Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 12 yıllık kesintili zorunlu eğitim ile ilgili, “12 yıldan vazgeçtik, 8 yıllık kesintisiz eğitimin olduğu 3 ülke göstersinler, kararımızı hükümet olarak gözden geçirelim. Buradan açıkça meydan okuyorum.” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, NTV’de Nilgün Balgaç’ın sorularını cevapladı. Dinçer, okula başlama yaşı ile ilgili, “Zaten şu anda var olan 222 Sayılı Kanunumuzda çocukların eğitime başlama yaşı '6 yaş-14 yaş' diye gözüküyor. 6 yaşı da tarif ederken parantez içerisinde '5 yaşı doldurduğu eylül ayından itibaren 6 yaşına girdiğinde başlar' diye ifade ediyor. Ama Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulaması, 6 yaşı eylül ayında doldurduktan sonra 7 yaşından gün almaya başladığında şeklinde. Yani, hukuki olarak 5 yaşını doldurup 6 yaşından gün alan çocukların eğitime başlayabileceğine dair hukuki bir düzenleme varken, idari olarak 6 yaşını doldurup 7 yaşından gün alan çocuklarımızı biz eğitime alıyoruz. Burada bir idari ve hukuki farklılık olduğunun altını çizmem lazım.” şeklinde konuştu.
Dünyada 6 yaşı uygulayan çok sayıda ülke bulunduğunu kaydeden Dinçer, tartışmaların rasyonel bir zeminde yürütülmediğini söyledi. Bugün itibariyle 5 yaşını doldurmuş 6 yaşındaki çocukların yaklaşık yüzde 70’inin okul öncesi eğitimde olduğunu belirten Dinçer şöyle devam etti: "Şu anda biz okul öncesi eğitimde 3 ile 5 yaş grubunu eğitime alıyorduk. Bundan sonra yine 3 ile 5 yaş grubunu eğitime alacağız, ama yaş öne çekildiği için, ay olarak öne çekildiği için, yine bu kez 4 yaşını doldurmuş, ama 5 yaşına devam edecek çocuklarımızı okul öncesi eğitime alacağız. Çünkü, pedagojik olarak eğer bu çocuklarımızı biz okul öncesi eğitime almazsak, ilköğretimde zorunlu eğitime aldığımızda yine birtakım sıkıntılarla karşılaşabiliriz, biz bunun farkındayız. Türkiye’de konuyla alakalı uygulamanın ne olacağına dair insanlar kendileri birtakım varsayımlar oluşturuyorlar maalesef ve bu varsayımlar üzerinden tavır alıyorlar; ya karşı çıkıyorlar, ya destekliyorlar, bunlar çok doğru şeyler değil.”
"OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KALDIRILMIYOR"
Türkiye’de okul öncesi eğitimin kaldırılmadığının altını çizen Dinçer, “Tam aksine okul öncesi eğitim, yüzde 100 okullaşma oranını hedeflemiş bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığı'nın stratejilerinde var ve devam ediyor. Yine eğer çocuklarımız 60-72 ay arasında ilköğretimde zorunlu eğitime alınıyorlarsa, bütün herkesin talep ettiği gibi okul öncesi eğitimi zorunlu eğitime alın dediklerinde kastedilen ay neyse onu biz ilköğretim olarak zorunlu eğitim kapsamına almış oluyoruz. Daha da önemlisi, çocuklarımız pedagojisine göre kendi müfredatımızı da ayarlayacağız. O zaman niçin endişe ediliyor. Dünyanın pek çok ülkesinde bu uygulama yapılıyorken, çocukların hepsinin benzer özellikleri aynı yaşlarda gösterdikleri de bir gerçekken tedirginlik ve telaş niçin?” diye sordu.
“EĞİTİMİN KADEMELİ HALE GETİRİLMESİNE İDEOLOJİK OLARAK KARŞI ÇIKILIYOR”
Türkiye’de belirli bir kesimin eğitimin kademeli hale getirilmesine ideolojik olarak karşı çıktığını dile getiren Dinçer, şunları söyledi: “Ve bu sebeple de gerçeğe aykırı bir şekilde bunu telaffuz etmek yerine başka yerlerden haksız bir propaganda yapıyor… Şu anda çocuklarımız 8 yıllık eğitime alınıyorlar. 6 yaşı dolduruyor, 7. yaşından gün aldığında ilköğretime başlıyor 14 yaşında bitiriyor öyle değil mi? Ondan sonraki eğitim zorunlu bir eğitim mi? Değil. Ondan sonra çocuklarımız şu anda nasılsalar, ondan geriye herhangi bir gidişin olmadığını çok açık, net burada tekrarlamak zorundayım ben. Türkiye’de şu anda eğitimi 12 yıla çıkarıyoruz, zorunlu eğitimi. Bu ne demek biliyor musunuz? Artık çocuklarımız 17 yaşına kadar, 18 yaşına kadar eğitilecekler demektir zorunlu olarak. Peki şimdi tekrar soruyorum; 14 yaşında zorunlu eğitimin bittiği bir durum mu daha iyidir kızlar için, yoksa 17 yaşı sonunda zorunlu eğitimin bittiği bir durum mu daha iyidir? Türkiye bunu anlayamayacak bir seviyede mi? Aksine, birileri bu konuda yanlış bir bilgilendirme yapıyor kamuoyuna. Biz Türkiye’de eğitimi 12 yıla çıkartıyoruz. Eğitim 12 yıla çıkınca da, bu ülkenin bütün çocukları kız-erkek, bu yaşta olanların hepsi eğitim almak zorunda kalacaklar. Peki o zaman üçüncü dörtte açık öğretim veya uzaktan eğitim gibi bir esnekliğin getirilmesinin sebebi ne diye sorabilirsiniz? Bir kere her halükarda bu çocuklar zorunlu eğitim kapsamında olacaklar, ama bazı aileler yahut bazı çocuklar okula gitmek durumunda olamayabilirler, fiziki olarak engelli olabilirler yahut ne bileyim çıraklık eğitimi almak isteyebilirler veya başka gerekçeler olabilir ailevi sebeplerle. Bunların istisna tutulabileceği, ama eğitimine devam edecekleri bir yapı kuruluyor; bunun neresi öncekinden daha kötü?”
“NET BİR MEYDAN OKUMA YAPIYORUM”
Görüşülen kanun metni ile zorunlu eğitimin kademeli hale getirilerek 12 yıla çıkartıldığını ve eğitim yaşının bir yıl öne alındığını ifade eden Dinçer, “Dünyanın herhangi bir ülkesinde 12 yıl kesintisiz bir eğitimin var olduğunu göstersinler, biz bu kararımızı gözden geçirelim hükümet olarak. Bu kadar açık, bu kadar net bir meydan okuma yapıyorum ben. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi’ne de yapıyorum… 12 yıldan vazgeçtik, 8 yıllık kesintisiz eğitimin olduğu bana üç ülke göstersinler, biz yine kararımızı hükümet olarak gözden geçirelim; buradan açıkça meydan okuyorum. Dünyanın hiçbir yerinde 8 yıl gibi, dünyanın birkaç yerinde var, İrlanda’da da var bildiğim kadarıyla, Yeni Zelanda’da uygulamanın nasıl olduğunu ayrıntılı bilmiyorum ama 8 yıl var. Onun dışında hiçbir ülkesinde 6 yıldan daha uzun süreli kesintisiz eğitim yok. Dünyanın yaklaşık 205 ülkesini tek tek biz gözden geçirdik ve bu belgeleri de ben muhalefete de verdim, buna karşı çıkanlara da sundum.” şeklinde konuştu.
“İHL'LERİN ORTA KISMI İSTEYEN ÖĞRENCİLER İÇİN AÇIK HALE GELECEK”
Yapılan düzenleme ile imam hatip okullarının orta kısmının isteyen öğrenciler için açık hale geleceğini söyleyen Dinçer, “Ama bu sadece onlar için olmayacak, başka tür dersleri tercih etme, başka tür programları tercih etme ihtiyacında olan kişiler ve aileler varsa onlara da açık bir program halinde tanzim ediliyor. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi sizce?” ifadesini kullandı.
Milli Eğitim Bakanı olarak içine sinmeyen bir meseleye karşı parti içinde kalmak şartıyla her türlü mücadeleyi verecek cesarete ve bilgi alt yapısına sahip olduğunu belirten Dinçer, “Ve dolayısıyla da eğer bir yerde müdahale etmem gerekiyorsa onu yapıyorum, insanlar bundan emin olmalılar.” dedi.
'28 Şubat’ın izlerinin silinmeye çalışıldığı bu düzenlemeyle ve bir rövanş olduğu yolunda yorumlar var. Siz rövanş olduğuna katılıyor musunuz?' sorusu üzerine Dinçer, “Ben bunların hiçbirisine bir tepki olsun diye bakmıyorum. Hakikatken herhangi bir gerekçeyle 28 Şubat sürecinde eğitimin kesintisiz hale getirilmesini, 8 yıla çıkarılmasını değil, eğitimin kesintisiz hale getirilmesinin aslında sübjektif ve siyasi gerekçelerle yapıldığını biliyorum, onun farkındayım. Ama bugün bizim yaptığımız şey bununla alakalı değil… Meseleye ilkesel bazda bakıyorum, dünyadaki değişme ve gelişmelere uyum sağlayacak bir eğitim sistemi hayal ediyorum ve onun ötesindekilerin hepsinin aslında olayı karatmaktan ibaret bir kördövüşü olduğu kanaatindeyim.” cevabını verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz