İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Polis Bakım ve Yardım Sandığı'nın (POLSAN) 51'inci Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Bakan Soylu, bugün 82 milyon olan Almanya nüfusunun 2050 yılında 62 milyona düşeceği; 40 yıl sonra Almanya'nın üçte birinin 67 yaşın üzerinde; her 7 kişisinden birinin de 80 yaşın üzerinde olacağının öngörüldüğünü belirtti. Bakan Soylu, "Avrupa'ya göre genel anlamda durumumuz iyi olmakla birlikte, 1985 yılında bizim nüfusumuzun yüzde 4,7'si 65 yaşın üzerindeyken bugün bu oran yüzde 9,8'dir ve TÜİK tarafından yapılan nüfus projeksiyonlarına göre 65 yaşın üzerindekilerin oranı 2023 için yüzde 10,2'ye, 2040'ta 16,3'e, 2060 yılında ise yüzde 22,6'ya yükselecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'en az 3 çocuk' söyleminin de tam da bu noktada bilimsel bir temele dayandığını da bir not olarak ilave etmek isterim. Emeklilik sonrasındaki zamanın giderek uzadığı bir gerçek, hem ülke ekonomisi açısından hem de kendimiz için, emeklilik sonrası hayatın kalitesinin arttırılması yönünde bir şeyler düşünmemiz gerekiyor" diye konuştu.
'POLSAN GENEL OLARAK BAŞARILI BİR SİSTEM'
Bakan Soylu, POLSAN’IN genel olarak başarılı bir sistem olarak gördüklerini ifade ederek, "Geçtiğimiz Aralık ayında yaptığımız bir düzenlemeyle göreve yeni başlayan memurlarımızın POLSAN’a otomatik ve zorunlu üyeliğini getirdik. Avrupa'da da benzer fonlar var. Önemli bir nokta; orada bu fonların yönetimi finansal kurumlar eliyle yapılıyor. Keza özel şirketlerin kendi iç yapılarında da böyle oluşumlar var" dedi.
'SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TAŞIYICILARI'
Bakan Soylu, yaşlanma problemi, özellikle batı ekonomilerinde emeklilik sistemleri üzerinde sistemi tehdit eden bir baskı unsuru olmaya başladığını vurguladı. Almanya'nın emeklilik sisteminin yaşlanma problemi yüzünden reform geçirmek zorunda kaldığına dikkat çeken Bakan Soylu, şunları söyledi: "Yani kamu emeklilik sigortasına ek olarak bireysel emeklilik ve mesleki emeklilik de işin içine girdi. Yani dünyanın geldiği noktada POLSAN ve benzerleri, eskiden belki mesleki bir avantaj veya bir ek tasarruf unsuru olarak düşünülmüş işlerdi. Oysa günümüzde bu yapılar sosyal güvenlik sisteminin taşıyıcılarından birisi olarak karşımızdadır. Türkiye olarak yolumuz hala çok uzun. Fon ve bireysel emeklilik sistemlerindeki aktiflerin milli gelire oranı Almanya’da yüzde 6,9, Fransa’da yüzde 10,1, Türkiye’de ise yüzde 2,6 civarındadır."
'ÜYE SAYIMIZ YÜZDE 50 ARTTI'
Bakan Soylu, yaklaşık 1-2 yıldır POLSAN’a ayrı bir önem verdiklerini ve birtakım yeniliklere imza attıklarını söyleyerek, "2018’deki 44 bin 496 olan üye sayımız, şu anda 63 bin civarındadır. Yani yüzde 50 seviyesinde bir artış elde ettik. Toplam polis mevcudumuza bakarsak biz hala oransal olarak olmamız gereken seviyenin çok gerisindeyiz. Her şeyden önce katılım oranımızı arttırmaya gayret etmemiz lazım. Zorunlu ortaklık düzenlemesiyle birlikte esas itibarıyla sandığın aktüeryal dengesi de olumluya döndü. Eğer bunu daha yukarı çekersek, sadece dağıtılacak geliri değil, yatırım yapacak geliri de arttırmak, yani öz sermayeyi arttırmak mümkün olabilecektir" dedi.
'NET KAR ARTIŞI YÜZDE 13'
Bakan Soylu, bu yıl sandığın ve bağlı ortaklıklarından elde edilen kârın yaklaşık yüzde 40’ı olan 53 milyon 296 bin TL'sinin temettü olarak dağıtılmasının planlandığını belirtti. Bakan Soylu, "2018 yılında ortaklara toplam 128,7 milyon TL sosyal yardım, 243 milyon TL de borçlanma yardımı yapıldı. Gelirler bir önceki yıla göre 13 milyon TL'den fazla arttı. Net kâr artışı da yaklaşık yüzde 13 seviyesinde gerçekleşti. Yani attığımız her olumlu adım, elde ettiğimiz her olumlu gelişme, hızlı bir şekilde bilançolara ve tablolara yansımaya başladı. Fon yönetimi gelirlerini yüzde 69 oranında artırdık. Bu yaklaşım, Avrupa’daki modern anlayışla aynıdır. POLSAN tarihinde ilk defa bütün şirketlerimiz kâra geçti. POLSAN turizm şirketini yeniden yapılandırarak, kongre turizminde ve seyahat acenteliğinde iddialı bir yere getirdik. İlk yılında ulusal ve uluslararası 60 kongre ve çalıştay düzenleyerek şirket kârını bir önceki yıla göre iki katına çıkardık. Profesyonel yönetim anlayışına geçtik ve yönetici personellerimizi bu anlayışla belirledik" dedi.
'BÜYÜK ÖLÇÜDE TEMİZLEDİK'
Bakan Soylu, Türkiye'nin 17-25 Aralık ve 15 Temmuz sürecinden sonra ciddi bir arınma sürecine girdiğini vurgulayarak şöyle konuştu: "Bütün terör yapılarını, FETÖ'den tutun, PKK'ya kadar bütün illegal yapıları karşımıza aldık ve ayrım gözetmeden topyekun bir mücadeleye giriştik. Bunların içinde FETÖ ile olan mücadelemizin karakteri biraz daha farklı. FETÖ, bunların belki de hepsinden karmaşık bir yapıya sahip ve içimize sızmış bir örgüttür. Yani bunu sadece dağdan veya hücre evinden değil, esas itibarıyla içimizden temizlemek durumundaydık. Önemli ölçüde başarı da elde ettik. Tamamen sıfırlandığını söylemek elbette mümkün değildir. Ancak hem büyük ölçüde temizledik hem de ortaya koydukları tahribatları tam anlamıyla gün yüzüne çıkardık. İşte POLSAN'da ortaya koyduğumuz bu anlayış değişikliği ve atılımın temelinde de bu temizlik hareketi yatmaktadır. Kaybettiğimiz zamanı, kaybettiğimiz maddi fırsatları, gelişme fırsatlarını hızlıca geri almak durumundayız. Geçmişi mülahaza etmek, bize sadece ders vermelidir, zamanımızı almamalıdır."
'HEDEFİMİZ POLSAN'I TÜRKİYE'NİN EN GÜÇLÜ SANDIĞI YAPMAK'
Yeni bir başlangıcın heyecanı ile işe soyunmak gerektiğini ifade eden Soylu, "Ancak, bunu tek başımıza, sadece bir grup yönetici ile yapabilmemiz mümkün değildir. Sistemin sağlamlığını temin edecek şey, bütün mesai arkadaşlarımın sürece sahip çıkması, ilgisi ve heyecan duymasıdır. Hedefimiz, POLSAN'ı Türkiye’nin en güçlü sandığı yapmaktır. Tüm emniyet mensuplarına çağrımdır; POLSAN'a güvenin ve katılın. Hedefimiz sadece üye sayısını arttırmak değil, bir arada olmak, bir arada olmanın verdiği güven duygusundan güç almaktır" dedi.
(DHA)