Balkan ülkeleri medya forumu

Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, Balkan Haber Ajansları Birliğinin Balkanların demokratikleşme süreci içinde önemli misyon üstlendiğini söyledi.

Bengi, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Başkanlığınca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''nun, ''Balkanlarda Medyanın Genel Görünümü'' konulu birinci oturumunun ''Demokratikleşme Süreci, Çok Kültürlülük ve Medya'' başlıklı ikinci bölümünün moderatörlüğünü üstlendi.

Bu bölümde de ağırlık olarak kültürlerin barışa ve demokrasiye katkısı, Balkanlar'da demokratikleşme sürecinde çok kültürlülüğün payı üzerinde durulacağını ifade eden Bengi, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sunuş konuşmasında belirttiği gibi medyanın kullandığı dilin çok önemli olduğunu vurguladı.

Reklam
Reklam

Bengi, oturumun ilk bölümünde, Kardak kriziyle ilgili medyanın rolü konusuna değinildiğini belirterek, şöyle konuştu:

''Somut olarak o süreci yaşadık. Balkanlar'da somut atılmış bir adım var. Medya konusunda önemli bir adım; Balkan Ülkeleri Haber Ajansları Birliği. Anadolu Ajansı olarak bu birliğin kurucularındanız. Balkan Haber Ajansları Birliği, Balkanlar'ın demokratikleşme süreci içinde önemli misyon üstlendi. Kardak krizi sırasında birliğin eski genel sekreterinin sarf ettiği bir cümle var; 'Anadolu Ajansı ve Yunanistan'ın ANA Ajansı sorumlu bir habercilik takip ettiler ve bu sorumlu bir habercilik sayesinde krizin büyümesinin önüne geçildi.' Bu görüşü, önemli bir gözlem olarak ben de paylaşıyorum.''

Burada, Balkanlar açısından önemli mekanda, Bursa'da, Balkanlar ile ilgili konuları tartışırken, çok kültürlülük konusunun büyük önem arz ettiğini anlatan Bengi, şöyle devam etti:

''Son zamanlarda özellikle sinema sektörünün, dizi piyasasının, bu çok kültürlülüğe önemli katkının sağladığını düşünüyorum. Geçtiğimiz dönemde 10 Kasım'da Makedonya'da toplantı düzenlenmişti. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürümüzün de bulunduğu toplantı sırasında, Üsküp'te televizyonları açtığımızda, her kanalda bir Türk dizisiyle karşılaşıyorduk. Aynı olay diğer kanallarda da söz konusuydu. Erdal Özyağcılar ile birlikte bir seyahatimiz oldu. 'Yabancı Damat' dizisindeki baklava ustası Özyağcılar'ı Yunanlılar'ın nasıl bağrına bastıklarını ben gördüm, şahit oldum.''

Reklam
Reklam

Bengi, çok kültürlülükte medya kadar sinema sektörünün de sanatçıların da çok önemli katkılarının bulunduğunu dile getirerek, ''Özyağcılar, gerçekten çok önemli bir rol üstlendi. Türkiye'ye Balkanları Makedonya'yı taşımakla kalmadı, o coğrafyaya Türkiye'yi de götürdü'' dedi.

-SİNEMA SANATÇISI ERDAL ÖZYAĞCILAR-

Sinema sanatçısı Erdal Özyağcılar ise foruma katılmasının 3 önemli nedeni bulunduğunu belirterek, ''Bunlardan ilki, Bursalı olmamdır. Doğma büyüme Bursalıyım'' dedi.

Yaklaşık 2 yıl önce ''Elveda Rumeli'' dizisi dolayısıyla Makedonya'ya gittiğini hatırlatan Özyağcılar, şunları söyledi:

''2,5 yıl Manastır'da kaldım. 2,5 yıllık oralıyım. Onların sıcak ilgisi halen yüreğimde. Üçüncü ana sebebim forumun Balkan ülkeleri forumu olmasıdır. Bu dikkatimi çekti. İşim arasında geldim. Yarın sete gideceğim. Burada olmaktan çok mutluyum. Balkanlar benim için olduğu kadar ülkemiz insanları için de çok önemli bölge. Bursa, yeşil Bursa geçmişimizde olduğu kadar bugün de konumu itibarıyla önemli kent. Foruma katılan misafirlerle ara sokaklarda dolaştığımızı düşünelim. Aslında birbirimize nasıl benzediğimize tanık olacaksınız. Ben Makedonya'da iken buna tanık oldum. Siz de tanık olacaksınız. Anadolu, Rumeli, Balkanlar şeklinde bir sınırlama yapılsa da yaşadığımız zaman dilimine, bugünün toplumlarına baktığımızda tüm kültürlerin birbirinden fazlasıyla etkilendiğini, barış içinde yaşamak zorunda olduğunu kolaylıkla görebiliriz.''

Reklam
Reklam

Özyağcılar, ''Yabancı Damat''ta baklavacı bir karakteri canlandırdığını da belirterek, şöyle devam etti:

''Kızıma Yunanlı genç aşık oldu. O dizide çok enteresan, Niko'yu hayatımızın merkezi haline getirdik. Aynı zamanda yüzyılları paylaştığımız insanlarla yarattığımız ortak değerleri de görebilmek ve gösterebilmek mümkün oldu. İsviçre'de tatlı festivaline gittim. Yunanlı bir tatlıcı beni evine götürdü. 'Ben de geleneklerime bağlıyım. Ben de bağırıyorum sen bensin' diyor. İsviçre'de tatlıcı Gaziantepli tatlıcıyla kendini yakın buluyor. Kesişme noktaları var. Sütçü Ramiz'i oynadım. Balkanlar'ın hatıra defterlerini açtık. Bizim hayatlarımız, kavga ve ayrışmak üzere değil, barış üzerine birlikte yaşamak üzerine kurulu olmalı.''

Bir kuşak öncesine kulak verildiğinde ne yazık ki, acılar, göçler, terk edilen vatanlar ve geride bırakılanların görüleceğini ifade eden Özyağcılar, ''Artık acıları değil, sevgileri ve dostlukları paylaşmak zorundayız. Artık birbirimizi anlamaya çalışmalı ve ortak geleceği beraber kurmak için çaba harcamalıyız'' dedi.

Reklam
Reklam

-HIRVATİSTAN GAZETECİLER BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI BRAILO-

Hırvatistan Gazeteciler Birliği Başkan Yardımcısı Luko Brailo da Hırvatistan'ın geçen yüzyılda küçük bir ülke için basında büyük gelişme gösterdiğini söyledi.

2000'li yıllarda özel televizyonların sayısının arttığını anlatan Brailo, 2000-2007 yılları arasında medyadaki büyüme oranları ve reklam gelirlerindeki artışın kayda değer olduğunu belirtti.

Brailo, küresel ekonomik kriz başladığında gazeteciler için sosyal yaşamın zor hale geldiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

''Küresel kriz nedeniyle düşük maaşların verilmesinin yanı sıra parttime, yarı zamanlar olmak üzere medya çalışanları işini kaybetti. Medya sektörü, yüzde 30-40 oranında küçüldü. Sansasyonel gazetecilik işin merkezine oturdu. Reklam gelirlerinin tek yolunun sansasyonel haberler olduğunu düşünüp yanlış karar verdiler. Bugün Hırvatistan'da günlük gazeteler gün geçtikçe birbirine benziyor. Ciddi, toplumu yansıtan haberleri sansasyonel haberler arasından çıkarmak zorlaştı.''

Reklam
Reklam

Medya sahiplerinin bir dönem çok güçlü erke sahip olduğunu anımsatan Brailo, medya sahiplerinin, bu dönemde bir servet edindiklerini kabul etmediğini söyledi.

Brailo, medyanın altın çağında kaliteye önem verilmediğini belirterek, yatırımcıların temel amacının hissedarlarına daha fazla para kazandırmak olduğunu ifade etti.

Hırvatistan'da siyasetin doğrudan etkisinin geçen 10 yılda azaldığını anlatan Brailo, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Medyadaki ayrışma, devlet, kamu sektörü medyası ve özel medya daha karmaşık hale geldi. Baktığınız zaman bazı haber ajansları ve devlet gazeteleri özelleştirildi. Hırvatistan televizyonunun siyasi etkileri, 2000'li yılların başlarında azaldı. Ama tekrar siyasi etki artmaya başladı. Hırvatistan televizyonunun genel müdürü kendi gazetecilerine hakaret ettiği için görevden alındı. Vekaleten müdür atandı. Geçici vekalet döneminde bazı siyasi ve sosyal konularda taraf olma durumu ortaya çıktı.''

Ülkesinde bazı gazetecilerin suikastlere uğradığını, öldürüldüğünü ve dövüldüğünü ifade eden Brailo, ''Gazetecilere saldırılar sıklaştı ve bu bizi kaygılandırıyor. Adalet Bakanlığı Çalışma Grubu, medya hürriyetini kısıtlayıcı suçlara daha ağır cezalar getirilmesi konusunda ceza kanununa 2006 yılında hüküm koydu'' dedi.

Reklam
Reklam

Brailo, Hırvatistan Gazeteciler Birliği'nin temel hedeflerinden birisinin Basın Yayın Kanunu'nun değiştirilmesi olduğunu vurgulayarak, daha özgür basın yayın yasasına sahip olmak istediklerini bildirdi.

Hırvatistan'da medyanın 2009'un ikinci yarısında yeniden canlandığını belirterek, ''Yeni skandallar ve Başbakanın istifasından sonra etkisini artırdı. Bir süre sonra, bazı okuyucular skandallardan sıkıldı ve medya organlarına ilgisi azaldı. Hırvatistan medyası ülkenin demokratikleşmesine, insan haklarının korunmasına büyük katkı sağlamıştır. Bunlar, yasama yürütme ve yargıdan daha çok medyanın sayesinde gelişti'' diye konuştu.

-KARADAĞ POBJEDA GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ KUSOVAC-

Karadağ Pobjeda gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Srdjan Kusovac ise konuşmasına başından geçen bir olayı anlatarak başladı.

Yaklaşık 10 yıl önce genç bir baba iken bir akrabasının çocuklarını hangi milli kültürde yetiştireceğini sorduğunu söyleyen Kusovac, şunları ifade etti:

''Eşim ve benim çok uluslu mesleğim sayesinde hangi kimliği seçeceğimi merak ediyordu. 'Karadağ mı? Sırp mı?' diye sordu. 'Hepsi birden' dedim. Onların benliğine çok kültürlülüğü inşa edeceğimi söyledim. 'Bir kişi aynı anda Sırp ve Karadağlı' olamaz demişti.''

Reklam
Reklam

Kusovac, Balkanlar'da kültürel işbirliklerinin hacim olarak büyüdüğünü görmenin mümkün olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

''Yugoslavya 10 yıldır sürekli savaşın eşiğinde. Milyonlarca insan kültürler arası evlilikler yapıyor. Bazı düşmanlıkların halen var olduğunu söylemek, gerçeğin dışına çıkmak anlamına gelmez. 15 yıldır savaşın sona ermesinden bu yana yeni jenerasyon var. Daha önce beslenmiş düşmanlıkların, insanların aşağılanması değişiyor. Eski Yugoslavya'da kan banyosunun sona ermesi gerekiyor. Yaklaşık 5-10-15 yıl önce yönetim kademelerine gelmiş yeni jenerasyon var. Hangi atmosferde yetiştiler ve bizi nereye götürecekler? Çünkü gerçekten bütün farklılıkları içselleştirebilirlerse ve Balkan ulusalcılığın, milliyetçiliğin ektiği kötü tohumları ortadan kaldırırlarsa gerçekten bizler sürekli olarak farklılıklarımızın zenginlik oluşturduğunu söylemek zorundayız.''

Medyanın bu anlamda etkin rol oynaması gerektiğini belirten Kusovac, ''Başka problem de karşımızda duruyor. Medya bu konularla ilgili değil. Sürekli olarak bugün gerçekten ucuz bilgilerden bahsetmek mümkündür. Önemsiz bilgilerdir ve şu anda bütün reklam unsurları söz konusu olduğunda medyanın içeriği, editoryal tarafından belirlenmiyor. Ürünlerini piyasaya sürmeye çalışanların etkisiyle şekilleniyor. Özellikle sürekli olarak pompalanan ucuz haberler, maliyet etkili değil'' dedi.

Reklam
Reklam

Balkanlar'da 10-15 yıl içinde birçok medya işbirliği projelerinin başlatıldığını da belirten Kusovac, sözlerini şöyle tamamladı:

''Ulusal engellerin kaldırılmasına yönelik çeşitli projelerin zengin olduğunu söyleyebilirim, ama elle tutulur başarıya ulaşılamadı. Bu konferansın bizlere katacağı kazanımların çok büyük olacağını düşünüyorum. Medya projeleri anlamında konuşursak, programlar sayesinde birçok şeyi gerçekleştirebiliriz. İyi bir program olursa Yunanlı olsun, Sırp olsun, Karadağlı olsun gerçekten hoşgörüsüzlüğü ortadan kaldıracağımızı düşünüyorum. Programı düzenleyenlere çok teşekkür ediyorum.''

-HİLMİ BENGİ'NİN KAPANIŞ KONUŞMASI-

Dr. Hilmi Bengi, bu bölümün kapanışında, Özyağcılar'ın çok önemli bir tanımlama yaptığını belirterek, ''Balkanlar'ın hatıra defterleri açıldı gerçekten. Gerçekten hatıralarımız var. Bu hatıraları açtığı için Özyağcılar'a, dizi yapımcılarına ve oyunculara teşekkür ediyoruz'' dedi.

Bu oturumda çok kültürlülük, demokratikleşme ve medya konusunu ele aldıklarını ifade eden Bengi, ''Balkan Medya Forumu'nu düzenlediği için BYEGM ve SAM'a teşekkür ediyoruz. Medyanın kapsamı içine sanatçıları da dahil ettik. Bu forumun kalıcı yapıya dönüştürülmesini arzu ediyorum. İnşallah, BYEGM öncülüğünde Balkan Medya Birliği'nin tesisi için adım atılır diye sözlerimi bitiyorum'' dedi.

Oturumun ardından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dr. Hilmi Bengi, Erdal Özyağcılar ve Kusovac'a, Bursa Valisi Şahabettin Harput da Brailo'ya plaket verdi.

(ZAK-HLK-SEM)

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz