Kastamonu’da 8 yıldır kanser mücadelesi veren 52 yaşındaki emekli Necati Esiroğlu, sadece Ilgaz’da olan ve arıların yaptığı bal sayesinde kanseri yendi.
Kastamonu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğünden emekli olan Necati Esiroğlu 2003 yılında ishal, iştahsızlık ve halsizlik nedeniyle hastaneye gitti. Burada yapılan kontroller ve tetkikler sonucunda Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan bütün tetkik ve tedaviler sonucunda teşhis konulamayan Necati Esiroğlu, daha sonra Atatürk Sanatoryumuna gönderildi. Burada da bir müddet tedavi altında tutulan Necati Esiroğlu, ümitlerinin tükendiği bir anda bir arkadaşının İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ni önermesi üzerine hastaneye gitti. 8 ay süren teşhis ve tedavi sürecinde Necati Esiroğlu, hastalığın etkisiyle toplam 25 kilo kaybetti. En son gittiği Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde mide ve bağırsak kanseri hastalığı teşhisi konulan Esiroğlu, burada tedavi altına alındı. Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından başlatılan tedavi sürecinde kullandığı ilaçların dozu yüksek olduğu için yan etkilerinin görülebileceği uyarısını yaptıklarını ifade eden Esiroğlu, “Aynı zamanda hocamız bana, ilaçların kan kanseri riski, kemik erimesi, tüberküloz ve mantar gibi hastalıkları tetiklediğini söyledi. Bizde tedaviyi anlayışla karşılayarak bugünümüze kadar ilaçları kullandık” dedi.
Çapa Tıp Fakültesine düzenli olarak her ay iki defa kontrollere giden Necati Esiroğlu, Ilgaz Dağında yetişen balı bir arkadaşının tavsiye ettiğini belirterek, “Bu arkadaşımız bana, ‘Sizin orada bir Ilgaz Dağı var. Burada bir bal oluyor. Ticari amaçlı yapan değil de harici bir kişi tarafından yapılan bal var. Bu bal her türlü hastalığa iyi geliyor. Bu baldan kullan’ dedi. Bende tedavim tamamlandıktan sonra Kastamonu’ya döndüğümde araştırmaya başladım. Daha sonra böyle bir arkadaşı bulduk. Bu arkadaşımızın arısı sadece bir yılda ancak 10 kilo bal yapabiliyor. Bizde bu arkadaşımıza gidip hastalığımızı anlattık ve bize yardımcı oldu. Dedi ki: ancak sana 2 kilo bal verebilirim. Bende tamam sen iki kilo ver dedim. Daha da lazım olursa bir kişiye söz vermişti. O arkadaşta balını almamış. Bana o yıl için 3,5 kilo bal verdi. Bundan sonra bana her yıl 6-7 kiloya yakın bal vermeye başladı. Hastalığı rahatsızlığı olmayan kişilere yani haricinde bu balı satmıyor. Düzenli olarak bu balı kullanmaya başladım. Benim hastalığımı yenmemde ilk öncelik olarak bu bal vesiledir” diye konuştu.
Ilgaz dağında çok özel üretilen bu bal dışında başka hiçbir şey kullanmadığını vurgulayan Esiroğlu, “Bu hastalığa yakalanmış vatandaşlara verilen ilaçların aynısını bana da verdiler. Bu ilaçların yanı sıra sadece şükürler olsun bu balı kullandım. Bu hastalığı yenmemin yüzde 80 etkisi bu baldır. Bunu doktorlarda gittiğimiz kontrollerde doğruladı. Piyasada çok bal var ama bu bal diğer ballarla eş değer değil” şeklinde konuştu.
8 yıldır mide ve bağırsak kanseri tedavisi gören Necati Esiroğlu, arıların Türkiye’de sadece Ilgaz Dağında yetişen çiçeklerden topladığı balın kendisine şifa getirmesini doktorların doğruladığını belirterek, şöyle konuştu: “Bu çok özel arılar balı, Ilgaz’da özel çiçeklerden alıyor. Her çiçekten bal almıyor. Bu yüzden balı özel kılıyor. Balın tadında az bir şey acımsı bir tat var. Doktorlar bana yaptıkları tetkiklerde şuandaki sağlığın normalin üzerinde dediler. Sen artık normal bir vatandaş şeklini almışsın dediler. Bilhassa bundan sonra yediklerine ve içeceklerini dikkat edeceksin dediler. Şuanda yüzde 10’un altına kadar kanser belirtisi düştü. Büyük bir hastalık bu. Benimle beraber tedavi süreci başlayan sadece Kastamonu’dan 30’dan fazla kişi şuanda hayatını kaybetti. Onların yanında sadece ben hayatta kaldım. Bugün için çok şükür sağlıklıyım. Bana emek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.
(İHA)