Bakım kremleri sihirli değnek değil

İSTANBUL (İHA) - Alderma Dermokozmetik'in sahibi Eczacı Almila Öztosun, 4 mevsimin yaşandığı Türkiye'de, kadınların, farklı iklimlere uyum sağlamak zorunda kalan güçlü bir cilt yapısı olduğunu söyledi.

Zeytinyağı ağırlıklı beslenme sebebiyle Akdeniz, Ege ve Marmara'da yaşayan kadınların cilt yapısı bakımından avantajlı olduğunu söyleyen Öztosun, daha az gözenekli, pürüzsüz ve daha az lekelenme sorunu ile karşılaşan cilt yapıları olduğunu belirtti. Kozmetik alanında ilginin her geçen gün arttığı dermokozmetiğin güçlü markalarından biri, Alderma Dermokozmetik tarafından Türkiye'ye getirilen Skincode. Markanın Türkiye distribütörlüğünün başında eczacı kimliği ile bulunan Almila Öztosun, Türkiye'de karşılaşılan genel cilt sorunlarından, Türk kadının cilt yapısına, toplum olarak kozmetiklere bakış açımızdan, sorunlu ciltlere uygulanacak bakıma kadar pek çok soruya açıklık getirdi.

Reklam
Reklam

Tüm vücudumuzda olduğu gibi cildimizde de ne yaparsak yapalım karşı duramayacağımız bir yaşlanma sürecinin elbette yaşanacağını söyleyen Almila Öztosun, cilt bakım ürünlerinin yaptığı şeyin, bu süreyi uzatmak, daha uzun yıllar sağlıklı ve güzel bir cilde sahip olmayı sağlayabilmek olduğunu belirtti. Erken yaşlardan -hatta bebeklikten- itibaren cildin ihtiyaçlarına uygun bakım uygulanan bir cildin hiç bakım uygulanmayan veya eksik bakım uygulanan bir cilde göre 5-10 kimi zaman da 20 yıl daha genç gözükebileceğini kaydeden Öztosun, bebeklik döneminde kimyasal içeriği fazla olan şampuan ve bakım ürünleri (özellikle parafin içeren ürünler) kullanılan bir cildin çok daha erken yaşlanacağını vurguladı.

Öztosun'a göre, zeytinyağı ve süt proteinleri gibi cildin doğası ile uyumlu cildi kurutmayan temizleyicilerle temizlenmiş bir cilt, emsallerine göre çok daha geç kırışıklıklarla karşılaşır. Günümüzde reklam kirliliğinin hat safhada olduğunu söyleyen Alderma Dermokozmetik'in sahibi Ecz. Almila Öztosun, bunun da, cilt bakımı konusunda toplumu ikiye böldüğünü öne sürdü. Öztosun, cilt bakım ürünlerini para tuzağı olarak gören ve işe yaramadığı gerekçesiyle hiçbir ürün kullanmayan bir kesimin karşısında, yaşlanmaya karşı kremlerin gücüne inan, her şeyi kremlerden bekleyen bir başka kesim bulunduğuna dikkat çekti.

Reklam
Reklam

Öztosun, cilt bakımı ürünleri kullanırken dikkat edilmesi gerekenin, ürünlerin kişinin cilt tipine uygun olması, cildi dış etkilere karşı koruması, renklendiriciler, koku vericiler ve paraben gibi koruyucu katkı maddeleri içermemesi olduğunu vurguladı.Cilt bakım kremlerini sihirli değnek gibi gören bir kesim olduğuna da dikkat çeken bir kesim olduğuna değinen Almila Öztosun, bu kesimin de, bunun süreklilik isteyen bir bakım olduğunu kabul etmediğini, piyasaya çıkan her şeyi denediğini ama asla bitirmediğini, bakım süreçlerini tamamlamadığını ifade ederek, "En tehlikelisinin de cilt yaşlarına uygun olmayan ürünleri çok erken yaşlarda kullandıkları için cilt bakımının ana felsefesi olan yaşlanmadan yaş almaktan uzaklaşıp daha gençken yaşlı bir cilde sahip oluyorlar. Cilt bakım tercihlerinizi yapmadan önce mutlaka kendilerine dermatologlara danışmak gerekir" diye konuştu.

Türk kadınlarının cilt yapısı konusuna da değinen Ecz. Almila Öztosun, 4 mevsimin yaşandığı Türkiye'de, kadınların farklı iklimlere uyum sağlamak zorunda kalan güçlü bir cilt yapısı olduğunu söyledi. Zeytinyağı ağırlıklı beslenme sebebiyle Akdeniz, Ege ve Marmara'da yaşayan kadınların cilt yapısı bakımından avantajlı olduğunu belirtti. Öztosun, bu bölgelerde kadınların ciltlerinin daha az gözenekli, pürüzsüz ve daha az lekelenme sorunu ile karşılaşan yapıda olduğunu vurguladı. Güneşe daha fazla ve daha dik açı ile maruz kalan, yağlı ve ete dayalı beslenmenin olduğu Güneydoğu Anadolu'da ve Akdeniz'in bir kısmında daha yağlı ve gözenekli bir cilt yapısı ve ciltte lekelenmeler sıklıkla görülürken, İç Anadolu'da cilt temizliğinde kullanılan suların kısmen daha sert olması, iklimin de bununla paralel olarak daha sert olması sebebi ile ciltlerde daha fazla kuruma gözlemlediklerini kaydetti .

Reklam
Reklam

Doğu Anadolu Bölgesi'nde ise soğuğa bağlı olarak ciltte kuruma ve hassasiyetin daha fazla görüldüğünü ifade eden Öztosun, uzun süren kış mevsiminde kardan kaynaklanan yansımaların çok daha güçlü lekelenmelere sebep olabildiğini anlattı. İsviçreli dermakozmetik markası Skincode'un Türkiye distribütörü Alderma Dermokozmetik şirketinin sahibi Ecz. Almila Öztosun, doğru ürün tercihi ve düzenli bakımla cildin yaşlanma sürecini uzatmanın mümkün olduğunu belirtti. Almila Öztosun, "Cilt bakımında esas olan; 'temizle-nemlendir-koru' kurallarını yerine getirmek ve cildin yaşlanma sürecini uzatmak, uzun yıllar daha bakımlı ve genç kalmasını sağlamaktır. Yani bizim için önemli olan nüfus kâğıdındaki değil, aynadaki yaşınızdır." diye konuştu. Öztosun, "yaşlanmadan yaş almak" için cildimize, yaşımızın ve yaşadığımız ortamın şartlarına uygun bakımı ne kadar erken yaşlardan itibaren yapmaya başlarsak, o kadar geç yaşlanacağımızı da sözlerine ekledi.

Almila Öztosun, yaz boyunca tatil fırsatı bulsak da bulmasak da cildimizin daha fazla güneşe maruz kaldığına dikkat çekti. Tatil döneminde ise güneşin yanı sıra kum, tuzlu su gibi etkenlerden olumsuz etkilenen cildimizi kışa hazırlamamız gerektiğini söyleyen Öztosun, kışa girmeden önce cilt bakımı için şu tavsiyelerde bulundu:
"Özellikle 35-40 yaş üstü ciltler, mutlaka ciltlerine uygun cilt yapısını onaran proteinlerden zengin özellikle soya proteinleri ve Aloe Vera içeren bakım kürleri kullanabilir. Ciltlerini kışın soğuk şartlarına karşı güçlendirebilirler. Bu dönemde cildin yenilenmesi cildi daha aydınlık ve kış şartlarına daha hazır hale getirecektir. Bu sebeple elma ekstresi ile cildi nemlendirip aydınlatan ve salatalık ekstresi ile yağ seviyesini dengeleyen Panax Ginseng ekstresi ile cildin oksijenle beslenmesine yardımcı
olan hassas bir cilt yenileyici, tüm ciltler için uygun olur. Cilt yenilenmesinin ardından cilt tipinize uygun kremlerle yapacağınız bakım sizi çok daha mutlu edecek, aynadaki sizi çok daha fazla seveceksinizdir."

Reklam
Reklam