İstanbul Küçükçekmece'de Ermeni bir ailenin çocuğu olan ve sonradan Müslümanlığı seçen kuyumcu Herman Zeyfiyan, 2007'de aynı mahallede oturan Eda'ya aşık oldu. Zeyfiyan o zamanlar 20 yaşındaydı, Eda ise 15 yaşından küçüktü. İkili arasındaki ilişki zamanla ilerledi ve önce aralarında sözlendiler, sonra da nişan yaptılar.
Bu durumu Eda'nın annesi Nuriye Kurtuluş dışında iki tarafın da akrabaları biliyordu. Eda hamile kalınca çift yine kendi aralarında düğün yapmaya karar verdi. Milliyet'in haberine göre, her şey çok iyi giderken, düğün alışverişi sırasında Zeyfiyan ile 4 aylık hamile olan Eda'nın ablası Gülcan arasında tartışma çıktı. Öfkeyle Zeyfiyan'ın yanından ayrılan abla, olanı biteni o güne kadar sakladıkları annesine anlattı. Anne Nuriye Kurtuluş, soluğu karakolda aldı. 14 yaşındaki kızı Eda'yı hamile bırakan Zeyfiyan'dan "küçük yaşta çocuğu alıkoymak ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan şikayetçi oldu. Ümraniye cezaevi'nde 5.5 ay yatan genç, adli tıp raporunun Eda'nın kemik yaşını 17 olarak belirlemesi üzerine serbest kaldı. Cezaevinden çıkınca doğan kızını kucağına alan Zeyfiyan ile Eda evlendi, mutlu bir yuva kurdu.
KAYNANASIYLA ÇOKTAN BARIŞTI
Ancak, devam eden dava yüzünden mahkeme peşlerini bırakmadı. 7 yıl sonra bu kez Yargıtay'dan gelen karar ailenin keyfini kaçırdı. Zeyfiyan için verilen 6 yıl 8 aylık kesinleşmiş hapis cezası onandı. Şimdi, "Dilara" adında, 7 yaşında bir kız babası olan ve Yeşilköy'de garsonluk yaparak geçimini sağlayan Zeyfiyan, tekrar cezaevine girme riskiyle karşı karşıya kaldı. Yargıtay kararına itiraz eden ve önceki gün cezanın kaldırılması için AnayasaMahkemesi'ne bireysel başvuru yapan Zeyfiyan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da bir mektup yazarak başından geçenleri anlattı. Eşi, kızı ve 7 yıl önce hayatını karartan o şikayeti yapan kayınvalidesi ile birlikte kiralık bir evde yaşayan Zeyfiyan, "Baldızımla tartışmasak tüm bu olanlar başımıza gelmeyecekti. Baldızım, kayınvalidemi bir şekilde doldurmuş. O da annelik refleksiyle polise gidip olanları anlatmış. Şimdi onlar geçmişte kaldı. Kaynanamla aramız çok iyi. O beni ben de onu çok seviyorum. Beni kendi çocuklarından ayırt etmiyor" dedi.
'O DELİĞE TEKRAR GİRMEM'
Zeyfiyan, cezaevinden çıktıktan hemen sonra eşinin doğum yaptığını anlatırken, "Dilara şimdi 7 yaşında ve birinci sınıfa gidiyor. fakir de olsak çok mutluyuz. Ben cezaevine girersem, eşim çocuğum ortada kalacaklar. 40 bin TL kredi borcum var. Bu kredi nasıl ödenecek. Hepimiz perişan olacağız. Ben 5.5 ay yattıktan sonra kendi kendime 'bir daha buraya girmektense ölürüm daha iyi' demiştim. Şimdi beni o deliğe hiç kimse tekrar sokamaz. Kaçabildiğim kadar kaçacağım" diye konuştu.
'DÖNDÜĞÜMDE EVDE OL BABA'
Zeyfiyan'ın eşi Eda şunları söyledi: "Biz çok mutlu bir yuva kurduk. Kızımızı büyütüyoruz. Ama bu ceza çıktığından beri hayatımız karardı. Eşimi bir daha oraya göndermem. Dilara 'okuldan döndüğümde mutlaka evde ol baba' diye ağlıyor. Okula gitmek istemiyor. Dilara'nın sözleri canımı yakıyor. Ağlıyorum. Hem benim, hem de eşimin psikolojisi bozuldu. Gerekirse üçümüz birden intihar ederiz yine de eşimi o cezaevine yollamayız."
KOMUTANI NİKÂH ŞAHİDİ OLDU
Herman Zeyfiyan eşi ile evlenme hikâyesini şöyle anlattı: "Cezaevinden çıkıp askere gittikten sonra eşimin yaşı doldu. Manisa Kırkağaç'ta vatani görevimi yaparken bölük komutanımdan izin aldım. Kendisine de 'nikah şahidim olur musun' diye teklifte bulundum. Kırmadı, şahidim oldu. Eda'ya gelinlik giydirdim ve Manisa'da resmi nikahımızı kıydık."