Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, silah depolayıp güvenlik güçleri ve sivillere saldırıp, bomba patlatanlar ile konuşulamayacağını belirterek, "Zaten konuşacak bir şeyleri kalmadığı için kalkıp koşa koşa Moskova’ya gidip birileri ile sarmaş dolaş olmuşlardır" dedi.
Seçim bölgesi Şanlıurfa’da temaslarını sürdüren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, merkez Haliliye Belediyesi tarafından 169 mahalle muhtarına bilgisayar dağıtılması törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Çelik, bölgede yaşanan terör olaylarına değindi ve çözüm sürecini tekrar masaya yatırmak isteyen taraflarla konuşulacak bir şeyin kalmadığını söyledi. Silahları depolayıp askerine, polisine, vatandaşına ve çocuğuna bomba patlatıp kurşun sıkanlarla bu ülkede konuşacak bir şeyinin kalmadığını ifade eden Çelik, şöyle dedi:
"Türkiye üzerinde özellikle Güneydoğu coğrafyası üzerinden çok büyük oyunlar oynanmaktadır. Bu 30 yılı aşkındır devam eden bu terör belasının artık bir son bulması gerekiyor. Bitmesi ve gündemimizden çıkması gerekiyor. Peki terör örgütü için terör yandaşları için değişen bir şey oldu mu? Değişen hiçbir şey olmadı. Aynen bildikleri yoldan devam ettiler. Üstelik hem bölgemizden büyük bir destek alarak hem de Türkiye’nin bazı yerlerinden destek alarak 80 milletvekili ile meclise girmelerine rağmen, seçmenin sesine kulak vereceklerine dağdan kendilerine gelen tehditlere kulak vererek, demokrasiyi de kendilerine göre katlettiler ve demokratik yolu da çıkmaz sokak haline getirdiler. Oysa milletin vermiş olduğu bu desteği parlamentoda hak arama adına kullansalardı, kendilerine göre doğruları savunup yasa faaliyetlerine dönüştürmüş olsalardı, olması gerekeni yapmış olacaklardı. Ama ne yazık ki bu yolu tercih etmediler. O bildikleri yolu yani kardeşlerin arasındaki husumeti büyütmeye, ayrılıkçı anlayışları, ayrılıkçı tohumları ekmek için adımlar atmaya devam ettiler."
'ARTIK MASKE DÜŞMÜŞTÜR'
Devlet olarak üzerlerine düşen her şeyi yapacaklarını vurgulayan Bakan Çelik şöyle devam etti:
"Biz, 'kardeşlik, barış ve huzur' dedik. Bir tane şart vardı ortada. Biz hükümet ve devlet olarak üzerimize düşeni yapacaktık. Birileri bu ülkeden eğer terör faaliyetlerinden yana iseler bu ülkeyi terk edeceklerdi veya silahlarını bırakıp gelip adalete teslim olacaklardı. Bunu yaptılar mı? Yok. Huzur ortamında 3 yıl buralarda turizm gelişsin, yatırımlar gelişsin, kalkınma gerçekleşsin diye uğraşırken maalesef onlar evler, camiler, mabetler ve kanalların içerisine silahları depo etmekle meşgul oldular. Madem barıştan yanasınız bu silahları şehrin içerisine gömen Haliliye İlçesi'nin muhtarları mıdır? Allah aşkına böyle bir şey olabilir mi? Huzurdan yana olanlar, kanın akmasına karşı olanlar, apartmanların altına, camilerin altına ve mahallelerin içerisine silah depo eder mi? Eğer silahlar depolanıyorsa bunu kim depoluyorsa bu milletin barışının ve huzurunun altına dinamit koyar. Onun için artık maske düşmüştür. Artık ne deseler boş, ne söyleseler boştur. Demokrasi ve barış kelimeleri lafta ve hepsi sözde. Biz dedik ki lafta ve sözde barış değil özde barış ve gönülden insanı seveceksin. Gönülden insanlara değer vereceksin. Ama laf da bol miktarda barış kelimesi kullanır işin özüne geldiği zaman silahları depolayıp, askerine polisine, vatandaşına ve çocuğuna bomba patlatıp kurşun sıkanların bu ülkede konuşacak bir şeyi kalmamıştır. Zaten konuşacak bir şeyleri kalmadığı için kalkıp koşa koşa Moskova’ya gidip birileri ile sarmaş dolaş olmuşlardır. Şimdi size bir şey soruyorum; Rusya ile bizim aramızda bir sıkıntı yaşanıyor, herhangi bir Rus muhalefet partisinin genel başkanının Türkiye’ye gelip Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızla görüşmesi var mı? Böyle bir şey duydunuz mu? 'Rusya’nın aleyhine geldim, ben Putin’e karşı burada propaganda yapmaya geldim' diyen bir Rus var mı? Yok. Ama bizde bu hainler çıkıyor maalesef ve resmen ihanet ediyorlar. Türkiye’yi meşgul etmek için önüne bu tezgahları koyuyorlar."
Çelik, konuşmasının ardından Haliliye Belediye Başkanı Fevzi Demirkol ile birlikte muhtarlara bilgisayar dağıttı.
(DHA)