Bakan Zeybekci duyurdu: Almanya için ilk dava açıldı

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Almanya'da toplantıların yapılmaması ve Alman medyasında çıkan hakaret içeren haberlerle ilgili dava açıldı" diyerek Almanya'ya ilk davanın açıldığını duyurdu.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, Alman gazetesi Bild'de yayımlanan hakaret içerikli habere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin müttefikleriyle mevcut güçlü siyasi, ekonomik ve tarihi ilişkilerinin bozulmasını bekleyen güçlerin olduğuna dikkati çeken Zeybekci, "Bugüne kadar tarih boyunca en önemli siyasi, tarihi, kültürel ortağımız olan Almanya ile aramızdaki ilişkileri dinamitleyen bir zihniyet var. Alman kamuoyunda algı operasyonu düzenleyen, iki hükümet arasındaki olumlu havayı ortadan kaldırmak isteyen bu zihniyete asla müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.

Reklam
Reklam

"MUHATABIM DAHİ OLAMAZLAR"

Zeybekci, Alman basınında yer alan ifadenin en antidemokratik ve insan haklarının olmadığı bir ülkede bile kullanılamayacak tanımlar içerdiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'nı da ağzına alarak kullanılan bu cümleyi kabul edemeyiz. Bu ülkenin temsilcisi bir bakana ya da siyasilerine yapılmış saldırı, 80 milyon vatandaşımıza yapılmış saldırıdır. 'Cumhurbaşkanı dün en sadık tasmalı köpeğini, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'yi Köln'e gönderdi.' tercümesindeki ahlak dışı, insaf dışı, nezaket dışı cümleyi aynen iade etme tenezzülünde bulunmayacağım. Muhatabım dahi olamazlar."

Söz konusu yayının, ülkenin tüm organlarına, devletine, hükümetine, siyasetine yapılan bir hakaret olduğuna işaret eden Zeybekci, bununla ilgili tepkilerin sadece belirli bir kesimden geldiğini hatırlattı. Bu oyuna ve sabotaja dikkat çekmek istediğini belirten Zeybekçi, ilgili çevreleri, Alman Ekonomi Bakanını ve sivil toplum kuruluşlarını bu tuzağa karşı uyardığını anlattı.

Reklam
Reklam

Almanya ve Türkiye'nin birbirini tamamlayıcı özellikleriyle çok güçlü bir anlam ifade ettiğine dikkati çeken Zeybekci, bu tuzaklara öncelikle Alman hükümetinin meydan vermemesini, hukuk ve demokrasi içinde bunlara engel olmasını beklediklerini dile getirdi.

Zeybekci, Almanya'da 1,5 milyon Türk seçmen bulunduğunu anımsatarak, "Onlara ulaşmak en doğal hakkımız. Türk vatandaşlarımızı orada misafir eden, ekonomik olarak katkı verme ortamını oluşturan Almanya'nın görevi, onların bu hakkı kullanmasını sağlamaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Basın ahlakının savunucuları olarak tüm özgür basının buna karşı verilecek bir cevabı olması gerektiğine işaret eden Zeybekci, "Onlara cevap vermek benim için bir züldür. Bu kişiliğime de aykırıdır. Türkiye ve Almanya birlikteliğini götürmek istedikleri yer açıktır." diye konuştu.

"TÜRK SİYASETİNE YAPILMIŞ BİR SALDIRIDIR"

Türk-Alman birlikteliğinden en önemli paydayı sağlayan şirketlere de bu planlı organizasyona karşı sessiz kalmamaları çağrısında bulunan Zeybekci, şöyle devam etti: "Almanya ile aramızdaki ilişkileri dinamitleyen bir zihniyet var. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanına yapılmış bu saldırı, Türk siyasetine, AK Parti'ye yapılan bir saldırıdır, Cumhuriyet Halk Partisi'ne, Milliyetçi Hareket Partisi'ne yapılan bir saldırıdır. Hukuki süreç başlatıldı. Alman basın yayın kuruluşları nezdinde dava açarak bunların olabildiği şekliyle cezalandırılmasını sağlamak için gerekli adımlar atıldı. Hükümet nezdinde de bu olayı gündeme getirdik. Büyükelçiliğimiz, Dışişleri Bakanlığımız yakından takip ediyor. Türkiye'de de gerekli tüm adımları atacağız."

Reklam
Reklam

"DEMOKRASİSİ OLMAYAN BİR TÜRKİYE RESMİ ÇİZİLDİ"

Zeybekci, Türkiye'nin 15 Temmuz’da yaşadıklarına da değinerek, o gece Türk milletinin, dünya demokrasi tarihine altın harflerle yazılacak şekilde bir demokrasi zaferi kazandığını söyledi.

Almanya'nın önemli dergilerinden Der Spiegel'in, milletin demokrasi destanı yazdığı günden hemen sonra yayımlanan sayısına dikkati çeken Zeybekci, şunları kaydetti: "Derginin kapağında, önünde tel örgü, üstünde dikenli tellerle Türk bayrağı var ve üzerine 'Bir zamanlar demokrasi vardı' yazıyor. Peki darbe başarılı olsaydı, Türkiye'de parlamento bombalanıp sonucu alınsaydı, sivil insanlar sindirilseydi, milli irademiz yerle bir edilseydi, Türkiye’de demokrasi mi olacaktı? Bu o demektir. Bu milletin bayrağı önüne bu hakareti koyarsanız, 'bu ülkede darbe olsaydı demokrasi olacaktı' demek istiyorsunuz. Bu, ihanetin arkasında kimlerin olduğuyla ilgili önemli bir göstergedir. Türkiye'nin o zafer havasıyla, daha göz yaşlarımız dinmemişken, Cumhurbaşkanı'nı katletmek için gidenler henüz yakalanmamışken, hastanede can çekişen yaralılarımız varken, demokrasisi artık olmayan bir Türkiye resmi çizildi. Yüzlerce haberle bir algı propagandası yapıldı."

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: