Bakan Günay, Ankara’daki Roma Antik Tiyatro Kazı Çalışmalarını İnceledi

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye’nin arkeoloji konusunda dünyanın kralı olduğunu belirterek, Türkiye’nin başındaki tacı da Ankara’ya takmanın yakışacağını söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ankara’nın Bentderesi bölgesinde 3 yıl önce başlatılan ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sponsorluğunu üstlendiği Roma antik tiyatrosu kazı çalışmalarını inceledi. Kazı çalışmaları hakkında bilgi alan Bakan Günay, kazı çalışmaları sırasında bulunan tarihi eserleri de inceledi. Tarihi eserleri tek tek inceleyen Günay, kazı alanında gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. Bir gazetecinin antik tiyatro kazı çalışmalarının ne zaman başladığı yönündeki sorusu üzerine Günay, burada bir tiyatronun olduğunun bilindiğini ve 2009 yılında çalışmalara başladıklarını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 1990 yılında 1. derece arkeolojik alanına 2-3 katlı bir bina yapmasının çok vahim bir durum olduğunu belirten Günay, “Bu bina arkeolojik alana yapıldığı için, yapılmış ama doğru düzgün kullanılmamıştı. 2009 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile bu binayı törenle yıktık. Bundan sonra da Büyükşehir belediyesi sponsorluk yapmaya başladı. Biz Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile birlikte Ankara tarihinin özgün parçalarından birisini ortaya çıkarmaya çalıştık. Augustus Tapınağı’ndan biliyoruz ki Ankara Roma döneminde önemli bir yerleşim merkezi. Augustus Tapınağı’ndaki yazıtın bir benzeri Roma’da var, bir benzeri de burada. Arkeologlar bunu önemsiyorlar. Bu tapınağın ve yazıtın bulunduğu hemen yakın çevre içinde önemli Roma eserlerinin bulunmuş olması kaçınılmaz. Burası Ankara’nın tarihen yerleşmiş olduğu alan. Aynı alan daha sonra Selçuklular tarafından da kullanılmış. Hacı Bayram’da gelmiş aynı mekana ve Augustus Tapınağı’nı da yıkmadan bir dinler diyaloğu, medeniyetler buluşmasının somut örneği olarak kendi camisini inşa ettirmiş. Aşağıda bir Roma hamamı var. Vilayetlerin önünden bir Roma yolu çıktı. Burada da bir tiyatro var. Bunun üzerine toprak atılması, çöp atılması, hatta bakanlığın bir bina yapmış olması, geçmiş yıllarda ne kadar duygusuz duyarsız bir kültür politikası izlediğimizin çarpıcı örneklerinden bir tanesidir. Şimdi 2009 yılından bu yana çalışıyoruz ve Ankara Büyükşehir Belediyesi de önemli katkılar veriyor. Buranın bazı kültür ve sanat etkinliklerinde kullanılması için kültür mekanına dönüşmesini projelendirdik. Bir miktar özgün taşlar, bir miktar dokuyu bozmayacak ilavelerle sanırım 2012 sonu itibariyle Roma tiyatrosu Ankara halkının kullanımına sunulacak” diye konuştu.

Kazı çalışmalarında çıkan tarihi eserlerin nasıl korunacağı yönündeki soruya ise Bakan Günay, “Bunlar Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde korunacak. Zaten müze kazısı yapılıyor şu anda. Desteğini, sponsorluğu Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Kazı çalışmalarını bakanlık ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi sürdürüyor. Buradan çıkan bütün buluntularda hemen yanı başında bulunan dünyanın en önemli arkeoloji müzelerinden birisi olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde değerlendiriliyor” dedi.

Antik tiyatrodaki kazı çalışmaları hakkında da bilgi veren Bakan Günay, tiyatronun sahne kısmı ve orkestra çukurunun olabileceğince özgün yapısı ile ayağa kaldırıldığını söyledi. Özgün taşların belli bir yere kadar kullanılacağını kaydeden Bakan Günay, “Özgün taşları halk oturma sıralarında kullanılacak. Üst bölümlerde de dokuyu bozmayacak olan korumalı taş yapı ile Ankara taşı kullanılarak üstüne konulacak ve her yıl bahar ve sonbahar aylarında burada çeşitli kültür sanat etkinlikleri yapılacak. Ama bölgede yapılacak çalışma tabii ki bundan ibaret değil. Hacı Bayram çevresindeki doku iyileştirmesini görüyorsunuz. Hacı Bayram, Ankara’nın en önemli ve en tarihi yerlerinden bir tanesi. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin katkı yapıyor olması Ankara için büyük bir ihtiyaçtı. Bunu arkadaşlar sağlamaya başladı. Orada da sokak dokuları iyileştiriliyor. Ayrıca bu Hisarönü Caddesi’nde de cephe iyileştirmesi yapılıyor. Yani Ankara’nın bir kültürü olan tarihi olan sadece Cumhuriyet ile tarihi başlamayan Roma ve Selçuklu’nun yerleşiminin uzadığı bir şehir olarak bilinmesi sanıyorum bu şehre alışveriş festivali kadar, hatta ondan daha uzun süreli katkı yapabilir. Bunun için Ankara Büyükşehir Belediyesi ile güzel bir işbirliği yapıyoruz” diye konuştu.

“Yurtdışına kaçırılan tarihi eserler ile ilgili yeni bir gelişme var mı?” sorusuna ise Günay, “Bu aylar içerisinde yurt dışından birkaç önemli tarihi eserin daha geldiğini inşallah okuyacaksınız. Bunları iyi niyetle sürdürüyoruz. Gelmeden daha önce açıklama yapmayı düşünmüyorum. Bekleyin” yanıtını verdi.

“Yatsı Ada’da sürdürülen çalışmalar ne durumda?” sorusu üzerine ise Günay, “Yatsı Ada ile ilgili bir çalışma var. Başbakanlık ile birlikte sürdürüyoruz. Bir proje çalışması var. Proje çalışması bittikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle de orada bir çalışma yapacağız. Tarihi dokuyu ortaya çıkaran bir müze çalışmamız var” dedi.

“Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin turizm sıralamasındaki yeri yükseldi ve İngiltere’yi geride bırakarak yükseldi. Turizmdeki öngörülerin ne kadar gerçekleşti?” sorusuna da Günay, “Ben 2011 yılı için hayal kuruyordum. Bu yıl İngiltere’yi geçeceğiz diyordum. Allah bu duamızı kabul etti. Yaşadığımız siyasal konjektürün etkisi var. Kuzey Afrika’da rezervasyon iptalleri oldu. Bunlar büyük ölçüde Türkiye’ye döndü. Şimdi Avrupa pazarında bir daralma var. Güney Afrika’da bir toparlanma var. Bu yüzden 2011 yılındaki olağanüstü artışı bu yıl doğrusu beklemiyorum. Ama biz 2010 yılı üzerinde durmayı bekliyoruz. 30 milyonun üzerindeki bir rakam bizim için her zaman güzel bir rakamdır. Asıl bizim geliri arttırma konusunda ve turizmi çeşitlendirme çalışmalarımız var. İşte Ankara tarihi ile buluşuyor. Ankara bir tarih restorasyonu haline gelirse sanırım turizmden elde edeceği yeni gelirler olacak. Biz bunun gibi Anadolu içlerine yaymaya çalışıyoruz Türkiye turizminin bereketini. Geliri arttırmak bizim için geleni arttırmaktan daha öncelikli bir hedef. Bu yolda da güzel çalışmalar var. Önceki hafta Kilis’te ilk defa cumhuriyet tarihinde yeni bir müze açtık. Bayburt’taki müzeye ikinci defa gittim. Gaziantep’te kazı çalışmalarını inceledim. Baraj gölü üzerinden Rum Kale’ye gittim. Halfeti’ye döndüm. Türkiye’nin doğusunda bile deniz kıyısı turizmi yapabilecek potansiyelimiz oluşuyor. Bunların bereketini önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Bir şartımız var. ‘İçeride barış, dışarıda barış’ ve ‘Yurtta barış, dünyada barış’” dedi.

Atatürk Kültür Merkezi’ndeki müze çalışmaları hakkında bilgi veren Günay, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile birlikte bir protokol imzaladıklarını ve orada dünya çapında iddialı bir müze çalışması yapmak istediklerini söyledi. Dünya çapında bir müze yapabileceklerini Gaziantep’te kanıtladıklarını belirten Günay, “Atatürk Kültür Merkezi’ndeki planların onanması yetkisi yeni kanun ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gitti. Ankara Büyükşehir Belediye ile bakanlık planlarımızın onanması için yetki isteyeceğiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alanın kullanılması konusunda izin çıktığında Atatürk Kültür Merkezi’ne kazma vuracak hale gelebileceğiz. Çünkü proje çalışmalarımız yürüyor. Projeyi ihale edeceğiz yakında. 2013 yılında biz Atatürk Kültür Merkezi alanında fiilen çalışıyoruz diye umut ediyorum. Ankara böyle bir alana ihtiyacı var. Bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni yeniden gezdim. Yani Türkiye gibi bir ülkenin bunun on misli daha büyüğü bir müzeye Ankara’nın ihtiyacı var. Son zamanlarda Başkent’te tarihi dokuyu iyileştirme konusunda gayret var. Ama Ankara’nın başına bizim bir büyük arkeoloji müzesi ile güzel taç takmamız gerekir. Çünkü, Türkiye arkeoloji konusunda gerçekten dünyanın kralıdır. Başındaki tacı da Ankara’ya takmak yakışır” diye konuştu.

Roma antik tiyatro kazı çalışmalarını inceledikten sonra Hacı Bayram bölgesinde bulunan tarihi Ankara Evleri’ni de gezen Günay, tarihi evlerin bulunduğu bölgedeki vatandaşlarla bir süre sohbet etti.