Kalkınma Bakanı Dr. Cevdet Yılmaz, Türkiye ekonomisinin 774 milyar dolarlık bir seviyeye ulaştığını söyledi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Atatürk Kültür ve Kongre Merkesi’nde düzenlenen Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) AGORADA 2012 toplantısına katılan Kalkınma Bakanı Dr. Cevdet Yılmaz konuşmasında, “Türkiye son 10 yılda epey bir mesafe aldı. Şuanda çok iyi bir noktaya geldi. 2002 yılında 230 milyar dolarlık bir ekonomimiz varken, bugün 774 milyar dolarlık bir seviyeye ulaştı. 3 bin 500 dolarlardan 10 bin dolarlara ulaştı. İhracatımız 30 küsür milyarlardan 135 milyar dolar seviyesine geldi. Bunlar geçen yılki rakamlardır. Bu tabiî ki çok ciddi bir mesafedir. Bu mesafeyi ve yolu aldık ama gidecek daha çok yolumuz var. 2023 yılı hedeflerimizi bütün toplumla paylaşıyoruz. 2023 vizyonumuzda 25 bin dolarlık kişi başına gelir, 2 trilyon dolar üzerinde yurt içi hasıla, 500 milyar ihracat gibi hedeflerimiz var. Bu çerçevede orta gelir tuzağı dediğimiz bir hadise var ona düşmememiz gerekiyor. Yani 10 bin dolara kadar geldik. Burada aynı politikalarla aynı kurumsal yapıyla benzer bir takım uygulamalarla devam 25 bin dolara ulaşırız diye kesinlikle düşünmemeliyiz. Mutlaka reformlara devam etmemiz gerekiyor. Değişim ve dönüşüme devam etmemiz gerekiyor. Bunu yapmazsak orta gelir tuzağı denen hadiseye düşmüş oluruz ve uzun bir süre bu seviyelerde kalmaya mahkum hale geliriz” dedi.
“MİLLİ GELİR 3 KATTAN FAZLA ARTTI”
Hükümet olarak göreve geldikleri ilk yıllardan itibaren araştırma ve geliştirmeye çok önem verdiklerini belirten Bakan Yılmaz, “Araştırma geliştirme ve yenilikçi faaliyetlerin desteklenmesi amacıyla kamu yatırımlarında bu konuyu hep öncelikli bir alan olarak gördük. Sadece bir rakam söyleyeyim ne kadar öncelikli verdiğimizin anlaşılması açısından çünkü bu işler lafla olmaz, rakamla olur. 2003 yılında AR-GE yatırımlarına ayırdığımız rakam sadece kamu yatırımları olarak söylüyorum 238 milyon TL imiş. 2012 yılında bu rakam 1.8 milyar TL’ye çıkmıştır. Bu artış yüzdelerle değil katlarla ifade edilmesi gereken büyük bir artıştır. Bizim bu alana verdiğimiz önceliği bence çok net ve somut bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye araştırma geliştirme harcamaların toplamına baktığımızda AR-GE harcamaların gayri safi yurt içi hasılaya oran olarak 2000 yılında yüzde 0.48 imiş. 2010 yılına geldiğimizde yüzde 0.84’e ulaşmıştır. Milli gelirimiz 3 kattan fazla arttı. AR-GE’nin payı bu gelir içinde yüzde 0.48’den yüzde 0,84’e ulaştı. Bu gerçekten önemli bir sıçramadır. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin paylarına baktığımda 27 ülkeye baktığımızda 8 - 9 tanesinden daha iyi durumdayız. Avrupa Birliği ortalaması yüzde 1.9’dur. Önümüzdeki dönemde Avrupa Birliği bunu hedef olarak yüzde 3’lere çıkarmayı düşünüyor. Ama Türkiye üye olmayan bir ülke olarak 8 - 9 tane üye olan ülkeden AR-GE’ye daha fazla para harcıyor. Hele ki bu kriz ortamında birçok ülke bu harcamalarını kısarken, çok doğru bir şekilde Türkiye bu harcamalarını kısmadı AR-GE’ye ve geleceğe yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bunun geleceğini kısa vadede görmeye biliriz. Bu daha orta ve uzun vadede hayatımızı etkileyecek politika tercihidir. Bu bana göre yaptığımız en iyi işlerden bir tanesidir” diye konuştu.
“GELECEK YIL İÇİN ÜNİVERSİTELERE 3.5 MİLYAR LİRA KAMU YATIRIMI AYIRDIK”
Üniversitelere 3.5 milyar lira kamu yatırımı yaptıklarını ifade eden Bakan Yılmaz, “Üniversiteler sadece eğitim yapılan kurumlar değillerdir. Üniversiteler aynı zamanda araştırmalar yapılan ve araştırmanın sonuçlarını katma değere dönüştüren ve yenilik yapan kurumlardır. Bu anlamda toplumla ve sanayi ile yakın bağlar içinde olması gereken çok açık sistemler olmak durumda. Kendi içine kapanan sadece akademik konular üzerine yoğunlaşan, toplumun sorunlarına, ekonomiden ülkemizin gündeminden uzak bir şekilde çalışan bir üniversite sistemini hiç kimsenin arzu ettiği bir sistem değildir. Üniversitelerimizin açık olması lazım. Bu etkileşim ağı içerisinde çok iyi bir konum içinde olması lazım. İçende bulundukları şehirle, bölgeyle, yöreyle çok yoğun ilişkiler içinde olmaları lazım. Bu üniversitelerimizin gelişmeleri açısından da çok önemli. Biz sadece gelecek yıl için üniversitelere 3.5 milyar lira kamu yatırımı ayırdık. Cari harcamaları saymıyorum. Büyük bir fedakarlık yapıyoruz. Halkımızın vergileri ile üniversitelerimize büyük bir yatırım ayırıyoruz. Ama bunun karşılığını almamız lazım. Sosyal konular, ekonomi konularında ve kalkınma konularında üniversitelerimizin çok daha yoğun bir şekilde katma değer ürettiği bir ortama geçmemiz lazım. Özellikle yeni kurulan üniversitelerde ben bunu görüyorum. Daha açık bir sistem ve kültürle oluşturuluyorlar. Gerçekten ben inanıyorum ki bu üniversitelerimiz gelecekte çok önemli bir aktör olacaklar. Bir kalkınma Bakanı olarak söylüyorum, üniversiteleri kalkınmanın lokomotif kurumu olarak görüyorum. Özellikle genel ve bölgesel kalkınma anlamında. Üniversitelerimize büyük yatırımlar yapıyoruz. 2002 yılında 76 tane üniversitemiz varmış. 2011 sonu itibariyle 165’e çıkmış bu rakam. Yine birçok ülkenin kriz var diye sıkıntı var diye, üniversitelere ödenek vermediği, üniversiteleri kapattığı bir dönemde Türkiye buralara yatırım yapıyor” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz