Baklavanın içine öyle bir şey kattı ki talebe yetişemiyor!

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) üyesi kadın girişimci Nalan Sakar, yaptığı kayısılı baklava ile, taleplere yetişemiyor. İHBİR üyesi Sakar, “Pandemi dönemi olmadan önce baklavamızı yurtdışına da gönderiyorduk. Fransa'dan da bir talep oldu ve oraya da gönderdik” dedi.

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR), kadın girişimcileri ihracata teşvik etmek amacıyla "İhracata İlham Veren Kadınlar Platformu” başlıklı bir program başlatmıştı. Programa katılan ve İHBİR üyesi olan kadın girişimci Nalan Sakar, yaptığı kayısılı baklavayı Fransa’ya kadar gönderiyor. Nalan Sakar girişimciliğe, Malatya yöresine ait ev yemekleri yaparak başladı. Sakar'ın yemekleri beğenilip, il dışından da talep edilince, kendisine ev yemekleri yaptığı küçük bir işletme açtı. Bunun üzerine Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine ait ev yemekleri de yapmaya başlayan Sakar, Gaziantep'in meşhur fıstıklı baklavasını, Malatya'ya ait ne yapabilirim düşüncesiyle kayısılı baklavaya dönüştürdü.

Reklam
Reklam

DİYABET HASTALARININ TÜKETEBİLECEĞİ ÜRÜN HALİNE GETİRDİ

Püre haline getirdiği gün kurusu kayısıyı 80 kat açtığı baklavanın arasına koydu, yine arasına ceviz döken Sakar, 15 dakika pişirdikten sonra sofralara hazır hale getirdi. Diyabet hastalarının diğer şekerli baklavaları tüketmeyeceği düşüncesiyle Nalan Sakar, baklavaya farklı bir tat katmak amacıyla suyla birlikte kaynattığı gün kurusu kayısıyla yaptığı şerbeti kayısılı baklavanın üzerine döktü.Kayısılı baklavayı diyabet hastalarının tüketebileceği ürün haline getirdi.

“PANDEMİ DÖNEMİ OLMADAN YURTDIŞINA DA GÖNDERİYORDUK”

Nalan Sakar, Gaziantep'in fıstığı, Malatya'nın da kayısısının meşhur olduğu için kayısılı baklava yapma düşüncesi oluştuğunu kaydederek, "Kayısılı baklavamızı il dışına, Türkiye genelinde tanıtmak için nasıl fıstıklı baklava olursa, bizde kayısılı baklava yapmayı düşündük. Kayısılı baklavayı yaparken de, büyük bir ilgi gördük. Kayısılı baklava ev baklavası gibi özenilerek yapılıyor ve çatalca kayısımız kullanılıyor. Şerbet kesinlikle kullanmıyoruz. Çatalca kayısının şerbeti yüksek olduğu için şerbete ihtiyaç duymuyoruz. Baklavanın malzemesini kattıktan sonra kayısıyı püre haline getiriyoruz. Kayısıyı baklavanın içerisine seriyoruz, ondan sonra kimi müşterimiz ceviz, kimisi kayısı çekirdekli istiyor ya da İkisini de kullanıyoruz. Pandemi dönemi olmadan yurtdışına da gönderiyorduk, Fransa'dan da bir talep oldu ve oraya da gönderdik” dedi.

Reklam
Reklam

İHBİR üyesi Nalan Sakar sözlerine şöyle devam etti;

“İstanbul, Gaziantep ve Gaziantep'ten çok müşterimiz var. Onlara gönderiyoruz. Mersin, Çanakkale, Ankara'ya gönderiyoruz. Pandemi döneminde biraz durakladık. Kayısılı baklavayı tadanlar, telefon açıp 'elinize sağlık Nalan hanım, çok güzel olmuş' diyorlar. Özellikle diyabet hastalarımızdan çok fazla sipraiş alıyoruz. Diyabet hatalarımızda hiçbir zaman düşüş olmadı. Çünkü yedikleri zaman şekerlerinde yükselme olmadı. Antalya'da bir fabrikaya gönderdik. Onlar test yaptılar, testte şeker olmadığını, glikoz olmadığını gördüler. Tamamen kayısılı ürün olduğunu gördüler ve çok memnun kaldılar. Kayısılı baklavaya daha çok önem verilmesini istiyoruz. Antep baklavası gibi Malatya'nın kayısılı baklavasının da daha çok keşfedilmesini istiyoruz. Bu doğrultuda bize destek olan İstanbul Hububat Birliği’ne (İHBİR) çok teşekkür ediyoruz. İlk söyleşi 10 Eylül’de yapıldı. Ekim’de devamı gelecek ve daha sonra eğitimlerimiz başlayacak. Bizler kadın girişimciler olarak üretmeye ve ülkemiz için çalışmaya devam edeceğiz"

Reklam
Reklam