Balayı alerjisinin nedenleri ve tedavisi

Balayı, adı üstünde insanların en mutlu günleri, ama bu bal gibi tatlı günlerin birdenbire bir kâbusa dönüşebileceği, balayını güzel, sakin bir otelde değil de, bir hastane odasında geçirebileceğiniz hiç aklınıza gelir miydi?

Cinsel ilişkiden sonra kadınlarda ortaya çıkan allerjik reaksiyonlar, daha çok ilk ilişkiden sonra görüldüğü için balayı allerjisi olarak bilinir. Nedeni, kadının erkeğin belsuyunda (semen) bulunan proteinlere allerjik olmasıdır.

Balayı allerjisi, vaginada kızarma ve kaşıntı gibi lokal reaksiyonlardan tüm vücudu ilgilendiren sistemik reaksiyonlara kadar farklı tablolarda karşımıza çıkabilir. Erkeğin prezervatif kullanmasıyla bu reaksiyonların önlenmesi balayı alerjisinin tipik özelliğidir.

Balayı allerjisi, kadınların sağlıklarını ciddi şekilde etkilemesi yanında, cinsel yaşamı bozabilir ve çiftlerin çocuk sahibi olmalarına engel yaratabilir.

Reklam
Reklam

Balayı alerjisinin belirtileri

Balayı allerjisinin belirtileri, lokal ve sistemik olmak üzere iki grupta toplanabilir. Lokal belirtiler, birleşme sırasında ya da ilişkiden 30 dakika sonra vaginada kızarma, şişme, yanma ve kaşıntı olmasıdır. Araştırmalar, bu lokal allerjik reaksiyonların, çoğu zaman vagina iltihabı (mantar) gibi başka nedenlere bağlandığı ortaya koymuştur.

Daha seyrek rastlanan sistemik reaksiyonlar ise, deride yaygın kızarma ve kabarmalar (ürtiker ve anjioödem), astım krizi ve çok nadiren de anaflaksi (tansiyon düşüklüğü, bulantı, kusma, halsizlik, şuur kaybı…) ortaya çıkabilir.

Balayı alerjisi olan kadınlarda besin alerjisi, astım ve saman nezlesi oranları diğer kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur. Bu da, bu kadınların besinlerde bulunan ve belsuyundakilerle çapraz reaksiyon gösteren allerjenlerle duyarlılık kazanmış olabileceklerini düşündürmektedir.

Belsuyunda bulunan maddeler

Belsuyunda çok küçük miktarlarda da olsa şaşılacak derecede pek çok madde bulunabileceği belirlenmiştir. Bunların başlıcaları, askorbik asit, kan grubu proteinleri, kalsiyum, klor, kolesterol, kolin, sitrik asit, kreatin, DNA, fruktoz, glutatyon, hiyaluronidaz, inositol, laktik asit, magnezyum, azot, fosfor, potasyum, purin, pirimidin, pürivik asit, sodyum, sorbitol, sermidin, spermin, üre, ürik asit, B12 vitamini ve çinkodur. Balayı alerjisinin hangi maddeden kaynaklandığı kesin olarak bilinmemektedir. Bilinen, duyarlı kişinin bu proteinlerden birine karşı IgE sınıfından antikorlar üretmiş olmasıdır.

Reklam
Reklam

Diğer ihtimaller

Cinsel birleşme sırasında allerjik reaksiyon gösterenlerde belsuyu alerjisinden başka alerjiler de olabilir. Mesela, doğum kontrol hapları, erkeğin kullandığı prezervatifteki lateks, spermisitler, yağlayıcı kremler ve hatta eşlerin kullandığı parfümler… Erkeğin yediği ya daldığı bir ilaç ya da onun metabolitleri de allerjiye neden olabilir.

Görülme sıklığı

İlk kez 1958 yılında Almanya' da bildirilen balayı allerjisinin gerçek sıklığı tam olarak bilinmemektedir. Bir araştırmada, kadınların %5 kadarında görülebileceği ileri sürülmüştür.

Tanı

Balayı alerjisi düşünülen hastalarda, belirtilerin prezervatif kullanımıyla ortadan kalkması tipik bir bulgudur. Kesin tanı için, erkeğin belsuyu ile deri testi yapılabileceği gibi, kadının kanında belsuyuna karşı oluşmuş IgE sınıfından antikorlar da saptanabilir.

Tedavi

Balayı allerjinin tedavisinde prezervatif kullanılmasıyla çoğu zaman başarılı sonuç alınır. Cinsel ilişkiden önce erkeğin bol miktarda sıvı alması da önerilmektedir, çünkü vücutta sıvı azlığı belsuyunun daha konsantre ve asit özellik taşımasına neden olmaktadır.

Reklam
Reklam

Balayı alerjisi tedavisinde, immünoterapi ile de başarılı sonuçlar alındığı bildirilmiştir. Bu yöntem, kadının duyarlı olduğu belsuyundan hazırlanan aşıların, düşük dozlardan başlayarak ve giderek artan dozlarda verilmesiyle uygulanır.

Belsuyunundaki proteinlerin santirfüj yöntemiyle ayrılmasından sonra elde edilen yıkanmış spermlerle de yapay döllenme sağlanabilmiştir.

Bazı kadınlarda, cinsel ilişkiden önce %4' lük kromolin içeren su-bazlı kremlerin vaginaya sürülmesiyle lokal reaksiyonların önlenebilmektedir.

Anahtar Kelimeler: