Balyoz paşaları birbirine düşürdü

“Balyoz” operasyonunda tutuklanan eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın iddialarına yanıt veren eski Genelkurmay Başkanı Özkök “Herkes karnından konuşuyor. Soru sormayıp, cevap vermesi gerekiyor” dedi

Gazetelere konuşan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın karargahındaki kozmik odadan belge sızdırttığı imasına da yanıt verdi.

Özkök, “Ama şimdi Mevlana’nın ‘Lakin her lafa verilecek cevabım var’ diye başlayan sözünü hatırlatıyorum. Yürüyen yargı sürecine saygımdan sözü burada kesiyorum” dedi.

Eski Genelkurmay Başkanı Özkök, şöyle konuştu: “Bugün yaşananlar, geçmişte neyin, niçin gerçekleştiği zamanla belli olacaktır. Kendisine sorulan soruları yanıtlamak yerine, topu sağa sola atmaya çalışması çok üzücü.

Reklam
Reklam

MEVLANA'NIN SÖZÜ

Lakin her lafa verilecek cevabım var. Bir lafa bakarım laf mı diye; bir de söyleyene bakarım adam mı diye.

İmalı bir şekilde birinci orduda kozmik odaya girdiğimiz, oradan da bazı belgelerin akıbeti konusunda bir şeyler söylemeye çalışıyor. Böyle şey olur mu? Ne yani ben koskoca Genelkurmay Başkanı, komutan olarak tebdil-i kıyafetle ordunun kozmik odasına mı sızdım? Gizli emir mi verdim? Burası TSK. Gizli kapaklı işlerin çevrildiği örgüt değil. Bunun emri, kaydı, hatırlayanı olmaz mı?”

Eski Genelkurmay Başkanı, ayrıca "Çetin Doğan paşa televizyonda çıkıp, ses kaydı konusunda ‘evet bu konuşmayı ben yaptım’ demedi mi?" diye sordu.

“Bugüne kadar kimseyi mahkemeye vermemeye, eleştirileri hoşgörüyle karşılamaya özen gösterdiğini” kaydeden emekli Orgeneral Özkök, "Ancak daha ileri gider ve haddini daha da aşarsa bu iftira kampanyasını durdurmak için dava açacağım" dedi.

DOĞAN’DAN ÖZKÖK’E SERT ELEŞTİRİLER

Çetin Doğan, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Balyoz davasının ulaştığı boyutta hâlâ kasaptaki ete soğan doğramama ilkesiyle susanlar, susmaya devam ettikçe, iş başa düştü demektir” diyerek dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök’e eleştiride bulundu.

Reklam
Reklam

Balyoz soruşturması kapsamında serbest bırakıldıktan sonra GATA’da tedavi altına alınan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, dün avukatları aracılığıyla basın mensuplarına 5 sayfalık yazılı bir açıklama gönderdi.

“Balyoz Darbe Planı”nın yapıldığı öne sürülen 2003’te dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral?Hilmi Özkök’ün kendisiyle özel olarak görüştüğünü ve “1. Ordu’da ihtilal hazırlıkları yapıldığı yönünde bilgiler geldiğini söylediğini, bunun doğru olup olmadığını sorduğunu” anlatan Doğan, kendisinin “Ben daima meşru sınırlar içerisinde bulundum ve bulunmaya devam edeceğim” diye yanıt verdiğini söyledi.

Özkök’ün “Kasaptaki ete soğan doğramam” sözlerine de göndermede bulunan Doğan, “Türk ulusunu, TSK’yı derinden sarsan, yaralayan Balyoz davasının ulaştığı boyutta hâlâ adalete saygı bahanesine sığınarak ya da kasaptaki ete soğan doğramama ilkesiyle susanlar, susmaya devam ettikçe, iş başa düştü, demektir. Yaptığım açıklamalarda umarım yanlışlık ve eksiklik bulanlar hiç olmazsa bu konularda ‘devlet adamı’ olarak kendi doğrularını açıklarlar” diye konuştu.

Reklam
Reklam

5 sayfalık mektubunda Doğan, “1. Ordu Karargâhı’nda ordunun kozmik bürosundan çok güvenilir ve yetkili bir köstebeğin bir veya birkaç evrakı dışarıya çıkarabileceği varsayımı akla ve mantığa uygun gelebilir. Ancak bir bavul dolusu evrak çıkarması olanaksızdır” dedi. Doğan, savcılığın soruşturma dosyası üzerindeki kısıtlama kararının kalkmasının ardından ortada “Balyoz Planı” ile ilgili hiçbir dayanağın kalmayacağını ve belgelerde sonradan rötuş yapıldığını iddia ederek, “Balyoz Planı”nın kesinlikle 1. Ordu’dan çıkmadığını bildirdi.

‘BİRAZ NEZAKET SINIRLARINI AŞTIM’

“Şimdi 2002-2003 döneminde Ankara’da sirküle eden ‘mutasavver (Tasarlanmış, düşünülmüş TDK) bir darbeye(!)’ ilişkin dedikodu ve ihbar mektuplarına yapılan işlemlerin özet ve sonuçlarını açıklamaya çalışacağım” diyen Çetin Doğan, mektubuna şöyle devam etti:

“Mayıs 2003’ün son haftasında dönemin Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı ile birlikte Harp Akademileri’nde oynanan bir harp oyununa iştirak etmişti. Tatbikat sonucunda benimle yalnız konuşmak istediği nedeniyle, birlikte tahsis edilen özel odaya çekildik. Bana sorduğu ilk soruyu çok iyi anımsıyorum. Sorusu, ‘1. Ordu içinde bazı emekli orgenerallerin ve bazı sivillerin de bulunduğu bir grup tarafından ihtilal hazırlıkları yapıldığı yolunda bilgiler geldiği ve bunun doğru olup olmadığı’ şeklindeydi.

Reklam
Reklam

Sorusunun benim için çok aykırı olması nedeniyle, biraz nezaket sınırlarını da aşarak, kensine çok net bir cevap verdim. Verdiğim cevabın sadece ilk cümlesini vermekle yetineceğim: ‘Ben daima meşru sınırlar içerisinde bulundum ve bulunmaya da devam edeceğim.’ Bu sözlerin ardından kendisine bazı önerilerde bulundum. Söylediğim sözler, elbette bir devlet sırrı değil. Ancak, bu aşamada, bunların konumuzla bir ilgisi bulunmadığı için fazla detaya girmek istemiyorum.”

“Anladığım kadarıyla benim 1. Ordu Komutanlığı’ndan ayrılmamdan sonra, karargâh içinde aşama aşama detaylı araştırmalar yapılarak, Kozmik Büro’ya ve Muhabere Bilgi Sistemleri Başkanlığı’nın (MEBS) sistemlerine girilmiş. Öncelikle 05-07 Mart tarihlerinde icra edilen Ordu Plan Semineri kayıtları ve dokümanları, plan seminerinde jenerik bir senaryoya göre irdelediğimiz Egemen Planı dışarıya çıkartılarak, bir darbe izi taraması yapılmıştır. Döneme ilişkin Kozmik Büro giriş ve çıkışlarına ilişkin kayıtların her nasılsa zayi edilmiş olması nedeniyle, bunu gerçekleştiren ekibin başını tahmin etmekle beraber, henüz bu konuda kesin bir kanaat oluşturmak mümkün değil.”

Reklam
Reklam

‘BALYOZ ELLERİNDE PATLAYACAK’

“Bunları yazış nedenim, kozmik büroya esas girişin emir-komuta zinciri içinde yapıldığının, dışarıya çıkartılan doküman ve ses kayıtlarında bir darbe izinin bulunmamasının ardından dokümanların tekrar kozmik büroya sokulmadığının, imha edildiği söylenen belgelerin muhtemelen ‘iyi niyetle yukarılara’ taşındığı varsayımının gerçekçi bir yaklaşım olduğunun ortaya konması içindir” diyen Doğan, “Balyoz Planları adı altında yapılan sahteciliğin kimler tarafından yapıldığının saptanması için” diyerek ilgililerin cevaplaması için bazı sorular sordu:

“1. Yukarıda belirttiğim gibi 2002-2003 döneminde 1. Ordu’da bir darbe hazırlığı yapıldığına dair bir ihbar mektubu en üst makamlara gitti mi?
2. Mayıs 2003’te Genelkurmay Başkanı ile 1. Ordu Komutanı arasında mutasavver bir darbeye (!) ilişkin bir konuşma geçti mi?
3. Genelkurmay Başkanlığı’nca Ağustos 2003’teki bir tarihten sonra 1. Ordu’da ve diğer komutanlıklarda bu yönde bir tahkikat yapıldı mı? Bu amaçla kozmik odalara ve MEBS’e girildi mi?
4. Eğer böyle bir tahkikat yapıldıysa;
a. Bu tahkikatın sonucu nedir?
b. Bu tahkikatı kim(ler) yürüttü?
c. Bu tahkikat sürecinde kozmik oda ve MEBS Başkanlığı’ndan Plan Semineri’ne ait belge ve ses kayıtları inceleme için çıkarıldı mı?
d. İncelenen ses kayıtları ve belgelerin akıbeti ne oldu?
Sözüm ona imha edildiği kabul edilen belgelerin, ‘hayır ehillerinin’ ellerinde Balyoz planına dönüşmesi çok kolay olmuşsa da, acemice yapılan işlemler, ‘Balyoz’un er geç düzmeceyi kuranların ellerinde patlamasına neden olacaktır.”

Reklam
Reklam