DENİZ ÇİÇEK - Tarım Ürünleri Hububat Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER) Başkanı İsmet Aral, bakliyat üretiminin artması için milli tarım politikası olarak açıklanan havza modelinin hayata geçirilmesini beklediklerini belirterek, "Vakit kaybetmeden bu konuda düğmeye basılması ve verimli tohum desteği verilerek çiftçilerimizin yönlendirilmesi gerekiyor." dedi.
Aral, Dünya Bakliyat Günü nedeniyle AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Bakliyat ve pirinç sektörünü beraber temsil eden tek sivil toplum kuruluşu olduklarını ifade eden Aral, sektörün yurt içi pazar büyüklüğünün 2018 yılı sonu itibarıyla 11 milyar liraya ulaştığını, bunun 7 milyar lirasını bakliyat, 4 milyar lirasını da pirincin oluşturduğunu söyledi.
Sektörün, yaklaşık 5 bin kişiye istihdam sağladığını kaydeden Aral, bakliyat ürünlerinde dış ticaret faaliyetlerinin devam ettiğini, yerli iri taneli nohut üretiminin az olması nedeniyle bu ürünün genelde ithal edildiğini dile getirdi. Aral, bakliyat üretiminin seyri nedeniyle Kanada'dan yeşil mercimek ithalatının sürdüğüne de dikkati çekti.
Aral, yıllar itibarıyla üretimi gerileyen bakliyata önem verilmesi ve üretimin yıllık 2 milyon tonlara çıkarılması gerektiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Ülkemizin bakliyat üretimi ve ihracatı 1990'lı yılların başlarında tarihinin en üst düzeyine ulaşmıştı. O yıllarda 750 bin ton ihracat gerçekleştirdik. Bu ihracat, bugünkü cari fiyatlarla yaklaşık 750 milyon dolar değerde. O yıllardaki üretim ve ihracat yapımız devam etseydi, bugün bakliyat ihracatımızda 750 milyon doları konuşuyor olabilirdik. TMO'nun bakliyat alım desteğini kesmesiyle yıllar içinde üretim azalma eğitimine girdi. TMO'nun geçen yıl mercimek ve nohutta yaptığı alımın, üretim artışı getirmesini umuyoruz. "
- "Üretim cazip hale getirilmeli"
Aral, Kanada ve ABD gibi ülkelerin bakliyat üretimine büyük önem verdiğini belirterek, özellikle Kanada'nın sağladığı altyapı imkanı sayesinde dünyanın en büyük üreticisi konumuna geldiğini, maliyetlerin Türkiye'ye göre daha ucuz olması nedeniyle küresel piyasada söz sahibi olduklarını kaydetti.
Türkiye'de de milli tarım politikası olarak açıklanan havza modelinin hayata geçirilmesini beklediklerini anlatan Aral, "Vakit kaybetmeden bu konuda düğmeye basılması gerekiyor. Ayrıca verimli tohum desteği verilerek çiftçilerimizin yönlendirilmesi gerekiyor. Milli projemizi her yönüyle destekliyoruz. Bakanlığımız, çiftçilerimiz için ürün desteğini her sene açıklıyor. 2018 yılında artan maliyetleri göz önüne alarak de bu desteğin artırılması gerekiyor. Devletimizin alternatif destek imkanları ile bakliyat üretiminin cazip hale getirilmesi sektör için hayati öneme sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.
Aral, bakliyatın ihracat, çiftçi kesimi ve beslenme açısından önemini vurgulayarak, pazarlama noktasında bu ürünlerden gerekli katma değerin sağlanamadığını söyledi.
Yerli üretimin sektörü ilgilendiren en önemli konu olduğunun altını çizen Aral, sözlerini şöyle tamamladı:
"Üretim artışı konusunda yapılacak çalışmalar, kendine yetme ve ihracat artışını getirecektir. Dünyadaki nüfus artış hızı, küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri, ekilebilir tarım arazilerin azalması gibi ana faktörler nedeniyle dünyanın gıda konusunda arz talep dengesizliği yaşama ihtimalinin büyük bir risk olabileceği bugünden görülmektedir. Bu süreçte ülkemizin, değişen iklim şartlarına göre, toprak yapısını gözeterek üretim planlaması yapması gerekmektedir."