Kuzey Hun Devleti’nin yıkılmasının ardından Avrupa’ya seferler düzenleyen Balamir Kağan, Avrupa Hunları’nın kurulmasını sağlamıştır. Balamir Kağan; güçlü, cesur ve komşu devletlerin baskısına boyun eğmeyen hükümdar olarak bilinir. Kuzey Hun Devleti’nin yıkılması sonucu Çin baskısına boyun eğmeyerek batıya göç eden Hunlar, İdil Nehri ve Ural Nehri arasında yer alan bölgeye yerleşmiştir. Bu bölgedeki toplumları etkisi altına alan Hunlar, Balamir Kağan öncülüğünde kurulan Avrupa Hun Devleti ile tarihe geçmiştir.
Balamir Kağan, Avrupa Hun Devleti’nin sınırlarının genişlemesini sağlamıştır. Türk toplumlarının Avrupa bölgesine yayılmasını sağlayan Balamir Kağan, Avrupa Hun Hakanı Haylandur kabilesinin yönetici olmasıyla da tarihte yer alan önemli kişilikler arasındadır. Balamir Kağan’dan sonra Avrupa Hun Devleti yönetimini sürdüren diğer hükümdarla ise Anadolu’ya yaptıkları seferler ile dikkat çekmiştir.
Balamir Kağan, Batı Hun Devleti hükümdarı Çi-çi Yabgu’nun dokuzuncu, Büyük Hun İmparatoru Mete Han’ın ise 15. göbekten torunudur. Hun başbuğu olarak anılan Balamir Kağan, Avrupa Hun Devleti’nin bilinen ilk hükümdarı olma özelliğine sahiptir. Düzenlediği seferlerle; Vizigot, Ostrogot ve İskitler gibi toplumları yıkıma uğratan Balamir Kağan, Avrupada’ki Hun etkisinin artmasına ve devletin kurulmasına temel oluşturmuştur. Hun kavimlerini tek çatı altında toplayan hükümdar, yüksek asker sayısıyla öne çıkan ordusu ve güçlü merkezi otoritesi ile dikkat çekmiştir.
Balamir Kağan, Avrupa Hun Devleti’nin kurucusudur. Uzunca bir süre ve etkili şekilde hükümdarlık yapan Balamir Kağan, ilk Batı Hun hükümdarı olarak tarihte yerini almıştır. Devletin kurulduğu bölgede, Tuna Nehri’nden yukarı Hazar topraklarına kadar fetihler düzenlemiştir. Avrupa Hun Devleti’nin sınırlarının gelişmesinde etkili olan Balamir Kağan, Bizanslıları vergiye bağlaması ile dikkat çekmiştir. Sarmat, Vizigot ve Ostrogot gibi toplulukları etkisi altına alan Balamir Kağan, farklı kavimlere Hun kültürünün aktarılmasını sağlamıştır. Balamir Kağan’ın kurduğu, Avrupa ve Afrika kıtalarına yayılan sınırlarıyla dikkat çeken Avrupa Hun Devleti’nin özellikleri şu şekilde sıralanır:
Avrupa Hun Devleti, güçlü ve cesur lider Balamir Kağan tarafından kurulmuştur. Türk toplumlarını ve Avrupa kıtasında yaşayan diğer boyları bir araya toplayan hükümdar, bölgede siyasi otorite sağlamasıyla dikkat çekmiştir. Kavimler Göçü’nün başlamasında etkili olan Avrupa Hun Devleti kuruluşu, tarih seyrinin değişmesine neden olmuştur. Çeşitli seferler ile Avrupa’nın birçok bölgesine yayılan Hunlar, gösterdikleri başarılar ile Avrupa Hun Devleti’nin sınırlarının genişlemesine etki etmiştir.
Balamir Kağan, Avrupa Hun Devleti’nin dış politikasını; Doğu Roma’nın kontrol altında tutulması ve Batı Roma ile barışçıl politika izlenmesi olarak belirlemiştir. Balamir Kağan döneminde belirlenen dış politika, devletin ticari ve ekonomik faaliyetlerine yön vermiştir. Hükümdarın ölümü sonrasında da dış politika benzer şekilde yürütülse de bir süre sonra terk edilmiştir. Bu durum devlet içi karışıklıklara ve komşu ülkelerle olan ilişkilerin bozulmasında neden olmuştur. Atilla döneminde terk edilen barışçıl politika sonucu, Batı Roma üzerine seferler yapılmış ve vergi talebi sonrası mücadeleler son bulmuştur. Ancak Atilla’nın ölümünden sonra Avrupa Hun Devleti iç karışıklıklar yaşamış ve M.S 469 yılında tarih sahnesinden silinmiştir.
M.S 375 yılında kurulan Avrupa Hun Devleti, yarı göçebe yaşam tarzıyla dikkat çeker. Yaylaklar ve kışlakları kullanan topluluklar, iklim şartlarına bağlı olarak devlet sınırları içinde yer değiştirmiştir. Toplum içinde yer alan boyların veya aşiretlerin, yarı göçebe yaşam sürdüğü yapıların yerleri belliydi. Koyun ve at yetiştiriciliği ile uğraşan Avrupa Hun Devleti toplumu, Romalılar ile ticari faaliyetler sürdürerek geçimini sağlamıştır. Toplum ihracatta; köle, at ve kürk gibi materyalleri tercih etmiştir. İthalatta ise Hunlar; ipek, şarap ve silah eşyalarını temin etmesi ile dikkat çeker.
Komşu ülkelerle ticari faaliyetlerde bulunan Avrupa Hun Devleti, tarımsal ürünlerle ilgili de alım ve satımlar yapmıştır. En parlak dönemini ve etkili ticari faaliyetlerini Atilla döneminde sürdüren devlet, M.S 453’te tahta geçen İlek Han’dan sonra yıkılma sürecine girmiştir. Devletin yıkılışı ile farklı bölgelere göç eden Hun toplulukları, kültürlerinin geniş coğrafyaya yayılmasında rol oynamıştır.