KAHRAMANMARAŞ, (DHA) - Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Esad'ın mağdur, Recep Tayyip Erdoğan'ın ise diktatör gibi gösterilmeye başlanıldığını savunurken, "Bir katliamcı diktatörü mağdur; bir özgürlükçü, demokrat, mazlumların ve mağdurların adeta koruyucusu olan bir lideri; 2 kişiden birinin oyunu almış Tayyip Erdoğan'a utanmadan, sıkılmadan 'diktatör bozuntusu' deme terbiyesizliğini gösterdiler" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, memleketi Kahramanmaraş'ta Ak Parti İl Başkanlığı tarafından onuruna düzenlenen akşam yemeğine katıldı. Ak Parti Kahramanmaraş milletvekillerinin de katıldığı yemekte konuşan Bakan Ünal, Esad'ın mağdur, Recep Tayyip Erdoğan'ın ise diktatör gibi gösterilmeye başlanıldığını ifade etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da isim vermeden partisinin kongresinde Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında sarf ettiği, 'Bir diktatör bozuntusunun talimatıyla tek tek gözaltına alınıyor' sözleri üzerinden eleştiren Bakan Ünal, şöyle konuştu: "Algı operasyonunda öyle bir noktaya geldiler ki artık şuanda kendi ülkesinde 350 bin kişi katleden bir diktatörün mağduru oynadığı, 2 buçuk milyon mazluma, mağdura kucak açmış ve Türkiye'yi 13 yılda dünyanın gelişmiş ülkelerinde 16'ncı sıraya taşımışbir lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı diktatör gibi göstermeye başladılar. Bir katliamcı diktatörü mağdur; bir özgürlükçü, demokrat, mazlumların ve mağdurların adeta koruyucusu olan bir lideri; her 2 yılda 1 seçime gitmiş, sandığı milletin önüne koymuş, her 2 kişiden birinin oyunu almış Tayyip Erdoğan'a utanmadan, sıkılmadan diktatör bozuntusu deme terbiyesizliğini gösterdiler. Bu, bizim aklımızla, kalbimizle, vicdanımızla alay etmeye kalkışmaktır kardeşlerim. Bu, hakikati ters düz etmeye kalkışmaktır. Maalesef bunlar adeta tek merkezden yönetilir gibi kimi zaman sanatçı kisvesi altında karşımıza çıkıyorlar, kimi zaman akademisyen kisvesi altında karşımıza çıkıyorlar, kimi zaman siyasetçi kisvesi altında karşımıza çıkıyorlar. Bakıyorsunuz sözde sanatçı olduğunu söyleyenler yurt dışında Türkiye'yi şikayet ediyorlar. Bakıyorsunuz sözde akademisyen olduğunu söyleyenler kendi ülkelerini katliamcı gösteriyorlar. Bakıyorsunuz bunların gazeteleri Fransa'da katliam olduğunda 'Fransa çocuklarına ağlıyor' diye manşet atıyorlar. Türkiye'de bomba patladığında 'Katliamlar ülkesi' diye manşet atıyorlar. Bunlar kim? Bunlar kim biliyor musunuz kardeşlerim? Bunlar, kendisine, kendi benliğine, kendi kültürüne, kendi tarihine, kendi inancına, kendi medeniyetine, kendi toprağına yabancılaşmış ve maalesef bu topraklar üzerinde, bu topraklara ait bir filiz, bir fidan, bir inanç, bir fikir ortaya çıktığı zaman adeta onu yok etmekle kendisini görevli bilen; bu ülkeye ve tarihe yabancılaşmış kafalar bunlar. Bunlar, millete 'bidon kafalı' diyen, 'göbeğini kaşıyanadam' diyenler. Bunlar, milleti horlamaktan, aşağılamaktan hor görmekten, bunlar dün Ankara Ulus'ta yabancı misyon şeflerinden utandıkları için köylüler Ankara'da Ulus Meydanı'na girmesin diyenler, bunlar kendilerinden utananlar, bunlar batıcı değil, batılı değil, bunlar maalesef taklit aslını yaşatır hükmünce sadece ve sadece batının kötü bir kopyası. O yüzden her noktada kendilerine ait olan her şeyle kavga etmeyi ve kendilerine ait her şeyle düşman olayı adeta kendilerine görev biliyorlar. Bunların düşmanlığı ve öfkesi o kadar maalesef şiddetli ki bunlar yeri geldiğinde PKK ile, yeri geldiğinde Rusya'yla, yeri geldiğinde Türkiye'ye düşman olan her güçle ittifak oluşturmakta hiç bir beis görmüyorlar."