahı olarak bilinen bir sınır noktasına, havadan düzenlenen operasyon neticesinde sivillerin hayatını kaybetmesinin bir çok kuşku ve muammayı gündeme taşıdığını belirten Bahçeli, "Yapılan cenaze törenlerinin PKK şovuna çevrilmesi, örgüt paçavralarının tabutların üzerine serilmesi esasen olayın arkasındaki sisli yanları da kısmen netleştirmiştir" dedi.
Uludere’deki olaydan sonra yapılan gösterilerin tahammülleri zorladığını belirten, medyada ‘halkını bombalayan devlet’ haberlerini eleştiren Bahçeli, "Kaymakama kalkan elleri toplum psikolojisi olarak masumlaştıran, ama sıra Uludere’ye gelince özür bekleyen maksatlı zihniyetleri aziz milletimiz hayret ve kızgınlıkla takip etmiştir" dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve bakanlardan gelen açıklamaların tatmin edici olmadığını ifade eden Bahçeli, olayın hükümet tarafından çok yönlü araştırılması ve gerçeklerin bir an önce ortaya çıkartılmasını istedi.
**-"PKK BARZANİ VE TALABANİ HİMAYESİNDE"-**
Bahçeli grup toplantısında MHP’nin yaşanan bu olaydan yola çıkarak süreci ve gelişmeleri yorumlayarak bundan sonraki yaşanması muhtemel olaylara karşı tespit ve önerilerini de 5 başlık altında paylaştı. 1984 yılından bu yana Kuzey Irak’tan Türkiye yönelik terör saldırılarının organize edildiğini, PKK’nın vahşi eylemlerini Barzani ve Talabani’nin koruyucu kanatları altında yürüttüğünü belirten Bahçeli, "Barzani ve Talabani, PKK’nın yanında ve himaye edenleridir" dedi.
**-"KANDİL’E GİRİLMESİ ŞART"-**
Terörist öldürmenin, inleri bombalamanın gerektiğini ancak terörle mücadele için sadece bunun yetmediğini belirten Bahçeli, terörü geri planda besleyen, eğiten, barındıran ve destekleyen mihrakların da aynı başarıyla caydırıldığını söylemenin mümkün olmadığını belirtti. Irak’tan Türkiye’ye ve Türk milletine yönelik düşmanca saldırıların arkasında küresel projelerin olduğunu, bu projelerin de Başbakanın taşeronluğu ve okyanus ötesinden yönetildiğini iddia eden Bahçeli, "PKK terör örgütünün arkasında Türkiye ve bölge üzerinde oynan küresel projeler vardır. ABD kendisinin Taliban’a, El Kaide yaptığını, Türkiye’nin PKK’ya yapmasına rıza göstermemektedir. ABD’ye rağmen veya ABD’yi ikna ederek Kandil’e girilmesi ve konuşlanılması mutlak anlamda şarttır" dedi.
**-KAÇAKÇILARLA İLGİLİ İKİ ŞÜPHE-**
Terörle mücadelenin hız kazandığı yıllardan bu yana bir suç olan "kaçakçılık" faaliyetlerinin göz ardı edilip gerekli önlemlerin alınmadığını belirten Bahçeli, teröristlerin yaygın olarak kullandığı güzergâhların, kaçakçılık faaliyeti için de kullanıldığına dikkat çekti. Militan sızmaların ve terörle mücadelenin yoğunlaştığı dönemde, buraları kullanarak riski göze alanların terör örgütüyle veya güvenlik güçleriyle karşılaşmayı göze almış olması gerektiğini belirten Bahçeli, "Yasa dışı ve büyük bir tehdidin yaşandığı bu alanları kullananların, başlarına gelebilecek en kötü olasılıkları hesaplamış olmaları makul ve olması gereken bir husustur" dedi. Teröristlerin geçiş ve ilerleyiş güzergâhında kaçakçılıkla meşgul olanların ya PKK provokasyonlarına, istihbarat yanıltmalarına alet edileceklerini ve bu şekilde canlı hedef haline getirilerek isyan provalarına mazeret oluşturacaklarını ya da yasa dışı kaçakçılıkla hayatlarını sarp kayalıklarda ve dar geçitlerde heba edeceklerini ifade eden Bahçeli, "Buradan çıkaracağımız bir diğer sonuç ise, AKP Hükümeti’nin zenginlik, hizmet götürme, yatırım yapma, yoksulluğun ortadan kaldırılması gibi iddialarının ne derece iflas etmiş olduğunun ortaya çıkmasıdır" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin harekât yaptığı alanın meşru bir sınır kapısı veya gümrük noktası değil, teröristlerin sürekli sızıp kanlı eylemlerini yaptığı önemli bir tehdit bölgesi olduğuna dikkat çeken Bahçeli, bu alanda insan da yaşamadığına da dikkat çekerek şunları söyledi:
"Uludere sınır bölgesinde ölenler bu kadar büyük bir grup halinde PKK ile onun etkin olduğu alanda güven içinde kaçakçılık yapıyorlarsa; aklımıza iki husus gelecektir: Bunlar kendilerine dokunulmayacağını ihsas eden ya bir garanti almışlar, ya da terör örgütünün yeni bir oyunu dahilinde tuzağa çekilip öldürülme ihtimaliyle yüz yüze bırakılmışlardır."
**-"YÜZDE BİR BİLE İHTİMAL OLSA"-**
Aktütün, Dağlıca, Hantepe ve Gediktepe baskınlarından sonra yapılan suçlamalar, ithamlar, neden önlem alınmadığına dair eleştirileri hatırlatan Bahçeli, bu baskı ve taciz altında terörle etkili ve kararlı bir mücadelenin yapılabilmesinin kolay olmadığını belirterek şu değerlendirmede bulundu:
"Yüzde bir bile ihtimal olsa, sınırlarımızdan kanun dışı yollardan girenlerin bir tek Mehmetçiğe, bir tek vatandaşımıza zarar vereceği hesap ediliyorsa ve bu bir tehdit olarak görülüyorsa devlet derhal gereğini yapmalıdır ve bu son olayda da yapmıştır. Mehmetçiklerimizin, polislerimizin ve korucularımızın hayatı ihtimallere teslim edilemeyecek kadar kıymetli ve bizim için azizdir."
**-"GÜVENLİK BÖLGESİ OLUŞTURULSUN"-**
MHP’nin "Irak’ın Kuzeyinde Güvenlik Kuşağı veya Bölgesi Oluşturulması" yönündeki önerisinin öneminin bu son olayla birlikte yeniden ortaya çıktığını belirten Bahçeli, "Türkiye mutlaka kendisine avantaj sağlayacak arazi derinliğine sahip olacağı yerden itibaren derhal güvenlik kuşağı oluşturmalıdır" dedi.
Bahçeli, Uludere ile ilgili değerlendirmesini "Uludere üzerinden nemalanma arayışında olanlar, bu meseleyi kanatarak siyasi prim elde etmeye çalışanlar, büyüyen kaos dalgasından muaf olmayacaklarını, rüzgar ektikleri yerden fırtına biçeceklerini unutmamaları gerekmektedir" sözleriyle tamamladı.