Bakanlar Krulu toplandı

ANKARA (İHA) –Akşam saatlerinde biten Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek gazetecilerin sorularını yanıtladı.<?xml:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /?>

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, zina tartışmaları üzerinden siyaset yapılarak oyun oynandığını belirterek, "Soru aynı, sorun da aynı, herkes ne dediyse neyi diyecekse bugüne kadar bunların hepini söylemiştir. Bundan sonra da söylenebilecek çok fazla bir şey yoktur. Zaman herşeyi çok açık ortaya çıkaracaktır" dedi.

AB çevrelerinden yapılan, 'TCK kabul edilmeze, üyelik müzakereleri başlamaz yönünde' açıklamaların hatırlatılması üzerine Çiçek, "Soru aynı, sorun da aynı, herkes ne dediyse neyi diyecekse bugüne kadar bunların hepini söylemiştir. Bundan sonrada söylenebilecek çok fazla bir şey yoktur. Zaman herşeyi çok açık ortaya çıkaracaktır" karşılığını verdi. Ekonomik geçmişe bakıldığında ekonomik krizlerin bile Türkiye'nin gündeminde bu kadar kalmadığını ifade eden Çiçek, konunun bazı çevreler tarafından belirli bir amaç için gündeme getirildiğini ve bunun üzerinden siyaset yapıldığını söyledi. Hükümet olarak AB'yi önemsediklerini ve bu çerçevede birçok yasayı Meclis'ten geçirdiklerini kaydeden Çiçek, "Konunun hukuki bir zeminde tartışılması halinde bugünkü boyuta gelmemiş olabileceğini" kaydetti.

Reklam
Reklam

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, hükümet olarak özelleştirme çalışmalarına devam ettiklerini belirterek, bu çerçevede, Araç Muayene İstasyonları, Telekom, Tekel, Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın yüzde 50 hissesi, THY ve PETKİM'in halka arzının ilk sıralarda yer aldığını söyledi.

Çiçek, toplantıda özelleştirme çalışmaları ve kamu borç yönetimi konularının ele alındığını söyledi. Dünyada özelleştirmeyi en erken konuşan ülke olan Türkiye'nin, bugün gelinen nokta itibariyle en sona kalan ülkelerden biri olduğunu belirten Çiçek, bugüne kadar özelleştirmeden 9 milyar dolar civarında bir gelir elde edildiğini söyledi. Çiçek, özelleştirmede 2001 yılında 60 milyon dolar, 2002 yılında 290 milyon dolar, 2003 yılında 258 milyon dolar ve 2004 yılı itibariyle de 1 milyar dolarlık bir özelleştirme gerçekleştirildiğini bildirdi. Çiçek, 2004 yılında elde edilen gelirin 238 milyon dolarının Hazine'ye aktarıldığını, 363 milyon dolarının ise 2003 yılında kullanılan kredilere aktarıldığını kaydetti. 2003-2004 yıllarında gerçekleşen özelleştirme uygulamasında, 35 şirketteki kamu hisselerinin tamamı, 17 işletme ve 863 adet varlık ve gayrimenkul satışının gerçekleştiğini bildiren Çiçek, dört limanında işletme hakkının devredildiğini ifade etti. 2004 yılındaki özelleştirme çalışmaları hakkında da bilgi veren Çiçek, bu kapsamda, öncelikli olarak Araç Muayene İstasyonları, Telekom, Tekel, Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın yüzde 50 hissesi, THY ve PETKİM'in halka arzının ilk sıralarda yer aldığını söyledi. Araç Muayene istasyonlarının özelleştirme ihalesinin bu hafta içerisinde, Telekom'un satışının Ekim'in ilk haftasında, Tekel ihalesinin de Ekim ayının ikinci haftasında açılmasının planlandığını belirten Çiçek, THY'nin halka arzının ise 17 Kasım'da başlatılması için çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.

Reklam
Reklam

Kamu borç stokuna ilişkin olarak Devlet Bakanı Ali Babacan'ın 'etraflı' bir değerlendirmede bulunduğunu ifade eden Çiçek, hükümet olarak Hazine işlemlerinde saydamlık ve şeffaflık devrini başlattıklarını vurguladı. Bu çerçevede, Hazine'nin web sitesinde yapılan tüm işlemlerin takip edilebileceğini işaret eden Çiçek, "Halkımız artık doğrudan bilgi alabileceklerdir" dedi. Toplantıda, Türk ekonomisinin geldiği son noktanın 'etraflıca' değerlendirildiğini kaydeden Çiçek, şöyle devam etti:

"Aldığımız sonuç şudur; Türkiye'deki siyasi istikrara paralel olarak ekonomik istikrarında sürdürülebilir olması, Türkiye açısından önemli bir imkandır. Bunun kalıcı bir şekilde sürdürülebilmesi yönünde çok olumlu bir tablo ortaya çıkmıştır. Bunun tabi sonucu olarak paradan para kazanma yerine yatırım heyecanı başlamıştır. Sürdürülebilir bir ekonomi için her alanda olduğu gibi mali alanda da disiplinin ve kararlılığın sürdürülmesi gerekmektedir."

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, "AB'yi önemsiyoruz ama diyelim ki 17 Aralık'ta bir tarih vermediler. Ne yapacaktık o zaman? Oturup dizlerimizi dövüp ağlayacak halimiz yoktu. Türkiye kendi yolunu devam ederdi, etmesi de gerekir" dedi.

Reklam
Reklam

Çiçek, açıklamalarının ardından gazetecilerin iç ve dış gelişmelere yönelik sorularını cevapladı. TCK'ya ilişkin AB çevrelerinden yapılan açıklamaların hatırlatılması üzerine Çiçek, 'soru aynı, sorun aynı' ifadesini kullanarak, konunun 15 günden fazla bir zamandır tartışıldığını söyledi. Bu konuda yeni bir şey söylemenin anlamı olmadığını vurgulayan Çiçek, "Bundan sonrası için ne istikamete gideceğini, varılması gereken noktanın ne olduğunu ne olacağını zaman gösterecek. Onun için soru üzerinden soru, soru üzerinden cevap çıkartmak suretiyle bu konunun gündemde tutmanın çok faydalı olduğu kanaatinde değilim" diye konuştu. 'Türkiye, ne oldu da son bir hafta da AB üyeliğini riske atıyor?' şeklindeki bir soruya Çiçek, bu konunun ilk defa gündeme gelmediğine işaret ederek, "Bu konuyu gündeme taşıyanlara bakın.

Aslında, telaffuz etmeyi çok arzu etmediğim bir kavram üzerinden bir oyun oynanıyor ve bu devam ediyor. Zaman her şeyi aydınlatacaktır" dedi. "Bizim açımızdan AB önemsiz bir konu değildir" diyen Çiçek, "Ama AB konusu tek bir konu değil, Türkiye'nin başka konuları da var. Çevresinde, kendi içinde, kendi dışında başka konularda var. Biz bunların hepsini önemsiyoruz ve bunları belli bir anlayış içerisinde sürdürmeye çalışıyoruz" dedi. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

"Ama bu açıklamaların nereden geldiğini, dışarıdan hangi açıklamaların yapıldığını, hangi bağlamda yapıldığını hep beraber gördük, bunu biliyoruz. Bir şeyi daha biliyoruz; Türkiye'nin önüne gelen konular dışarıdan talep yerine, içeriden talebin AB üzerinden Türkiye'nin önüne getirilmesidir. Ben bunu yanlış buluyorum. O zaman kendi ülkeniz üzerine başta taraftan baskı yaptırma gayreti vardır. Yoksa biz kendi içerimizde bunların hepsini konuşuruz. Bir hukuki zeminde bu konuyu tartışsaydık, zannediyorum daha sağlıklı bir sonuca varırdık. Hukuki bir konuyu bir siyaset malzemesi yapmaya, bunun üzerinden bir oyun oynanmaya çalışıldı. Yoksa bu hukuki bir konudur ve hukuk alanda düzenleme yapılacaktır. Bunun lehine veya aleyhinde olabilir, gerekçeleri de olabilir. Bunu tartışabilseydik iş bu noktaya kadar da gelmezdi."
TCK'nın 6 Ekim'e kadar yasalaşma olasının sorulması üzerine Çiçek, "Onun çekiliş gerekçesine bir bakın, Meclis iç tüzüğüne ve Anayasa'daki hükümlere bakın, bu ne ölçüde mümkün olup olmadığını oradan görürsünüz" karşılığını verdi. Çiçek, 'Türkiye'nin AB politikasında temel bir değişiklik mi var?' şeklindeki soruya ise, "AB'yi önemsiyoruz ama diyelim ki 17 Aralık'ta bir tarih vermediler. Ne yapacaktık o zaman. Oturup dizlerimizi dövüp ağlayacak halimiz yoktu. Türkiye kendi yolunu devam ederdi, etmesi de gerekir. Netice itibariye AB bir kısım değerler topluluğudur. O değerler olsa da olmasa da yani hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması ve demokratik standartların yükseltilmesi. AB olması biz hak ve özgürlüklerden yana olmayacak mıyız? Demokratik standartlarımızı yükselmeyecek miyiz? Bu konuda herkes yoluna devam eder, bizde yolumuza devam ederiz" değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

'CHP'nin, TCK'nın yasalaşması için TBMM'nin olağanüstü toplanması konusunda bir talebi var. TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağıracak mısınız?' sorusuna Çiçek, "Demin verdiğim cevabın içerisinde var. İçtüzüğe, Anayasa'ya bakın, önümüzdeki zaman dilimine bakın cevap orada var" karşılığını verdi. Toplantıda konuşan TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger de, TCK'nın neden geri çekildiğini soran bir gazeteciye, 'Ben de neden çekildiğini bilmiyorum. Bakanların da haberi yok. Muhataplarımın bu konudaki sorularına cevap veremiyorum' yanıtını verdi. Bakanlar Kurulu'nda bu konuları hiç görüşmüyor musunuz?' sorusunu da Dülger, "Bizim bu konuyu çok konuştuğumuzu bir defa daha söyleyeyim" diyerek yanıtladı.

"TBMM, TCK KONUSUNDA TAHMİNLERİN ÖTESİNDE ÇALIŞMIŞTIR"

'TBMM kapanmadan önce 'TCK'yı acilen yasalaştırmamız gerekir' dediniz. TCK'nın geri çekilmesinde bir sıkıntı görmüyor musunuz?' şeklindeki soruya Çiçek, Türkiye'de herkesin üzerinde durduğu en temel konuların başında Yargı Reformu'nun geldiğini, Türk Ceza Kanunu Yasası'nın da bunun önemli ayaklarından birisi olduğunu söyledi. TCK konusunda TBMM'nin, tahminlerin ötesinde bir çalışma yaparak, başarı elde ettiğini, bir iyileştirme yaptığını ve tasarıyı yürürlük maddesine kadar getirdiğini ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:

Reklam
Reklam

"Biz bunu olağanüstü dönemde değil de, Kasım'da, Aralık'ta yapacak olsaydık, Meclis Başkanı, Başkanvekilleri seçimi, komisyonların kurulması, üye verilmesi faaliyetlerine başlaması neredeyse Ekim'in üçüncü haftasını bulurdu. Ondan sonra Aralık ayı zaten bütçe müzakerelerine gidilir. Halbuki biz TCK'yı Eylül ayında gündeme almak suretiyle bir önemli çalışmayı yaptık."

"Bizim acelemiz illa da belli bir takvimle alakalı değil" diyen Çiçek, Yargı Reformu'nun, bizatihi Türkiye'nin önünde bir acil ihtiyaç olarak durduğunu belirtti. Çiçek, "Bunun için de ne kadar süratle hareket edebilirsek, AB hedefiyle bağlantısı olan maddeleri vardır şüphesiz, ama onun ötesinde Yargı Reformu açısından TCK'nın önemli bir yeri var" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Çiçek, İstinaf Mahkemeleri'ne ilişkin yasanın da yürürlük maddesine kadar geldiğini ve beklediğini, şimdi Ceza Usul Yasası ile birlikte bunların hepsinin bu yıl içinde tamamlanacağını ifade etti.

Hükümet Sözcüsü Çiçek, 'TCK konusunda CHP ile yapılan bir anlaşma vardı. Ancak Başbakan yurtdışı gezisinden döndükten sonra farklı açıklamalar yaptı. Başbakan ile bakanlar arasında bir görüş ayrılığı mı var?' şeklinde bir soru üzerine, bu konularda çoğu zaman eksik bilgiye dayalı yazı yazıldığını belirtti. CHP ile bir tartışmaya girmeyeceğini vurgulayan Çiçek, TCK konusunda gerçekten iyi bir çalışma yapıldığını, bundan sonra da bu çalışmaların yapılmasını arzu ettiklerini kaydetti. Olayın gündeme geldiği dönemden bugüne kadar geçen süreçte, tasarının içeriğine ilişkin bilgi vermediğini, genel ilkeleri söylediğini ifade eden Çiçek, "Yoksa, elinizde bir metin yok. Bu metni biz vermedik. Yazıldı, çizildi. Şunları getiririz, bunları götürürüz şeklindeki haberlerin önemli bir kısmı spekülatif haberlerdir" dedi.

Reklam
Reklam

Çiçek, konunun, olduğundan çok daha farklı zemine çekilerek, yanlış istikamette değerlendirmelere sebebiyet verildiğine de işaret ederek, "Herkes ne dediyse, ne diyecekse bugüne kadar hepsini söylemiştir. Bundan sonra da söylenecek bir şey yoktur. Zaman her şeyi çok daha açık ortaya çıkaracaktır" değerlendirmesinde bulundu.