Bakan Varank, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
"Herkes aşı üretti biz neden aşı üretmedik" eleştirilerinin sorulması üzerine Varank, "Dünyada önemli ülkelerin önemli aşı çalışmaları var. 'Herkes aşı üretti biz üretmedik' diyenler bence dünyayı iyi takip etmiyorlar. Dünyada herkes aşı üretmedi. Şu anda aşı geliştirme aşamasında olanlar var, üretmeyi başaranlar var." yanıtını verdi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid 19) Türkiye'de görülmeden toplantı yaptıklarını hatırlatan Varank, bilim insanlarıyla virüsle mücadelede neler yapılabileceğini konuştuklarını söyledi.
Varank, toplantı sonucunda TÜBİTAK Kovid-19 Türkiye Platformu'nu kurduklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Özellikle salgınla mücadelede hangi alanlara yoğunlaşmalıyız, bunun planlarını yaptık. Burada 17 farklı aşı ve ilaç geliştirme projesini destekleme kararı aldık. O zamanlar biz Türkiye'deki kabiliyetlerin ne seviyede olduğunu çok da iyi bilmiyorduk. Platformu kurduğumuzda yürütülen çalışmaları doğru şekilde koordine edip desteklediğinizde ve yönlendirdiğinizde aslında bilim insanlarımız dünyadaki bütün çalışmalarla rekabet edebilir işleri yapabiliyorlar. Dolayısıyla o platform çatısı altına aşı ve ilaç çalışmalarını desteklemeye başladık."
"Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünde Türkiye aşı üretebiliyordu, AK Parti geldi bunu ortadan kaldırdı" görüşünün" kamuoyunu yanıltmak için kullanılan bir yalandan ibaret olduğuna işaret eden Varank, enstitüde son aşının 1998'de üretildiğini ve o tarihten sonra altyapının dünyadaki teknolojilere göre geride kaldığı için faaliyetlerin durdurulduğunu anlattı.
Varank, "Biz, AK Parti olarak, 18 yılda Ar-Ge faaliyetlerine verdiğimiz desteklerle, kurduğumuz altyapılarla TÜBİTAK Kovid-19 Türkiye Platformu çatısı altında başladığımız çalışmaları birleştirdiğimizde bu kabiliyetlerimizi çok daha hızlı şekilde ürünleştirecek çalışmanın içerisine girmiş olduk." dedi.
Aşı çalışmalarının büyük bir hızla devam ettiğine dikkati çeken Bakan Varank, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim şu an da klinik çalışma diyebileceğimiz yani insan denemelerine başlayacak 3 tane aşı adayımız var. Bunlardan bir tanesi inaktif aşı dediğimiz, Çin'den de gelen aşıyla aynı teknolojiyi kullanan aşı, ikincisi virüs benzeri parçacıklar (VLP) dediğimiz, dünyada çok fazla üzerine yatırım yapılmayan ama aslında oldukça etkili olduğunu hayvan deneylerinden gördüğümüz bir aşı adayı. Bir tanesi de adenovirüs temelli dediğimiz, Ankara'dan bir hocamızın aşı çalışması. Bu 3 aşıda da gerekli bütün çalışmalarımızı tamamladık, ara sonuçlarımızı Sağlık Bakanlığına teslim ettik. Onlar da bütün değerlendirmeleri yaptıktan sonra bu aşıların insan deneyine geçilip geçilmemesiyle ilgili izni verecekler."
Aşıların Türkiye'de üretilip üretilemeyeceği ilişkin altyapının olup olmadığıyla ilgili de çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Varank, araştırmalar sonucu 3 farklı özel sektör altyapısı bulduklarını bildirdi.
Türkiye'nin bu konuda yeterli kabiliyetleri kazandığını dile getiren Varank, "Böyle bir salgın ortamı ortaya çıkmadığı için aşı çalışmalarında sıkı bir koordinasyon oluşturmadığı için belki bu alanda geç kalmış gözüküyor olabiliriz. Bunlar insan sağlığını ilgilendiren hususlar olduğu için süreçler uzun sürüyor. Yani faz 1, faz 2 çalışması yapmamız gerek, daha sonra faz 3 çalışması dediğimiz belki 10 bin insan üzerinde aşı adayınızı deneyerek, daha sonra bu aşı gerçekten hem insan sağlığına zararlı değil, hem istediği etkiyi oluşturuyor diyebiliyorsunuz ama bizim bilim insanlarımızın gösterdiği gayretin ben hiçbir ülkede gösterildiğini düşünmüyorum." şeklinde konuştu.
Varank, Sağlık Bakanlığının izni sonrasında klinik çalışmalara başlayıp, çok hızlı bir şekilde ilerlediklerinde sadece ülkeye değil, tüm dünyaya faydası olabilecek aşılar üretileceğini ifade etti.
Bakan Varank, "Şu anda biz ülkelerle görüşmelerimizi yapıyoruz. Çok büyük nüfuslara sahip ülkelere faz 3 çalışmalarını beraber yapalım diye tekliflerimizi götürdük. Ortak üretim yapabilir miyiz diye, şu anda bunların görüşmelerini yapıyoruz. Şu anda ilk faz 1 çalışma ruhsatı alacak. Bu 3 aşı adayından hangisi faza geçerse ben gönüllü olmaya adayım. Zaten kaydımı da yaptırdım. Tüm Türkiye'ye çağrı yapmak istiyorum. Lütfen vatandaşımız da bu işlerde gönüllü olmayı denesinler. Bilime bu şekilde katkı sağlanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
İlaç çalışmalarında da insan deneyine gelmiş 3 ilaç adayı olduğunu vurgulayan Varank, bunların hem virüsün yayılımını engelleyen hem de tedavide kullanılan ilaçlar olduğunu söyledi.
Almanya merkezli biyoteknoloji firması BioNTech'in kurucuları ve Kovid-19 aşısının geliştiricilerinden Prof. Dr. Uğur Şahin ile Türkiye'nin temasları hakkında da bilgi veren Varank, "Uğur Hoca'yla TÜBİTAK Başkanımız Hasan Mandal, nisan ayından beri görüşüyorlar. Uğur Şahin Hoca, aslında, Kovid-19'la gündeme gelmiş olsa da başka bir sürü biyoteknoloji alanındaki çalışmalarıyla da ön plana çıkmış değerli bir bilim insanı ve Türkiye'de de özellikle kanser araştırmalarıyla ilgili çalışmalar yapmak istiyor. Bu manada da Türkiye'de bir merkez kurmak için bizimle görüşmelere devam ediyor." dedi.
Türkiye'deki altyapılarla ilgili Şahin'i bilgilendirdiklerini kaydeden Varank, hem kamu kurumları hem de özel sektörün kabiliyetleri konusunda kendisini haberdar ettiklerini belirtti.
Kovid-19 aşı çalışmalarının yanı sıra Türkiye'de neler yapabilecekleri konusunda görüştüklerini bildiren Varank, "Hoca kendi planlamalarını şu anda yapıyor ve dediğim gibi Türkiye'de bir merkez kurmak istiyor." ifadesini kullandı.
Varank, Şahin'e ortak üretim konusunda teklif yaptıklarına da değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kendilerine ortak üretimle ilgili de tekliflerimizi yaptık. Oldukça gündemde bir konu bunun üretimi. Avrupa Birliği, Amerika ilişkileri gibi farklı konular gündemde ama iletişimimiz devam ediyor. Kendilerini Türkiye'de ağırlamaktan, burada onların bir merkezine ev sahipliği yapmaktan memnun oluruz. Küresel firmaların Türkiye'de yatırımları var. Ar-Ge alanında yatırım yapan çok ciddi şirketler var. Eğer Uğur Şahin Hoca da Türkiye'ye gelirse hem buradan fayda görür hem de Türkiye'deki kabiliyetlerle kendi işine katkı sağlar diye düşünüyoruz."
(AA)