Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, "Zihinlerde evliliğin bitmediğini görüyorum, kağıtta, imzada bitiyor ama bir kin, nefret ve bunu çocuğun üzerinden götürme anlayışı zihinlerde var" dedi.
Bakan Şahin, eşinden boşanmış veya boşanma sürecinde olan babaların oluşturduğu Boşanmış Babalar Grubu heyetini makamında kabul etti. Kabulde konuşan Şahin, ailenin kadın, erkek ve çocuktan oluştuğunu dile getirerek, bakanlık olarak kadının, erkeğin, çocuğun yüksek menfaatini ve toplum barışını korumak durumunda olduklarını dile getirdi.
Evliliklerin sağlıklı bir şekilde yürümesini herkesin arzu ettiğini söyleyen Şahin, konuya ilişkin evlilik öncesi eğitim, evlilik sırasındaki danışmanlık, terapi sistemi gibi uygulamaları hayata geçirdiklerini anlattı.
"PARLAMENTO YASA MAKİNESİ OLDU"
"Aileler ayrılmak zorundaysa bizim korumamız gereken geleceğimiz olan çocukların ruh sağlığı" diyen Şahin, "Eğer şu andaki sistemde hem boşanmış babaların yaşadığı sorunlar hem de çocukların ruh sağlığını zora sokacak bir takım yanlışlar varsa biz bunun da karşısındayız. Biz kadına karşı pozitif ayrımcılığı sağlarken, bu ayrımcılığı toplumun huzurunu ve barışını öne koyarak yapmamız gerekiyor. Boşanmış Babalar Grubu olarak siz de 'Sayın Bakan bizim de sesimizi duysun' talebinde bulunmuştunuz. Bu çok doğru bir talep, bakanlığımızın doğrudan duyduğu bir ses çünkü biz insana odaklı bir bakanlığız. Kadın-erkek ayrımcılığı yapmaksızın onun karşısında durmak, kim mağdursa onun yanında olmak üzere konuşlanmış bir bakanlığız. Kadının da erkeğin de insan hakkını korumak bizim görevimiz" ifadelerini kullandı.
Bakan Şahin, 10 yıldan beri 50 yıl önce çıkmış kanunları günümüz şartlarında düzeltmeye çalıştıklarını anlatarak, "10 yıldan beri hukuk devleti olma yolunda mücadele veriyoruz. Parlamento yasa makinesi oldu. Gece gündüz eksikler nedir, yıllara karşı değişen yeni sorunlara nasıl çözümler üretilecek bunlar çalışıldı" dedi.
"BOŞANMADAN KAYNAKLANAN MAĞDURİYETLERİ ÇOCUK İSTİSMARIYLA MÜCADELE YARGI PAKETİN ENTEGRE EDECEĞİZ"
Çocuk istismarıyla mücadele yargı paketi üzerinde çalıştıklarını anlatan Şahin, "Şu anda o konuda komisyonda, tamamlanmak üzere. Çocuklarla ilgili her türlü ihmalin, istismarın, çocuğun yüksek yararını etkileyen her türlü sorunu bir çocuk adalet sistemine göre yeniden yapılandırıyoruz. Bakanlar Kurulu'ndan ön çalışması geçti. Boşanmadan kaynaklanan mağduriyetleri de bu paket içerisine entegre edeceğiz" dedi.
"Ben 23 yıllık evli bir kardeşiniz olarak söylüyorum, kimse boşanmak için evlenmez" diyen Şahin, şunları kaydetti: "Madem sonu böyle oluyorsa karşılıklı birbirimizi anlamamız ve onun gereğini yapmamız gerekiyor. Zihinlerde evliliğin bitmediğini görüyorum. Kağıtta, imzada bitiyor ama bir kin, nefret ve bunu çocuğun üzerinden götürme anlayışı zihinlerde var. Bizim bu konuda ciddi bir çalışma yapmamız gerekiyor. Boşanma sırasında şiddetin arttığını görüyoruz ancak bunu da yönetemiyoruz. Kararımızı hukuk çerçevesi içinde insani ve vicdani yönetememe gibi bir sorunla karşı karşıyayız ama bedelini de en çok çocuklar ödüyor bunu da kimsenin çocuklara ödetme hakkı olmadığını düşünüyorum. Bu bakımdan anneleri şuraya çağırıp oturtsak onlar da ne kadar mağdur olduklarını söyleyecek ama gerçek mağdurların çocuklar olduğunu düşünüyorum. O yüzden hepimizin birbirini çok iyi anlaması lazım"
Şahin ayrıca, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'le gerekli görüşmeyi yaptığını ve konunun en kısa sürede çözüleceğini müjdesini verdi.
"KENDİMİZİ GEÇTİK İLERİDE ÇOCUKLARIMIZ YAŞAMASIN DİYE MÜCADELE EDİYORUZ"
Boşanmış Babalar Platformu Sözcüsü İlker Kayar ise, 2004 yılında eşinden ayrıldığını hatırlatarak, "Oğlum ayrıldığımızda 6 yaşındaydı şu an 15 yaşında son bir kaç senedir bazı şeyleri aştık. Çünkü çocuk büyümeye başladı ve artık bazı şeylere aklı eriyor. Ben çocuğumu icrayla almıyorum. Önceden gittik, geldik çok aldık, kapılarda kavga ettik. Ancak şu an bu mücadeleyi sürdürmemin nedeni bugün sorunları çözmüş olmam bu sorunları ileride yaşamayacağım anlamına gelmez" dedi.
Kayar, İcra İflas Kanunu'nun 1940 yılında kabul edilen bir kanun olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: "60 yıldır bu kanunda bir değişiklik yaptırmayı düşünüyoruz. Aramızda bu işi çözmüş arkadaşlarımız da var. Kendimizi geçtik ileride çocuklarımız yaşamasın diye mücadele ediyoruz. İleri de çocuğum 'sen ne biçim babasın, beni aramadın, benimle ilgilenmedin' dediği zaman 'yahu ben seni çok aradım, işte ispatı budur ama anne engelledi, devlet maalesef buna müdafaa olamadı' diyebilirim. Ancak biz vatanını milletini seven insanlarız gidip de İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmadık. Bu işten para kazanıp vatan, millet haini insanlar var ama biz bu yola düşmedik, biz sadece babayız. Ben çocuğumun sünnetinde dağıtılan davetiyelerde babası 'ölü' denildiğini yaşadım" ifadelerini kullandı.
"KÖTÜ BİR EŞ OLABİLİRİM AMA ÇOCUĞUMA İYİ BİR BABA OLMAK İSTİYORUM"
Muhammet Karaçuha, "Çocuğum 6 aylıkken ayrıldım ve ben oğluma babası olduğumu anlatabilmek için çok zorluk çektim. Ayda bir, 15 günde bir sadece 6 saat alabildiğimiz bir çocuk yeri geldi 'dede' dedi, yeri geldi başka bir şey söyledi. Şu anda bile aldığım zaman da ağlıyor, geri götürürken de ağlıyor, kim bilir 18 yaşına geldiğine nasıl olacak" diye konuştu.
Çocukla ilgili yükümlülüğün velayeti alan tarafta yükümlüğünde olduğuna dikkat çeken Karaçuha, "Ben kötü bir eş olabilirim ama çocuğuma iyi bir baba olmak istiyorum. Çocuğa en iyi anne bakar ama bir çocuğun babanın şevkatine de ihtiyacı var. Benim eşim sürekli çocuğuma 'senin baban kötüydü' dediği zaman o çocuk nasıl okuyabilir" ifadelerini kullandı.
"BU OLAYIN ADI VELAYET HAKKI İSTİSMARIDIR"
Boşanmış Babalar Grubu üyesi engelli baba Hüseyin Kılınç, "Ben bir babayım, insanım, engelliyim ve bu sorunları yaşarken insanlığımın kaybolduğunu gördüm" dedi.
Kılınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Elimde beni ayakta tutan tek bir şey vardı, o da Allah'a olan inancım, onu da az kalsın 8 Ağustos'ta kaybediyordum. Bu sorun beraberinde şiddet ve cinayetten daha ziyade intiharları doğruyor. Bizler çoğunlukla intihar ediyoruz. Ben de intihara yeltendim ve çocuğumu 5 dakikacık görebildim. Mevcut koşullar içerisinde bir babanın evladıyla ilişki kurabilmesinin tek yolu canını ortaya koymasıdır ve gerekirse o canının vermesidir. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu olayın adı 'velayet hakkı istismarı'dır. Bu istismarın cezai yaptırım ile karşılandığı sürece biz bu ülkede daha çok canların yandığını göreceğiz. Bu sorunu yaşayan çocuklar Türkiye Cumhuriyeti'nin temeline konulmuş, fitili ateşlenmiş her biri bir dinamittir."
"HAFTA SONU BABASI OLMAK İSTEMİYORUZ"
Muhammet Kızılırmak, "Bizim derdimiz asla ve asla eski eşlerimizden intikam alma duygusuyla hareket etmek değil sadece yasaların belirlediği çerçevede babanın anneye, annenin de babaya engel olmadan çocuklarını rahatça görebileceği bir ortam istiyoruz" dedi.
Kızılırmak, "hafta sonu babası olmak istemediğini ve sadece çocuklarına baba olmak" istediklerini belirterek, "Ben çocuğum yarın polisine saldırsın, öğretmeninden azar işitti diye mahkemelere koşsun istemiyorum, doktor vuran bir çocuk istemiyorum. Açıkçası biz baba olmak istiyoruz. İyi birer eş olamadık kabul ediyorum ama iyi birer baba olmak istiyoruz" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz