Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, E-Spor Zirvesi'ne katıldı.
42 Maslak AVM içinde bulunan Espor Arena'da, Mardin ve Şanlıurfa'da dün yaşanan terör saldırısı sonucu hayatını kaybedenler için saygı duruşu ile başlayan zirvede konuşan Bakan Kasapoğlu, teknolojinin küresel rekabette öncelikli bir etken olduğunu belirterek, "Yazılım, robotik kodlama, yapay zeka ve dijital icatlar ile girişimler, bugünün dünyasını şekillendiren etkenler olarak öne çıkıyor. Endüstri 4.0'ın bile artık geride kaldığını, gündemin yavaş yavaş Endüstri 5.0'a doğru hızla ilerlediğini görüyoruz." dedi.
Türkiye'nin e-sporda kısa zamanda önemli mesafe kat ettiğini dile getiren Kasapoğlu, şunları kaydetti:
"Çok kısa bir zaman içerisinde sektörün globalde ve Türkiye'de bu denli ivme kat etmesi gerçekten takdire şayan. Firmalarımız, sektörde gün geçtikçe ağırlığını daha da artırıyor, oyuncularımız uluslararası düzeyde ülkemizi en güçlü şekilde temsil ediyorlar. İnanıyorum ki bilinçli ve stratejik düzeyde doğru adımlar atarsak, Türkiye dijital oyun sektöründe global bir marka olma yönünde emin adımlarla ilerlemeye devam edecek. E-Spor; yazılımı, donanımı, markalaşmayı ve oyun geliştirme aktivelerini de içinde barından, büyüklüğü milyar dolarlarla ifade edilen dijital oyun sektörünün bir bileşenidir. Bu aktivitenin, Türkiye'nin dijital oyun pazarına da pozitif etkisi bir hayli fazla. Kullanan değil üreten ülke olmak durumundayız. Gençlerimizin üretimini, projelerini desteklemeye hazırız. Proje desteklerini önemsiyoruz."
"OLASI TEHLİKELERE KARŞI GENÇLERİMİZİ KORUMAK MECBURİYETİNDEYİZ"
E-sporun dezavantajlarından gençlerin korunması gerektiğini belirten Kasapoğlu, "Bu aktivitenin, oyunculara mental anlamda kazandırdıkları ve bilinçli bir şekilde icra edilmediği takdirde kaybettirdikleri var. Bizler, bütün aktivitelerde olduğu gibi, bu konuda da stratejik adımlar atmak ve olası tehlikelere karşı gençlerimizi korumak mecburiyetindeyiz." şeklinde konuştu.
E-spor sektöründe pedagogların da bilişimciler kadar önemli olduğunu vurgulayan Kasapoğlu, "Dijital oyun yarışlarının yaşandığı alana 'e-spor' mu demeliyiz yoksa 'e-oyun' mu demeliyiz? Önce bunda uzlaşılması ve bu doğrultuda strateji üretilmesi gerekiyor. Öte yandan hareket bilimciler ile pedagogların en az yazılımcılar, bilgi işlemciler ve pazarlamacılar kadar bu sektörde söz ve irade sahibi olmaları sağlanmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"E - SPORUN EN BÜYÜK RİSKİ, DİJİTAL BAĞIMLILIKTIR"
Dijital bağımlılığın, e-sporun en önemli riski olduğuna dikkati çeken Bakan Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oyun satışlarında yaş kategorizasyonu ivedilikle hayata geçirilmeli, bu alandaki kurallar ve denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır. Ailelerde, dijital oyunla, e-sporla ilgilenen çocuklarıyla alakalı farkındalık artırıcı çalışmalar yapılmalıdır. Bütün bu attığımız adımlar, dijital bağımlılığa karşı pozisyon almamız anlamını taşımaktadır. Nasıl ki futbol, basketbol, güreş gibi fiziksel aktivitenin ön plana çıktığı alanlarda sakatlanma riski varsa ve bu riski minimuma indirmek için çalışmalar yapıyorsak, e-sporun da en büyük riski, dijital bağımlılıktır. Dijital bağımlılıkla beraber gençlerimizi her anlamda tehdit eden, bağımlılığın her türlüsüyle son derece ciddi bir mücadele içerisinde olduğumuzun altını çizmek isterim. Yine bazı dijital oyunlarda islamofobi, kültür ve medeniyetimize yönelik saldırılar, gençlerimizi fikren ve ruhen zehirleyebilecek içeriklerle karşı karşıya kalıyoruz. Gençlerimizin, bu tarz konularda uyanık olmalarını bekliyoruz."
Kasapoğlu, gençlerin e-sporun yanında fiziksel sporlarla da uğraşmaları gerektiğini kaydederek, "Zamanımızın bir kısmını fiziksel spor aktivitelerine de ayırmalıyız. Tüm tesislerimizi halkımızın rahat kullanımı için 24 saat erişime açtık. Havuzlarımızdan kortlarımıza kadar davet ediyoruz." açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin son 18 yılda spor alanında önemli gelişimler yaşadığını söyleyen Kasapoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sporun birleştirici, rehabilite edici, pek çok unsuru bir araya getiren yönü malum. Sporla ilgili gelişim, değişim, dönüşüm söz konusu. Ülkemiz son 18 yılda spor anlamında, spor ülkesi olma noktasında büyük aşamalar kat etti. Bununla da dünyada bir model olan ülke. Son 18 yılda gerçekleştirilen spor yatırımları ve tesisleşmeyle, dünyanın en modern, en kaliteli statlarına sahibiz. 37 stadımız, binlerce tesisimiz var. Öyle bir çalışma gerçekleştirildi ki her okula, her mahalleye spor tesisi kazandırma konusunda mesafeler kat ettik. Bu vesileyle sporun içinden gelen Cumhurbaşkanımızın sporu ve sporcuyu kucaklayan tavrı bizim için önemliydi. Sporu birkaç branştan ibaret saymıyoruz. Sporun, herkesin ilgisine ve yeteneğine göre mutlaka hayatın bir parçası olması gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizdeki tesisleşmenin, modern haliyle spor turizmi açısından da önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz. Spor turizmini bu yılki kalkınma planının bir parçası haline getirdik. Pek çok branşta spor yapan ve önemli bir destinasyon olan ülke konumuna geleceğiz. Gençler bizim en önemli gücümüz. 20 milyon gencimiz kendini en iyi şekilde geliştirmeli, yetiştirmeli."