Bahreyn

Arap ülkelerinin en küçüğü olan bu ada ülkesi aynı zamanda en geçimli körfez devletlerinden biri olma özelliği taşıyor.

Başkenti Manama olan Bahreyn’in nüfusu 1.3 milyon civarında ve resmi dili Arapça.

Bahreyn adeta bir istiridye gibi dıştan sert görünse de içindeki güzellikleri görmek için o kabuğu kırmak biraz zaman alabiliyor. Manama’daki muhteşem ulusal müzeden tutun da sıra dışı höyüklere varana kadar gezilecek ve görülecek çok şey var.

Ülke çok uzun zamandır denizle olan ilişkisiyle tanımlanıyor. Bahreyn Arapça’da “iki Deniz” anlamına geliyor. Ülkenin konumu sadece gözle görülen adanın boyutu haricinde sığ sularda ülkenin sınırına giriyor. Köpürerek sahile vuran tatlı su kaynakları 4000 yıldır burada insanlara yaşam ve yerleşim olanağı sağlıyor. Bu da ada etrafında açığa çıkmış arkeolojik kalıntıları açıklıyor. Aynı zamanda bu kaynak suları yıllarca adanın ticaretine hayat veren incilerin de oluşumunu sağlamış.

Reklam
Reklam

Manama’nın modern zenginliği ve yüksek profilli bina projeleriyle övünülse de iklim değişikliği sebebiyle oluşacak etkiler son sözü denizin söylemesine sebep olabilir.

Bahreyn Ulusal Müzesi Manama’da bulunan görülmesi gereken en önemli yerlerden biri. Tarihi Dilmun uygarlığı ile ilgili bir çok bilgi edinebileceğiniz müze, post modern bir yapıya ve camları denize bakan harika manzaraya sahip bir bina.

Bahreyn Kalesi’nin tepesinden 16. yüzyıl deniz manzarasına bir göz atabilirsiniz. Kale, Portekizliler tarafından körfeze karşı koruma amaçlı inşa edilmiş. Burası gece, tarihin adeta hayat bulduğu daha mistik ve daha çekici bir hal alıyor.

Eğer İslam ile ilgili daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız, bilgilendirici tur rehberleriyle mutlaka muhteşem Al-Fatih Camii’ni ziyaret etmelisiniz. 1984’te inşa edilen camii ülkenin en büyük yapısı; 7000 kişilik kapasiteye sahip. Camii İtalya’dan getirtilen mermerle , Avusturya’dan getirilen camlarla ve Hindistan’dan getirilen tik ağacından yapıldı. El işleri ise Bahreynli zanaatkarlar tarafından tamamlandı.

Reklam
Reklam

Tatlı severler “Rangena”yı mutlaka tatmalı. Yerel yemeklerden “Khabees” ya da pilav ile tavuğun baharatlı karışımından oluşan “Makbus”u mutlaka denemelisiniz.

Ülke genel olarak kasım ve mart aylarında mavi gökyüzü ile serin bir havanın etkisinde oluyor. Nisan ayında Formula One Grand Prix’in heyecanlı ortamına siz de katılabilirsiniz. Aynı zamanda nisan ayında geleneksel Kültür Mirası Festivali’nde dans etmenin keyfine varmak isteyebilirsiniz.