Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Yunanistan'dan bu 8 darbecinin ivedilikle Türkiye'ye iadesini beklediğimizi buradan bir kez daha ifade etmek isteriz. Umarız ki davanın esastan görüşülmesi sırasında da bu ikinci derece İltica Kurulu'nun kararı tamamen iptal edilir. Hem sığınma talebi şu anda kabul edilen, yürürlüğü durdurulan darbeci hem de diğer darbeciler Türkiye'ye iade edilir. Bunların Türkiye'ye iadesi iki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu gelişmesine katkı sağlayacaktır." dedi.
Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yeni yılın ilk Bakanlar Kurulu toplantısını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yaptıklarını anımsatan Bozdağ, toplantıda Türkiye'nin iç ve dış gündeminin değerlendirildiğini söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım'ın 2017 yılı hükümet faaliyetleri hakkında detaylı sunumda bulunduğunu ve 2018 yılında yapılacak işler, atılacak adımlar ve çalışmaların detaylı biçimde değerlendirildiğini bildiren Bozdağ, 2018 yılının Türkiye'ye ve bütün dünyaya huzur, barış, esenlik getirmesini ve hayırlı olmasını temenni etti.
- "Olağanüstü hal bir defa daha uzatılacak"
Bozdağ, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, 19 Ocak'ta süresi dolacak olağanüstü halin, toplantıda gündeme gelip gelmediğine yönelik soruya, "Olağanüstü hal bir defa daha uzatılacak." karşılığını verdi.
Uzatmanın gerçekleştirilebilmesi için Milli Güvenlik Kurulu'nun tavsiye kararı alması vekonunun Bakanlar Kurulu'nda da görüşülmesi gerektiğini dile getiren Bozdağ, "Önümüzdeki Milli Güvenlik Kurulu'nun gündeminde muhtemelen yer alacak ve arkasından toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin uzatılmasına karar verecek ve bu da Parlamentoda görüşüldükten sonra yürürlüğe girecektir.” diye konuştu.
Hükümet Sözcüsü Bozdağ, Meslek Yüksek Okulu mezunlarının kısa dönem askerlik yapmasına ilişkin bir çalışma yürütülüp yürütülmediğine ilişkin bir başka soru üzerine, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'nün basına verdiği bir röportajdaki ifadesinin bu yönde bir algıya yol açtığını anımsattı.
Özlü'nün de yaptığı bir başka açıklamada, böyle bir değerlendirme yapmadığını açıkça ifade ettiğini anımsatan Bozdağ, bu konuda iş dünyasından özellikle ara insan gücü teminindeki zorluk nedeniyle buna ihtiyaç duyulduğunun dile getirildiğini bildirdi.
Konunun Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın bulunduğu bir ortamda, Sivas'ta gündeme geldiğini anlatan Bozdağ, "Hükümetimizin gündeminde ön lisans mezunları için böyle bir kısa dönem askerlik değerlendirmesi, çalışması yoktur. Hiç kimsenin böyle bir beklenti içine girmemesi gerekir. Bundan önce nasıl askerlik yapıyorlarsa, bundan sonra da aynı usulde askerlik yapmaya devam edeceklerdir." ifadesini kullandı.
Bozdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin cumhurbaşkanı seçimlerine ilişkin değerlendirmelerinin hatırlatılması üzerine, Bahçeli'nin bir değerlendirme toplantısı yaptığını ve önemli gündem maddelerini ele aldığını söyledi.
Bahçeli'nin Türk siyasetinde saygın bir lider, dürüst bir siyaset anlayışına sahip, ikili oynamayan bir isim olduğunu kaydeden Bozdağ, "Türk siyasetinde duruşu olan bir lider. O nedenle de sabahki açıklamaları çok net açıklamalar." şeklinde konuştu.
- "MHP'nin kararına saygı duyarız"
MHP'nin 2019 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağını, kendisinin de aday olmayacağını Bahçeli'nin açık bir şekilde ifade ettiğini dile getiren Bozdağ, "Bu Milliyetçi Hareket Partisi'nin kendi kararıdır, biz bu karara saygı duyarız, bu kararla ilgili bir değerlendirme yapma hakkını kendimizde görmeyiz. Bir parti kendi siyasetine ilişkin kararı elbette kendi alacaktır, kamuoyuyla paylaşacaktır ve bununla ilgili adımları atacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2019 adaylığında cumhurbaşkanlığını destekleme konusundaki açıklaması bizim açımızdan memnuniyet vericidir." sözlerini kullandı.
"AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı malum, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendidir." ifadesini kullanan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti kadroları içerisinden başka bir cumhurbaşkanı adayı çıkması söz konusu değildir. 2019'da milletimiz Türkiye'yi yeni hükümet sistemiyle beraber yönetecek ve yeni dönemi inşa edecek cumhurbaşkanını ve iktidarı seçecektir. Bu açıdan da 2019 seçimleri tarihi seçimlerdir. Sayın Bahçeli'nin dediği gibi 15 Temmuz gecesi esnasında oluşan milli irade, Yenikapı'da yeni bir anlayışa büründü ve Yenikapı ruhu dalga dalga milletimizin dört bir yanından kuşattı. Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti, Yenikapı ruhuna sonuna kadar sahip çıkan anlayışa sahip. Yerli ve milli duruşu her daim muhafaza eden ve bunun gereklerini sadece lafta değil icraatta da yerine getiren anlayışlara sahiptir. O nedenle de 2019 seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi'nin cumhurbaşkanı adayımız Sayın Cumhurbaşkanımıza destek verecek olması ve bunu bugünden açıklaması memnuniyet verici bir durumdur. Önümüzdeki süreçte ittifakla ilgili neler olacak hep beraber göreceğiz."
- Yunanistan mahkemesinin kararı
Bir gazetecinin, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yunanistan'a kaçan 8 darbeciden biri olan Süleyman Özkaynakçı'nın, iltica hakkının Yunan mahkemesi tarafından askıya alınmasının ardından tekrar gözaltına alınmasına ilişkin değerlendirmelerini sorması üzerine ise Bozdağ, Yunanistan'da ikinci derece İltica Kurulunun bir darbecinin sığınma talebini kabul eden bir karar verdiğini ve bunun fevkalade yanlış bir karar olduğunu söyledi.
Bunun darbeyi ve darbecileri himaye eden, demokrasi ve hukukla bağdaşmayan bir karar olduğunu dile getiren Bozdağ, Yunanistan hükümetinin itirazı üzerine kararın Atina İdari Temyiz Mahkemesi tarafından değerlendirilerek, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğini anımsattı.
Bozdağ, "Yürürlüğün durdurulması kararı elbette önemli bir karar, bunu memnuniyetle karşılıyoruz. Yunanistan'dan bu 8 darbecinin ivedilikle Türkiye'ye iadesini beklediğimizi buradan bir kez daha ifade etmek isteriz. Umarız ki davanın esastan görüşülmesi sırasında da bu ikinci derece İltica Kurulu'nun kararı tamamen iptal edilir. Hem sığınma talebi şu anda kabul edilen, yürürlüğü durdurulan darbeci hem de diğer darbeciler Türkiye'ye iade edilir. Bunların Türkiye'ye iadesi iki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu gelişmesine katkı sağlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Bir gazetecinin, "Muğla'nın Keçi Adası'nda Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın, suya haç atma törenine, Genelkurmay Başkanı ile birlikte katılmasına" yönelik sorusunu yanıtlarken, Bozdağ, Yunanistan ile Türkiye'nin kara ve denizden komşu olan, halkları ve devletleri arasında yakın ilişkiler bulunan iki ülke olduğunu vurguladı.
Bozdağ, "Hem Türkiye'de hem Yunanistan'da bu ilişkiler üzerinden, daha doğrusu iki ülke arasında çözüme kavuşturulmamış sorunlar üzerinden iç politik mücadelede rant elde etmek isteyen çevreler var." dedi.
- "Türkiye, Ege'de ve diğer alanlarda bu anlamda bir değişikliğe asla izin vermez"
İki ülke arasında iyi ilişkiler olduğu gibi Ege'de ve başka konularda yaşanan ciddi sorunların da bulunduğuna işaret eden Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bu sorunların kalıcı, adil, barışçıl ve kapsamlı çözümünün diyalogla olduğuna hükümet olarak, Türkiye olarak biz inanıyoruz. İki ülke arasındaki bu sorunların temelde diyalogla, görüşme ile çözülmesinin önemini vurguluyoruz ve bu noktada çalışmalarımıza devam ediyoruz. İki ülke arasındaki sınırlar konusunda hem fiili ve hem de hukuki durum bakımından hükümetlerimiz döneminde herhangi bir değişiklik asla olmamıştır. Bundan sonra da olması mümkün değildir. Türkiye, Ege'de ve diğer alanlarda bu anlamda bir değişikliğe asla izin vermez. Bunu kabul etmesi mümkün değildir, kimse böyle bir düşünceye de kapılmamalıdır. Çünkü böyle bir düşüncenin ortaya çıkaracağı sonuçlar düşünceye kapılanları da zora sokar. Türkiye bu noktada çok nettir. AK Parti iktidarları döneminde bu netliğin somut hayata geçtiği dönemleri yansıtmaktadır. Herhangi bir değişiklik kesinlikle yoktur. Bundan sonra da olmayacaktır."
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, konuların, iki ülke tarafında da iç politik malzeme haline getirildiğini ifade ederek, şunları kaydetti.
"Türkiye'de bazı partiler özellikle Cumhuriyet Halk Partisi, bu konuyu adalar üzerinden tartışmayı epeydir bir iç politik malzeme haline getirdi. Yunanistan'da da bazı siyasiler iç politik malzeme haline getiriyor. Ben hem Yunan siyasetçilerine hem Türkiye'de de bunu iç politik malzeme haline getirenlere diyorum ki bu konu siyaset üstü bir konu olarak değerlendirilmeli. İç politik malzeme haline getirip siyasi rekabette kullanılacak bir konu değildir. İç politik malzeme haline bu sorunun getirilmesi iki ülke arasındaki sorunların çözümüne katkı sağlamayacağı gibi iki ülke arasındaki ilişkilerin bozulmasına ve sorunların büyümesine hizmet etmekten başka bir sonuç da doğurmaz. Elbette eleştiriler olacaktır ama daha fazlasını yapmak Türkiye açısından da bizim milli çıkarlarımıza zarar veren bir durumdur. Yunanistan açısından da onların çıkarlarına zarar veren bir durumdur. Onun için aklıselimle, sağduyuyla, doğru olan neyse onu yapmak konusunda hükümetimiz kararlıdır. Bu kararını bundan sonra da sürdürecektir."
(Sürecek)
(AA)