'BULUNDUĞUMUZ NOKTA FEVKALADE İYİ'
Tarım ve Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli, Karabük'te bir restoranda tarım ve orman sektörü ile ilgili yapılan toplantıda yaptığı konuşmada, "Toprağın ve tarımın bana göre siyaseti olmaması lazım ama toprak ve tarım bugün Türkiye'de en kolay siyasete alet edilecek olan konudur. Şimdi ben bakıyorum. Muhalif kanalların çoğunda her gün tarımı yerin dibine vuruyorlar. Aslında Türkiye'nin durumu da böyle değil. Bakıyorum ve çoğu entelektüel dediğimiz eski bakanlık yapmış insanlar bile telefon edip bana 'Sen kafana takma, ne var ki ya. Saman ithal etmiş Türkiye' diyorlar. Bize diyorlar ki 'samana muhtaç ettiniz' Rakamlara bakıyorum; Türkiye'nin saman ithalatı 150 bin dolar veya 9 bin ton. Ama Türkiye'nin kaba yem ihtiyacı 66 milyon ton. Bu kadar ucuz siyasetle üzerimize geliyorlar. Tabii ki bulunduğumuz yeri de beğenmeyeceğiz. Daha iyiye doğru mutlaka gitmemiz lazım. Ama daha iyiye gitmeden öncede bulunduğumuz yerle ilgilide fotoğrafı iyi çekmemiz lazım. Türkiye tarımsal hasılada Avrupa'da birinci sırada. Dünyada da 7'nci sıradadır. Toprak kaynağı olarak aslında 17'nci sırada olmamıza rağmen. Bunun anlamı ne demek? Dünya kendine her alanda ilk 10'a girme hedefi koydu. Biz, tarım alanında ilk 10'a hatta ilk 7’ye girmişiz. Küçükbaş hayvan varlığında Türkiye, Avrupa'da 1'nci sırada. Süt sığırı varlığında Avrupa'da yine 1'nci sırada. Büyükbaş hayvan varlığında da Fransa'dan sonra 2'nci sırada. Bütün bu rakamlara baktığımız zaman bulunduğumuz nokta fevkalade iyi. Tavuk ihracatında 400 milyon dolar ihracatımız var. Balık ihracatında 1 milyar dolar ihracatımız var. Henüz et ihracatımız yok ama 2022 yılı itibarıyla da tekrar et ihraç eden ülke haline mutlaka geleceğiz." dedi.
Bugünün özel bir gün olduğuna işaret eden Pakdemirli, şöyle konuştu:
"Postmodern darbe. Yani biz hakikaten millet olarak her şeyi çabuk unutuyoruz. Her konuşmamda bu lafı söylüyorum. Toplum hafızası unutmaya meyilli. İnanın bizde darbe oluyor ve ertesi gün hayat normale dönüyor. Başka bir ülkede, herhangi bir batılı ülkede böyle bir şey olmaz. Bunun iyi tarafları var, hayat akıyor ama kötü tarafları da var, çabuk unutuyoruz. İnanın Türkiye'nin karşı karşıya olduğu istikrarsızlıkla ilgili tehlikeleri hep beraber düşünsek, iki elimizi kafamızın arasına alsak ben iddia ediyorum Ak Parti'nin oy oranı Türkiye'de yüzde 100'e çıkar. Herkesin gönlünde bir parti olabilir, herkesin sevdiği bir tarafı olabilir. Gönlünüz sosyal demokrasiye kayıyor olabilir, başka yerlere, milliyetçi akımlara kayıyor olabilir ama bugün itibarıyla Türkiye'nin sistematik olarak istikrarsızlaştırıldığıyla ilgili bir tespitimiz var. Bu tespitte hemfikiriz. 28 Şubat’ı saydık. Ondan önce 12 Eylül darbesi, ondan önce 60 darbesi. Koalisyonlar, ülke paramparça. İşte aralarda Karabük'e fabrika yapılmış, Karabük bir şehir olmuş. Hakikaten zamanla ilgili bir yarışımız var. Türkiye olarak bir endüstri devrimini kaçırmışız. Bizim mutlaka Avrupa'yı yakalamamız lazım. Bunu yakalamak içinde başkaları bir çalışıyorken bizim 2 çalışıyor olmamız lazım. Ayağımızın taşa asla takılmaması lazım. Takılmaması içinde siyasi istikrar lazım. Allah'a şükür bir sistem geldi. 2023’e kadar Ak Parti'nin devam etmesi lazım. Ondan sonra kimi beğeniyorsanız verin. Bu seçimde Ak Parti'nin oylarında olacak olan bir düşüşte muhalefet başımızda boza pişirecek. Diyecekler ki; 2023'e kadar sen gitme, seçime gidelim, seçime gidelim. Bu seçim aynı zamanda Ak Parti'nin bir tasdiki, Ak Parti'nin devamıyla ilgili vatandaşın desteğinin bir göstergesi olacak."