ANKARA (ANKA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Şırnak Uludere’de yaşanan olayda yaşamını yitirenlerin taşıdığı kaçak malların içeriği ve kim adına taşındığının açıklığa kavuşturulmasını isterken olayda ölenlerin büyük kısmının 18-20 yaşında olduğuna dikkat çekerek, “PKK’nın yeni militan kadro devşirme" şüphesine netlik kazandırılmasını istedi.
35 kişinin yaşamını yitirdiği olayın bölücü terör örgütünün ana kamplarının yer aldığı ve sivil yerleşime açık olmayan Irak’ın kuzeyindeki "Sina-Haftanin" bölgesinde yaşandığına dikkat çeken Bahçeli, TSK’nın yaptığı operasyonların hedefinde buraların olmasının tartışmasız bir husus olduğunu söyledi.
-“TERÖRİSTLERİN GEÇİŞ GÜZERGAHINI KULLANMALARI MASUM DEĞİL”-
Sözü edilen yerde kaçakçılık gibi gayri meşru faaliyetlerin gece saatlerinde yürütülmesinin yanlış anlamalara ve değerlendirmelere kapı aralayabileceğini belirten Bahçeli, “Görevi ve yöresi ne olursa olsun, kanun dışı yollara tevessül ederek, teröristlerin geçiş ve ilerleyiş güzergâhını kaçakçılık yapmak maksadıyla kullananların masum görülmesi de eşyanın tabiatına aykırı olacaktır. Kaldı ki, PKK’lı teröristlerin yoğun olarak bulunduğu bir bölgede, onların gözetim ve müdahalesi olmadan kaçakçılık faaliyetinin yerine getirilmesi hem imkânsız hem de akla aykırı bir durumdur” dedi.
Bahçeli olayın aydınlatılması için şu dört sorunun yanıtlanmasını istedi:
-Kaçakçılık yaptığı iddia edilen kişilerin, nelerin geçişini ve taşıyıcılığını yaptıkları ve ele geçirilen kaçak malların halen nerede ve kimlerin elinde tutulduğu açıklığa kavuşturulmalıdır.
Ayrıca kaçakçılığa konu olan madde ya da malların hangi çevrelerin nam ve hesabına taşındığı, bu işin içinde peşmergenin veya PKK terör örgütüyle birlikte uzantılarının da parmağının olup olmadığı mutlaka izah edilmelidir.
-Ölenlerin çoğunlukla 18-20 yaş aralığında olduğu ve aynı aileye mensup 29 kişinin bulunduğu düşünüldüğünde, PKK’nın yeni militan kadro devşirmek ve genç yaştakileri kullanmak için böylesi bir organizasyonun içinde olup olmadığı şüphesine de netlik kazandırılmalıdır.
-Medyada köşe tutarak ihanete mihmandarlık yapan çürümüş kalem sahiplerinin, devletin resmi makamlarından ve organlarından önce meseleyle ilgili kesin bilgi ya da yargıya varmaları nasıl mümkün olmuştur?
-Son aylarda terörle mücadelenin yoğunlaştığı ve belirlenen hedeflere yönelik operasyonların sıklaştığı bir zaman aralığında, mücadelenin doğasını, doğrultusunu ve dinamizmini tarumar etmek amacıyla eylem ve fikir birliği içinde olanların tespit ve teşhisi yapılmış mıdır?
-"CEZAİ TAKİBAT YAPILMALI"-
Bahçeli güvenlik güçlerinin, kaçakçılık yapanlara göz yummasının mümkün olmayacağını ancak böylesi vahim bir hataya düşenlerin de haklarında gecikmeksizin cezai takibat ve yaptırımın yapılması gerektiğini söyledi.
-DAĞLICA-AKTÜTÜN-HANTEPE HATIRLATMASI-
Teröristlerin silah, mühimmat ve patlayıcı maddeleri yük hayvanlarıyla sevk edip karakollara hain saldırı düzenlediklerinin bilindiğini belirten Bahçeli, Aktütün, Dağlıca, Hantepe ve Gediktepe baskınlarını hatırlattı. Yaşanan olayda da kalabalık grubun muhtemel terör eylemlerinin bir aşaması olarak değerlendirilmiş olabileceğini belirten Bahçeli, “Her şeyden önce Türk devleti terörle mücadelede vatandaş militan ayrımını yapacak basiret, bilgi, deneyim ve erdeme ziyadesiyle sahiptir. Bu nedenle, Uludere’de vuku bulan talihsiz ve üzücü olayı istismar ederek kan tacirliğine soyunan bedbahtlar, ağızlarından çıkanların nerelere varacağını biraz insaf ve vicdanları varsa hesap etmelidirler” dedi.
-“KUŞKULAR SORUŞTURMA İLE GİDERİLMELİ”-
Bahçeli, olayın kaşınarak katliamla ilişkilendirilmesi, yas çağrıları, halkına kurşun sıkan ve bomba atan devlet ithamlarının "büyük bir sorumsuzluk, ahlaksızlık ve kötü niyetlilik" olarak hatırlanacağını belirterek şunları söyledi:
“Güvenlik kuvvetlerimizin yeni bir cendereye alınarak, terörle mücadelede çok ihtiyaç duydukları moral ve motivasyonlarını törpülemeye ayarlı kara ve kirli propagandanın mesafe almaması için sorumluluk mevkiinde bulunanlar son derece uyanık olmalıdırlar. Bu kapsamda, Şırnak’ın Uludere ilçesi sınır bölgesinde hayatını kaybedenlerle ilgili başlatılan adli ve idari soruşturmalar çok yönlü ele alınmalı, bir an önce tamamlanmalı ve var olan kuşkular mutlaka giderilmelidir.”