ESKİŞEHİR (İHA) - Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Sabancı suikastı sanığı Fehriye Erdal ve diğer DHKP-C'lilerin Belçika'da beraat etmesiyle ilgili olarak, "Uluslararası terörle mücadelede sınıfta kalan Belçika, Türkiye'nin eleştirisinden sonra yeniden dava sürecini başlatma ihtiyacı duydu. Atı alan inşallah Üsküdar'ı geçmemiştir" dedi.
Eskişehir'de inşaatı devam eden Adalet Sarayı'nda incelemelerde bulunan Bakan Şahin, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Sabancı suikastı sanığı Fehriye Erdal ve diğer DHKP-C'lilerin Belçika'da berat etmesiyle ilgili bir soru üzerine, "Bu konuyla ilgili maalesef Belçika, şu ana kadar uluslararası terörle mücadele kararlarıyla sınıfta kalmıştır. Bu hatalarını anladılar. Türkiye'ye heyet göndererek, terör örgütü, Fehriye Erdal ve arkadaşlarıyla ilgili
Türkiye'de işlediği suçlar bakımından ilgili bir dosya açarak, sanıyorum yeniden dava sürecini başlatma ihtiyacını duydular. O da, Türkiye'nin dış politikada uluslararası terörle mücadelede Belçika'yı eleştirmesinden sonra meydana geldi. Kuşkusuz, biraz geç oldu. Başbakan Yardımcımız Çiçek 'günaydın' derken bunu kastetti. Ancak, inşallah bu girişimlerinden sonra yeniden yargılama süreci başlar. Ama, atı alan inşallah Üsküdar'ı geçmemiştir" diye konuştu.
Denetimi Serbestlik Yasası'ndaki değişiklikle ilgili tartışmalara da değinen Bakan Şahin, şunları söyledi:
"Ceza Muhakemeleri Yasası'nın 231. maddesinde Temel Ceza Kanunları'na uyumla ilgili kanun görüşülürken, 3 siyasi partimize mensup grup başkan vekilleri önerge verdiler. Önergede şu; bir yıl ya da altında ceza gerektiren suçlarla ilgili hakim, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verebiliyor ve hükümlü denetime tabi oluyor. Bu ne demek? Takip ediliyordur ya da hürriyeti bağlayıcı ceza dışında başka bir işi yapmaya ya da yapmamaya mahkum ediliyor. Buna denetim diyoruz. Bu, Ceza Kanunu ile yeni geldi. Şimdi bir yıllık süreyi 2 yıla çıkardı. Yani, bundan sonra 2 yıldan aşağı ceza alanlarda denetime tabi tutulacak. Olay bundan ibarettir. Kaldı ki, bu konuda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını verecek hakim, ister verir, ister vermez. Onun ihtiyarına bırakılan bir husustur. Kaç kişinin yararlanacağına hakim karar verecek. Hakimin takdiri, isterse kimseyi yararlandırmaz. Şu anda bu konuda verilen kararlar kesinleştiği için tekrar dosyaların geri gönderilmesi, hakimin 'acaba, 1.5 yıl, 18 ay ceza alan bir kişi hakkında da hükmün açıklanmasını geri bırakılması kararını verir mi vermez mi?' gibi bir tartışma söz konusu. Bu konuda Yargıtay'a gelen dosyalarla ilgili sanırım Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bir değerlendirme yapacaktır. Şu anda bazı basın yayın organlarında, '8 Şubat'tan itibaren şu suçu işleyenler bundan yararlanarak tahliye ediliyor' diye beyan oldu. Bu doğru değil. Mesela, 8 Şubat'ta cezaevlerinde toplam 94 bin 500 hükümlü ve tutuklu vardı, bugün itibariyle 94 bin 658 tutuklu ve hükümlü var. Kimse bu yasadan yararlanarak tahliye edilmedi, ben takip ediyorum."