Bakan Nabi Avcı: Turizmde Hedefimiz Ilk 3'e Girmek (2)

AVCI: HAYIRCILARLA DUYGUSAL İLİŞKİLER KURUN
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Eskişehir'deki Ala Park tesislerinde genç sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğrenci kulübü üyeleriyle bir araya geldi. Bakan Avcı, toplantıya katılan gençlere hitaben "Buraya gelişinizden zaten kararınız belli. 16 Nisan'da önümüzün açılması gerekiyor. Bunları size niye anlatıyorum? Bunları duymayan arkadaşlarınız olabilir. Onlara da anlatın diye anlatıyorum" dedi.
Hayır çadırlarında olan kişileri ikna etmeni güç olduğunu anlatan bakan Avcı, bu kişilerle duygusal ilişkilerin kurulmasını istedi. Avcı konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onlarla sert tartışmalara girmeyin. Çünkü benim gözlemlediğim kadarıyla evet diyenler neye evet dediklerini az çok biliyorlar. Hayır diyenler daha çok bilgiden çok duygusal sebeplerle hayır diyorlar. 'Ben Tayyip Erdoğan'ı sevmiyorum' diyorlar. Bunu böyle söylemiyorlar ama altında bu psikolojik şeyler var. 'Ben Nabi Avcı'yı, bu herifi hiç sevmiyorum' diyor. Dolayısıyla 'bu seçimlerde ben hayır vereceğim' diyor. Bunu böyle söylemiyor belki ama psikolojik böyle bir şeydir zaten. Dile gelmeden bir takım mekanizmalar duygusal mekanizmalardır. Onları bilgi ile ikna edemezsiniz. Çünkü gezdiğimiz yerlerde bakıyorum belki evetçiler daha çok bilgi üzerinden iş görüyorlar çadırlarda filan, hayır çadırları da var düdük çalıyorlar, alkış yapıyorlar. Böyle tantana ederek, yani böyle bir psikolojik sıkıntı var. Onu bilgi ile ikna edemezsiniz. Ona gidip 18 madde var, birinci madde şunu diyor, ikinci madde şunu diyor diye anlatamazsınız. Onlarla duygusal ilişkiler kurun. Yani şeydeki gibi reklamdaki duygusallıktan bahsetmiyorum. Cem Yılmaz'ın bahsettiği duygusallıktan değil. Onlara anlayışla empati kurmaya çalışın. İnşallah onlar da duygusal bariyerlerini aşarlar."
Bakan Avcı, Akarbaşı Mahallesi'ndeki Göl Kıraathanesi'nde de vatandaşlarla bir araya geldi. Avcı daha sonra Şahin Park Otel'de düzenlenen 'Kadınlar Soruyor' toplantısına katıldı. Avcı burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Biz bugüne kadar Türkiye'de 1876'dan beri pek çok seçim yaptık, referandumlar yaptık. O parti geldi, bu parti gitti, o seçilmedi, bu seçildi, bunlar yaşandı Türkiye'de. Ama bu referandumun bunların hepsinden farklı bir tarafı var. Bu referandumun partiler arası bir yarış değil. Daha önce Türkiye'de Türkler kendileri kendilerine yol seçiyorlardı, iktidar seçiyorlardı, muhalefet seçiyorlardı. Fakat bu referandumda garip bir şey oluyor. Hiç üzerine vazife olmayanlar bile 5 bin kilometre öteden 6 bin kilometre öteden bu işlere müdahale etmeye çalışıyorlar. İsveç'te çıkan bir gazete 'referandumda 'Hayır deyin' diye Türkçe manşet atıyor. Almanya'nın en çok satan popüler gazetelerinden bir tanesi o da Almanya'da Almanlar için Almanca çıkan gazete her ne hikmetse o da Türkçe manşet atıyor. 'Hayır deyin' diye. Almanya'da, Danimarka'da, Hollanda'da bir takım yabancı düşmanı, ırkçı, marjinal, siyasi parti sözcüleri, liderleri Türkiye'deki referandumda Türklerin ne demesi konusunda ahkam kesiyorlar. Niye öyle oluyor? Bunun neden olduğunu anlamak için 15-20 geriye bakmak gerekiyor. Türkiye'nin bu 15 yılda neler yaptığını ve dolayısıyla önümüzdeki yıllarda hükümetin neler yapabileceğine dair bir çerçeve çizmeniz gerekiyor. Türkiye özellikle son 15 yılda ciddi mesafeler katletti. Eğitimde, ulaşımda, sağlıkta, gündelik hayatta, mutfakta her yerde. 15 yıl öncesiyle kıyaslanmayacak bir yere geldi Türkiye."
Yapılan konuşmaların ardından toplantı basına kapalı olarak soru cevap şeklinde devam etti.