İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı'ndaki eylemlerin artık sürdürülebilir olmadığını belirterek, kimsenin burnunun kanamasını istemediklerini ve biran önce parktaki eylemin sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Oradaki çadırların içerisinde değişik provokasyonların hazırlandığına dikkat çeken Güler, “Burada kamuoyuna açıklıyorum. Benzin bidonları ile oradaki çadırların yakılması, orada birkaç gencin ya da Allah korusun daha fazla gencin ölümüne sebebiyet verilerek, kargaşa ortamı dahi yaratılmaya çalışıldı." dedi.
Bakan Güler, Ankara Vilayetler Evi’ndeki ‘Uyuşturucu Bağımlılarını Topluma Kazandırma Eylem Planı’ programına girişte basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gezi Parkı eylemcileri için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 saat talimatı verdiği iddiaları ile ilgili olarak, “Oraya kilitlenirsek bu işin içinden çıkamayız. Başbakan ile yapılan görüşmede temsilci vasfı olmadığını söyleyen kişilerle görüştü. Adeta Bakanlar Kurulu gibi, Merkez Yürütme Kurulu gibi bir süre içinde sabırla bütün arkadaşların karşılıklı olarak görüşlerini aldılar. Sorular soruldu, talepler dinlendi, bununla ilgili olarak kendisi de görüşlerini paylaştı. Kamuoyuna da yansıdığı şekilde yetkili organlarına referandum, ama tabi biz bunu malumunuz referandum anayasa ile ilgili yapılabilir ama kamuoyu yoklaması ya da vatandaşların görüşlerini alma şeklinde yapılabilir. Belediyelerle ilgili hizmetlerde vatandaşların görüşlerinin alınması ile ilgili kamuoyu araştırması yapılması yetkisi belediyelerde var. O beldede ya da İstanbul’da yapılması mümkündür. Tabi ki halkın tercihleri geçerli olacaktır.” diye konuştu.
"2011 SEÇİMLERİ ASLINDA BİR REFERANDUMDU"
2011 yerel seçimlerine giderken Başbakan Erdoğan’ın bu dönem ile ilgili büyük projeleri açıkladığını kaydeden Güler, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle İstanbul ağırlıklı olarak açıklamıştı. Biz bu projelerle vatandaşın karşısına çıktık. 2011 seçimleri bu anlamda bir referandumdur. Buna rağmen başbakanımız Taksim parkındaki yeni proje ile ilgili böyle bir tercihini ortaya koydu. Bir kere şunu söylemek lazım; olayın başından beri kamuoyunda yanlış algı yaratılma, bilgi kirliliği üzerine bir takım yeni tezler geliştirilmeye çalışılıyor. Olayın 27 Mayıs tarihinden itibaren seyrinde orada yapılan Taksim Gezi Parkı yayalaştırması projesinin uygulanışına ilişkin işlemlerdi. Zaten Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy birliği ile kabul edilen projenin yol genişletme çalışması Topçu Kışlası’nın yapıldığı gibi bir algı oluşturularak protesto eylemine, sonra da toplumun geniş kesimlerine yayılan, bugün de artık Gezi Parkı’nın çok üzerinde başka talepleri kapsayan protestolara veya kanunsuz eylemlere dönüştü. Topçu Kışlası ile ilgili herhangi bir işlemin yapılmıyor olduğunu vatandaşlarımız biliyorlar, bununla ilgili idari yargının da bir yürütme durdurma kararı var. Buna rağmen Sayın Başbakanımız orada ağaçların kesilmesi ile ilgili kamuoyunda yanlış algı oluşturulduğunu ifade ettiler.”
"TOPÇU KIŞLASI YAPILSA DA ORADAKİ AĞAÇLARIN BÜYÜK BİR KISMI PROJENİN İÇERİSİNDE KALIYOR"
Topçu Kışlası projesi de yapılsa, o ağaçların büyük bir kısmının o projenin içinde kaldığını, oradan alınacak 70-80 ağacın da o projenin etrafındaki yerlerde değerlendirileceğini belirten Güler, "Gezi Parkı şu anda kamuya açık, herkesin yararlanması gereken bir alan olmasına rağmen ayın 1’inden itibaren sadece bazı arkadaşların, başkalarının orada çadır kurarak 24 saatlerini orada geçirerek, başkalarının yararlanmasını engelleyen pozisyon var. Bunun hiçbir şekilde sürdürebilirliği yok. Bunu kendileri de biliyorlar. Ayrı, Gezi Parkı’ndaki işgalin AKM’de Atatürk anıtında o çevrede bulunan Taksim’e açılan yolların bariyerlerle kapatılmasının o bölgeye getirdiği sıkıntıları hepimiz gördük.” şeklinde konuştu.
"GEZİ PARKI'NI BİR ÇATIŞMA ALANI HALİNE GETİRMEK İSTİYORLAR"
Taksim alanının yaklaşık 30 bin yataklı otellere sahip olduğunu fakat bu olaylarla birlikte yüzde 70, yüzde 80 oranında bir gerileme olduğuna dikkat çeken Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun sürdürülemeyeceğini herkes biliyor. Biliyorsunuz, evvelki gün meydanda bir temizleme yapıldı. Şu anda gerekli güvenlik sağlandı. Ancak bir şeyi de özellikle ifade ediyoruz. Hak arayışı, meşru sınırlar içerisindeki talepler, kanuna uygun toplantılar, gösteriler, hangisi olursa olsun meşru sınırlar içerisinde kaldığı sürece polisin herhangi bir müdahalesi yok. Ancak Gezi Parkı’ndaki olayın bu şekilde devam etmeyeceğini, bunun artık bir şekilde sonlandırılması gerektiğini de ifade ettik. Evvelki gün polisimizin Taksim meydanını temizlemesi sırasında marjinal grupların neler yaptığını bütün kamuoyu gördü, benim burada söylememe gerek yok. Oradaki polise taşlarla Molotof kokteylle, havai fişeklerle, sis bombaları ile çelik bilyelerle yapılan saldırıyı herkes gördü. Şunu da biliyoruz ki orada yapılan gösterilerde Gezi Parkı’ndaki o arkadaşlarımız dayanağı yapılarak, onlar üzerinden bir ideolojik direnişe döndürülmeye çalışılıyor. Oradaki gençlerimizin, oradaki çocuklarımızın isteklerini kendi ideolojik istekleri ile birleştirerek, onları da adeta siper yaparak polisle çeşitli çatışmalara girmek isteyenler var. Gezi Parkı’nı bir çatışma alanı haline getirmek istiyorlar. Oradaki provokasyonlarla polisi orada bir eylem yapmış, oradaki insanlara zarar vermiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bunu çok dikkatli ayırıyoruz.”
"GEZİ PARKI'NDA BENZİNLE ÇADIRLAR YAKILARAK GENÇLERİN ÖLÜMÜNE SEBEBİYET VERİLMEK İSTENDİ"
Oradaki çadırların içerisinde değişik provokasyonların hazırlandığının altını da çizen Güler, “Burada kamuoyuna açıklıyorum. Benzin bidonları ile oradaki çadırların yakılması, orada birkaç gencin ya da Allah korusun daha fazla gencin ölümüne sebebiyet verilerek, kargaşa ortamı dahi yaratılmaya çalışıldı. Bunları biliyoruz, bunu vatandaşlarımızın görmesini de istiyoruz. Ancak polisle bir çatışmaya girmeden, sağduyulu hareket ederek, taleplerini kamuoyuna yansıttıklarını da biliyoruz. Dün Başbakanımız da dinledi bunları. Velilere de İstanbul valimiz gerekli çağrıda bulundu. Kamuoyunda başka gerginliklere yol açmadan bunların son bulması gerekir. Kaç kişinin öldüğünü, kaç kişinin yaralandığı, zararları biliyorsunuz. Bunlar bir hukuk devletinde kabul edilebilecek şeyler değildir. Ülkenin böyle gerginliklerle marka değeri düşürülüyor, Türkiye ekonomisi zayıflatılmaya çalışılıyor ve bu amaçların arkasındaki arayışları da biz biliyoruz. Vatandaşların bunları görmesini de biz bekliyoruz.” sözlerini dile getirdi.
"ORANTISIZ GÜÇLE İLGİLİ İNCELEMELER DEVAM EDİYOR"
Orantısız güçle ilgili çeşitli iddiaların olduğunun hatırlatılması üzerine Güler, orantısız güçle ilgili şu anda Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de ve diğer yerlerde orantısız güce ilişkin incelemelerin mülkiye müfettişleri ile beraber yapıldığını kaydetti. Konuyla ilgili kimsenin bir endişesinin olmamasını isteyen Güler, başlangıçta da incelemelerin zaten başladığını, ancak sadece polisin orantısız güç kullandığını gösterip, Vandalizm görüntülerini, yakıp yıkmayı bunun gerisinde tutmanın da hiçbir manasının olmadığını vurguladı.
Mobese ve kamera görüntülerinin savcılığa verilip verilmediği yönündeki bir soruya ise Güler, şöyle cevap verdi: “Elbette verildi. Bu olaylardan elbette üzüntü duyuyorum. Ataşehir’de trafik kazasında hayatını kaybeden, Hatay’da hayatını kaybeden, Ankara’da hayatını kaybeden, ayrıca şehit olan komiserimiz ile ilgili hepsinin acısı gönlümüzdedir. Bunların hepsi insanımızdır. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. 600'ün üzerinde polis, bin’in üzerinde de vatandaşımız yaralanmıştır. 40 civarında da insanımız yatmaktadır. Elbette bunların acısı yüreğimizdedir. Bunların biran önce sona erdirilmesi lazım.”
"AK PARTİ SON 10 YILDA ÖZGÜRLER ADINA ÇOK ŞEYLER YAPTI"
Güler, sözlerini şöyle tamamladı: "Elbetteki 90’lı yıllarda yetişen çocukların talepleri, gelecekle ilişkin umutları farklı olabilir ama şunu söylediler; görüşmelerde arkadaşların genel kanaatleri olarak dediler ki ‘bütün bizim kullandığımız bu özgürlükler, son 10 yılda AK Parti hükümetlerinin sağladığı özgürlük ortamında kullanılan haklardır.’ AK Parti hükümetleri, son 10 yılda özgürlükler adına çok şeyler yapmıştır. Bakın buraya gelen çocuklar ‘biz toplanamıyoruz, biz sendika kuramıyoruz’ üniversite ile ilgili taleplerle gelmediler. Ancak bu taleplere de elbetteki kulak verilecek.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz