Balyoz'dan PKK eylemlerine tam destek

Balyozcular, 1 Mayıs ve terör örgütünün doğum günlerinde yapılacak eylemlere destek verme kararı almış...
Zaman gazetesinde yer alan habere göre; Tespit tutanaklarında Balyoz'un seminer olarak kalmadığını ve darbe planının uygulamaya geçtiğini vurgulayan savcılar, dosyaya eklenen yeni delilleri buna dayanak olarak gösterdi. Balyoz Harekât Planı'ndaki söylemlerin 1. Ordu Komutanlığı'nın yazışmalarına yansıdığını belirten savcılar, 25 Aralık 2002 tarihli 'gizli' belgenin 15'inci Kolordu Komutanlığı tarafından Lojistik Destek Komutanlığı'na, ilçe komutanlıklarına ve EMASYA Tali Bölge Komutanlığı'na gönderildiğini tespit etti. Dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın 20 Aralık 2002'deki konuşmasının da bu çerçevede olduğuna dikkat çekiliyor. Donanma'da ele geçirilen 43 klasör belge, darbenin en ince ayrıntısına kadar planlandığını da gözler önüne seriyor. Toplum kesimlerine adam sızdıran, tutuklanacak muhalif paşaları tek tek not eden cunta, PKK'yı kullanmayı da ihmal etmemiş. Yaptırılacak eylemlere PKK süsü verilmesi bunlardan en dikkat çekeni. Beyazıt ve Fatih camilerinin bombalanmasının ayrıntılarına yer verilen yeni delillerde, cephane gömmek için Poyrazköy'de keşif yapıldığı da ayrıntılarıyla anlatılıyor.

Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen ile Savcı Ali Haydar'ın, 6 Aralık 2010'da Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'nda yaptığı aramanın kamera kayıtları ortaya çıktı. Görüntülerde, Savcı Seçen'in talimatıyla İstihbarat Binbaşı Kemalettin Yakar'ın odasının zemin karolarının kaldırıldığı görülüyor. Vantuzla çekilen karoların altından çöp poşetleri içinde özenle saklanmış belge ve malzemeler çıkarılıyor. Askerî yetkililerin de hazır bulunduğu aramada ele geçirilen deliller, bir deniz yarbay tarafından tek tek tutanağa kaydediliyor.

Reklam
Reklam

Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen ile Savcı Ali Haydar'ın, 6 Aralık'ta Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'nda yaptıkları aramanın kamera kayıtları ortaya çıktı. Bir ihbar üzerine İstihbarat Binbaşı Kemalettin Yakar'ın odasında saatler süren aramalar yapılmıştı. Görüntülerde zemin karolarının Fikret Seçen'in talimatıyla kaldırıldığı görülüyor. Vantuzla çekilen yaklaşık yirmi karonun altından çöp poşetleri içinde özenle saklanmış belge ve malzemeler çıkarılıyor. Askeri yetkililerin de hazır bulunduğu tespitler sırasında ele geçirilen malzemelerin envanteri çıkarılarak tutanaklara geçiriliyor. Bulunan tüm belgeler bir deniz yarbay tarafından tutanağa tek tek kaydediliyor. Arama baştan sona askerler tarafından da videoya kaydediliyor. Fikret Seçen'in aramayı yönlendirerek, zaman zaman bizzat karoların altını kendisinin de kontrol ettiği görülüyor. Belge ve malzemeler çuvallara konulmadan önce üzerinde parmak izi incelemesi yapılıyor. Ele geçirilen belgelerin tasnif işlemi tamamlandıktan sonra mühürlenen çuvallar, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcı Fikret Seçen'e teslim ediliyor.

Reklam
Reklam

Balyoz darbe planını hazırlayanların, planın uygulanmasına karşı çıkacak amirallerin tevkif edilmesi yönünde karar aldıkları ortaya çıktı. Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen belgelerde yer alan belgelere göre Ocak 2003'te Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek imzalı kararda, Suga Harekat Planı'nın icrasına engel olmak isteyen komutanların tutuklanması planlanmış. Bu generalleri etkisiz hale getirecek subayların bile listesi hazır. Belgede belirlenen personele yeminli muhtıra imzalatılması maddesi göze çarpıyor. Ayrıca, bir amirale iki kişi düşecek şekilde tevkif personel ataması emri veriliyor. Tevkif için görevlendirilen personele kendi silahı dışında ateş ve mermi gücü yüksek bir silah daha tahsis edilmesi öngörülüyor.

Deniz Kurmay Kıdemli Albay Ramazan Cem Gürdeniz tarafından hazırlanan 'Hassas Liste'de Ankara, İzmir ve İstanbul'dan toplam 16 amiralin ismi geçiyor. 21 Ocak 2003 tarihinde de Harekat Başkanı Tümamiral Feyyaz Öğütçü imzalı çıkan emir gereğince amiralleri tevkif edecek personel belirleniyor. Listede Ankara'dan; Oramiral H. Bülent Alpkaya, Koramiral Metin Ataç, Koramiral Eşref Uğur Yiğit, Tümamiral U. Ömer Esentürk, Tümamiral Engin Heper, Tuğamiral Necati Kurt, Tuğamiral H. Ömer Akdağlı yer alıyor. İzmir'den: Koramiral Yener Karahanoğlu, Tuğamiral Nusret Güner, Tuğamiral Bülent Bostanoğlu, Tuğamiral Ahmet Aksoy, Tuğamiral Ahmet Şenol, Tuğamiral Hüseyin Çiftçi bulunurken İstanbul'dan ise Koramiral Altaç Atılan, Tümamiral O. Metin Açımuz, Tümamiral E. Murat Bilgel'in tevkif edilecek komutanlar olduğu bildiriliyor.

Reklam
Reklam

Listede yer alan emekli Oramiral Metin Ataç ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit, "Amirallere suikast davası" kapsamında yargılanan teğmenlerin hedefindeki isimler olduğu iddia ediliyor. Kocaeli'nde teğmenlerin evinde patlayıcılarla birlikte ele geçirilen bir notta Yiğit ve Ataç'a suikast yapılacağına ilişkin bilgiler yer alıyordu.

21 Ocak 2003'te Suga planı kapsamında yeni bir emir çıkıyor. Suga planının icrasında ilgi ile bildirilen amirallerin geçici/sürekli tevkif edilmesi veya yetki devri içeren tebligatın yapılması maksadıyla personel görevlendirilmesi emrediliyor. Bu kapsamda dönemin Tümamirali Ahmet Feyyaz Öğütçü de "tevkifle görevli personelin listesini sunuyor. Kafes Eylem Planı davasında yargılanan emekli Koramiral Öğütcü'nün hazırladığı listede, "Oramiral Bülent Alpkaya için Tuğamiral Kadir Sağdıç ve Albay Soner Polat, Koramiral Ataç için Albay Ali Semih Çetin, Yarbay Serdar Okan Kırçiçek, Koramiral Uğur Yiğit için Albay Fatih İlğar ve Yarbay N.Selçuk Güneri, Tümamiral Ömer Esentürk için Yarbay Osman Kayalar ve Binbaşı Turgay Yamaç, Tümamiral Engin Heper için Binbaşı Ö. Alp Kırıkkanat ve Yüzbaşı M. Cem Okyay'ın görevlendirildiği" yazıyor. Sağdıç ve Ilğar, Kafes Eylem Planı davası sanığı olarak yargılanıyor.

Reklam
Reklam

10 Ocak 2003 tarihli Kurmay Albay Abdullah Gavremoğlu tarafından hazırlanan belge ise generallerin tutuklanması için bütün işlemlerin ayrı ayrı planlandığını gösteriyor. Gavremoğlu imzalı belgede, tutuklanacaklar için personel görevlendirildiği ve aynı zamanda bu personele MP-5 makineli tabancanın tahsis ettirilerek muhtıranın imzalatıldığı belirtiliyor. Aynı şekilde İstanbul'da tutuklanacak generaller için de Binbaşı Sonay Akpolat tevkifle görevli personel listesi dosyaya giriyor.


Öte yandan tevkif listesinde olan generallerin aynı zamanda cunta tarafından takip ettirildiği de görülüyor. Aralık 2002 tarihli ve Yüzbaşı Ümit Metin imzalı bilgi notunda, Tuğamiral Ahmet Aksoy'un mesai içi ve dışı bütün görüşmeleri, yaptığı işler bilgi notu olarak cunta merkezine bildiriliyor. Belgede, "Ramazan ayının ilk 2 gününde Aksaz Üs radyosunda Müslümanların kutsal kitabı olan Kur'an'dan bölümler okunmasına izin verildiği" ifade edilerek bu uygulamanın kurmay başkanının itirazıyla kaldırıldığı anlatılıyor. Generallerin Ramazan ayında oruç tuttuğu da bilgi notu olarak iletiliyor.

Reklam
Reklam

Deniz Kuvvetleri Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan arama sonucu ele geçirilen belgelerde, daire amirlerine talimat gönderilerek Donanma'daki personelin fişlenmesi istenmiş. Bu çerçevede altında 2. Daire Grubu Amiri Binbaşı Nejat İnanır'ın adının olduğu belgede personelin kendisi, eşi ve irtibatlı olduğu kişilerle ilgili istihbarat bilgileri yer alıyor. Hakkında fişleme yapılan personel için "Liderlik kabiliyeti vardır, grup kurabilir", "İstihbaratçı olamaz, kadın zafiyeti vardır", "Sosyal ilişkilerinde problem var", "Borsaya ve paraya karşı düşkünlüğü var" gibi ifadeler yazılmış. Eş durumu sütununda ise "Bizden", "Uygun değil", "Görev verilemez", "Meslekî yönü zayıf. Seviyesiz, her türlü teklife uyar", "Kendisine bağlanan grubu rahatlıkla idare edebilecek kabiliyettedir. Sosyal ilişkileri iyidir. Eşi ile beraber hareket edebilirler" şeklinde kodlamalar yapılmış. Ayrıca personelin ulusalcı, solcu ve Kürtçü unsurlardan kimlerle irtibat halinde olduğu tek tek sıralanarak bilgi akışının ne durumda olduğu belirtiliyor.

Reklam
Reklam

'Balyoz' kod adlı darbe planı davasının önceki gün avukatlara dağıtılan ek klasörlerinde Poyrazköy'de ele geçirilen cephaneliklerle ilgili bir ayrıntı dikkat çekiyor. Belgede Poyrazköy davasının sanıkları arasında bulunan Koramiral Kadir Sağdıç'ın imzası var. Deniz Kurmay Kıdemli Albay Ali Türkşen'e gönderilen belgede, Poyrazköy'ün de dahil olduğu bazı bölgelerdeki arazilerin toprak yapısına ilişkin derin bir tahkikat yapılması isteniyor. Şöyle deniliyor: "Beykoz bölgesinde bulunan Anadolu Kavağı, Poyrazköy ve Riva mevkilerinde arazi yapısına ilişkin aşağıda belirtilen hususlar ışığında bir inceleme yapılacaktır. Yapılacak araştırmada titiz davranılacak ve icra edilecek bir faaliyette mevkiin kullanılabileceği faraziyesi ile meseleye tesir eden tüm hususlar belirlenecektir. İncelemede görevlendirilecek personelin en güvenilir personelden seçilmesi sağlanacak, incelemenin tüm safhalarında gizlilik ön planda tutulacak ve bilmesi gereken prensibine riayet edilecektir."

Yapılacak incelemede dikkat edilecek hususlar arasında, arazideki toprak yapısı, arazinin örtü ve gizlenmeye uygunluğu, arazinin sel ve yağışlardan etkilenme durumu, çevrede başıboş köpek veya yabani hayvanların bulunup bulunmadığı, arazinin yol/patikalara yakınlığı, araziden kara, deniz ve hava vasıtalarına malzeme transferi yapılması durumu, bölgeye yakın TSK birlikleri ve kamu kuruluşları gibi konuların tespit edilmesi isteniliyor. Deniz Kurmay Kıdemli Albay Ali Türkşen'in cevabi yazısı da ek klasörlere girmiş.

Reklam
Reklam

'Kadir Sağdıç paşa-arazi' adlı dosyada, Albay Ali Türkşen imzalı belgede, şu ifadeler kullanılıyor: "Sayın komutanım, Anadolu Kavağı ve Riva bölgelerinde emrettiğiniz hususlara azami önem ve titizlik gösterilerek bir çalışma yapılmıştır. (...) Sonuç olarak yapılan inceleme neticesinde, icra edilecek faaliyet/faaliyetler için kullanılabilecek en uygun yerin Anadolu Kavağı bölgesindeki 'Keçilik' mevkiinin olacağı kıymetlendirilmektedir." Keçilik'in neden uygun olduğu şöyle anlatılıyor: "Anadolu Kavağı Keçilik olumlu özellikler: Tam kontrollü bölge, sivillere kapalı. Kazı için yumuşak zemin. SAT cephaneliğinin vadi içinde olması. Mevkii noktalarının sürekli gözle kontrol imkânı. SAT otoparkına yakın olduğundan nakliye kolaylığı..."

21 Nisan 2009'da Poyrazköy Keçilik mevkiinde yapılan kazılarda 15'i dolu 22 LAW silahı, 14 el bombası, 24 el bombası fünyesi, 450 gram C3 patlayıcı madde, 7 hakem bombası, 3 gösteri bombası, 5 bubi tuzağı, 3 bin 17 adet çeşitli çapta fişek ve bol miktarda askerî mühimmat ele geçirilmişti. Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, LAW'ları 'içi boş boru' olarak tanımlamış ve söz konusu bölgenin sivillere açık olduğunu savunmuştu.

Reklam
Reklam

'Balyoz' darbesini planlayan-lar istifade edecekleri Deniz Hap Okulu öğrencilerini de tek tek belirlemiş. Söz konusu bilgi, altında Kurmay Başkanı Tümamiral Deniz Cora'nın adının olduğu ve Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı'na gönderilmiş bir belgede ortaya çıktı. Belgede adı geçen ve özel olarak seçilip ilerisi için yetiştirilmesi uygun görülen öğrencilerin, adı 'amirallere suikast' soruşturmasında da geçiyor. Belgede "Aşağıda açık kimlikleri belirtilen öğrencilerle Deniz Harp Okulu'nda öğrenim gördükleri süre zarfında ilgilenilmesi ve yönlendirilmesi faaliyetlerine önceki dönemlerde olduğu gibi devam edilmesi gerekmektedir. Bahse konu öğrencilere verilecek görevlere yönelik kabiliyetlerinin tespiti ve ünsiyetlerinin artırılması maksadıyla istihbarat görevleri verilebilecektir." ifadeleri yer alıyor.

Listede adı geçen öğrencilerden Sinan Efe Noyan, Faruk Akın ve Alperen Erdoğan 21 Temmuz 2009'da Gölcük'te eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Metin Ataç ve şu anki Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit'e yönelik suikast girişiminde bulunmak suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. Deniz Kuvvetleri'ndeki iki oramirale suikast düzenleyecekleri iddiasıyla tutuklanan üç teğmenin, Ergenekon tutuklusu Levent Bektaş ve iki muvazzaf albayla birlikte hareket ettiği belirlenmişti. Deniz Harp Okulu'ndan mezun olan Teğmen Faruk Akın'a diplomasını eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ vermişti.


'Balyoz' soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcısı, tespit tutanaklarına Gölcük Donanma Komutanlığı'nda bulunan 25 Aralık 2002 tarihli bir belgeyi de ekledi. Savcı, altında Kurmay Albay Turgay Tekmen'in imzası bulunan belgeyi 'Balyoz' planının sadece seminer olarak kalmadığının ve uygulandığının kanıtı olarak gösteriyor. Gizli ibareli belge 15'inci Kolordu Komutanlığı tarafından Lojistik Destek Komutanlığı, ilçe komutanlıklarına ve EMASYA Tali Bölge Komutanlığı'na gönderilmiş.

'Kategorili personel isimleri ve irticai faaliyetler' konulu belgede, son zamanlarda bazı çevrelerin anayasal devlet düzenimizin temelini oluşturan 'laiklik' ilkesini kendi çıkar ve amaçları doğrultusunda yorumladığı iddia ediliyor. Başta öğretim kurumları olmak üzere, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında türban kullanılmasında ısrarlı davrandıklarının gözlemlendiği kaydediliyor. Ayrıca milli güvenlik dersinde öğretmen olarak görev yapan subayların okullarda ve kurumlarda kılık kıyafet yönetmeliğinin uygulanması konusunda 'asla geri adım atmamaları' tembihleniyor. Subayların bu konuda hazırlayacakları raporları milli güvenlik bilgisi dersi öğretmen planlaması yapan komutanlığa bildirmelerinin önemi vurgulanıyor. Savcılık, tespit tutanaklarında bu belgeyi şöyle yorumluyor: "2 Aralık 2002 tarihli Balyoz Harekât Planı'nda yer alan hususların 1. Ordu Komutanlığı'na ait 17 Aralık 2002 tarihli bir yazıda yer alması, 1. Ordu'nun ast birliği olan komutanlıkça 25 Aralık 2002 tarihli bir yazıda işlenmesi Balyoz Harekât Planı'nda yer alan söz konusu söylemlerin 1. Ordu Komutanlığı'nın yazışmalarına da yansıyacak derecede yaygın olarak kullanıldığını ortaya koyar niteliktedir."

Savcı ayrıca 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın 1. Ordu Seminer'inde 20 Aralık 2002 tarihli konuşmasında bu emir ile çok benzer nitelikte konuşma yaptığı belirtiliyor. Konuşmanın tam metni de delil olarak dosyaya ekleniyor. Bu konuşmada Çetin Doğan'ın "Milli güvenlik dersi denetlemeleri devam edecek... Bunları Asayiş Emniyet Toplantısı'nda dile getirdik... Türbanın, irticanın mesafe kazanmasına izin vermeyeceğiz." dediği kaydediliyor.


Ayrıca tespit tutanağında 'Balyoz' soruşturmasında bulunan 4 No'lu CD ile Donanma Komutanlığı'nda bulunan 1 No'lu CD'nin içeriğinin aynı olduğu, sadece tek bir belgenin farklı olduğu belirtiliyor. Bu belge 'SN. KOM ARZ NOTLAR' başlığını taşıyor ve faaliyetler konusunda bilgi veriliyor. Savcı bu belgenin 3 Mart 2003'te oluşturulduğunu belirttikten sonra Süha Tanyeri tarafından oluşturulduğu iddia ediliyor. Şu tespiti yapıyor: "3 Mart 2003 itibarıyla planın geldiği mevcut durum hakkında Çetin Doğan'ı bilgilendirmek amacıyla Süha Tanyeri tarafından hazırlandığı ve Çetin Doğan'ın planı bizzat koordine ve takip ettiği değerlendirilmiştir."


Türkiye'yi kaosa sürükleyerek askeri bir darbeyi öngören 'Balyoz' planında cemaatler, Aleviler, sol gruplar, terör örgütü ve medya sıkı takibe alınmış. Darbe ortamının hazırlanması için buralarda görev alacak askeri personel belirlenmiş. Terör örgütü PKK'nın elebaşısı Abdullah Öcalan'ın doğum gününde yaptırılacak eylemlere PKK süsü verilmesi de planlar arasında yer alıyor.

Donanma'da yapılan aramada ele geçirilen ve davanın delil klasörlerinde, darbe planlarının ayrıntıları yer alıyor. 11 numaralı klasörün içinde bulunan Ramazan Cem Gürdeniz'e ait arşivde ise toplumun farklı kesimlerine sızacak isimler bulunuyor. Tümamiral Ali Feyyaz Öğütcü imzasını taşıyan belgede, Alevi Dernek ve vakıflardan Deniz Kurmay Albay A. Sadi Ünsal, aşırı sol gruplardan Tuğamiral Kadir Sağdıç, dini grup ve cemaatlerden Deniz Kurmay Albay İbrahim Şahin, Doğu ve Güneydoğu faaliyetlerinden Deniz Kurmay Kıdemli Albay A. Semih Çetin, sivil toplum kuruluşlarından Deniz Kurmay Yarbay S. Okan Kırçiçek, medyadan Deniz Kurmay Kıdemli Albay Cem Gürdeniz ve Deniz Kurmay Yarbay C. Aziz Çakmak, siyasi partilerden ise Deniz Kurmay Yarbay F. Can Yıldırım sorumlu tutuluyor.

Plana göre, cemaat liderlerinden bazılarının fotoğraflanması isteniyor ve Yarbay S. Nuri Güneri bundan sorumlu tutuluyor. Aleviliğin Ermenilerden ve Hıristiyanlıktan geldiği yönündeki propaganda için Binbaşı İ. Özdem Koçer görevlendiriliyor. Yazılı ve görsel medyanın sivil ortamlarda ağırlanması ve çeşitli internet sitelerinin kurulması da diğer planlar arasında yer alıyor. Bunlarla ilgili de Yüzbaşı Levent Çehreli ve Yüzbaşı L. Kerim Uça görevlendiriliyor.


PKK ile ilgili Deniz Kurmay Kıdemli Albay A. Semih Çetin başlığını taşıyan raporda, İkmal Kıdemli Üsteğmen Müslüm Aygün tarafından, tesis ettiği irtibatları vasıtasıyla 1 Mayıs ve terör örgütü elebaşısının doğum günü gibi günlerde bazı esnafa ait işyerlerine yönelik eylemler yaptırılabileceği belirtiliyor. 'Görev ilerleme durumu' başlığını taşıyan raporda ise sol unsurlar içindeki yapılanma yer alıyor. Deniz Kurmay Yarbay Koray Özyurt'un örgütle bölücü örgüt arasındaki bağlantıları kullanarak sansasyonel eylemleri istenen zamanda ve gruplar aleyhinde yönlendirebileceği, Deniz Kurmay Yarbay B. Ali Tavlayan'ın sol örgütlere yakınlığı ile bilinen gazeteciler vasıtasıyla asparagas haberler çıkarılmakla görevlendirildiği belirtiliyor. Başçavuş İlker Tunus'un karşıt görüşlü grup ve topluluk üzerinde eylem hazırlığı olan DHKP-C içerisindeki irtibatlarını kullanarak eylemleri başka tarafa kaydırabileceği ifade ediliyor.


Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramalarda elde geçirilen belgelere göre, cunta, AK Parti iktidarı ve icraatlarını yakından takip etmek için 4 subayı görevlendiriyor. Subaylardan, belirlenen iç ve dış politikayı ilgilendiren 14 farklı konuda AK Parti'yi yakından takip etmesi isteniyor. Ele geçirilen belgeler arasında bulunan 36. klasör içindeki 'AKP İzleme' kodlu word belgesi, 8 Ekim 2004 tarihinde Tuğamiral Cem Gürdeniz tarafından Tümamiral A.Deniz Kutluk'a rapor halinde gönderilmiş. Raporda, gerekli görüldüğü takdirde uygulamalardan alınacak sonuçları müteakip ilave konuların belirlenmesinin ve bu çalışmaların da detaylandırılması için faydalı çalışmaların yapılacağı üzerinde duruluyor. Raporun 'Ek 1. sayfasında' ise AK Parti'yi yakından takip edecek subayların, Dz. Kur. Kd. Alb. Soner Polat, Dz. Kur. Alb. S.Okan Kırçiçek, İk. Kur. Kd. Bnb. Alper Karaahmet, Dz. Kur. Bnb. Enver Aksoy isimli 4 subay olduğu belirtiliyor. Ayrıca bu personelden 'AK Partili yönetici ve milletvekillerinin iş ilişkilerinin araştırılması, AK Parti içindeki çekişme ve bölünmelerin ortaya çıkarılması ve milletvekillerinin zaaflarını tespit etmeleri' bekleniyor.


Raporun devamında ise subayların hangi konularda görevlendirildiği ve AK Parti'nin nasıl takip edeceği yönünde şu ifadeler yer alıyor: AKP hükümetinin; 1. Üniversitelerdeki kadrolaşma faaliyetlerini, 2. TSK'yı pasifize etme girişimlerini, 3. Cumhurbaşkanı'nı etkisizleştirme faaliyetlerini, 4. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, YÖK, BDDK, SPK, RTÜK, Rekabet Kurulu ve sendikalar üzerindeki faaliyetlerini, 5. Devletteki kadrolaşma çalışmalarını, 6. Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki kadrolaşma çalışmalarını, 7. AB ve ABD ile ilişkilerini, 8. Kıbrıs, Ege ve Kuzey Irak konularındaki tavizlerini, 9. İslam ülkeleri ile ilişkilerini izlemek, 10. AKP kontrolündeki kurumlar tarafından verilen ihalelerin, 11. AKP'li yönetici ve milletvekillerinin iş ilişkilerinin, 12. AKP içindeki çekişme ve bölünmelerin, 13. Milletvekillerinin zaaflarının, 14. İrticai-bölücü faaliyetlere desteklerinin tespiti.


Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen belgelerden 'Cem Gürdeniz 30 Kasım 2004 Asşura' isimli klasörlerde bulunan dokümanlar televizyonlarda yayınlanan bazı diziler hakkında Balyoz cuntasının inceleme yaparak takibe aldığını ortaya çıkardı. Yeni Şafak'ta yer alan habere göre; Belgeler 2003 Mart ayında 'Seminer' adı altında 1. Ordu'da tartışılan darbe planının daha sonraki yıllarda da canlı tutulduğunu ortaya koydu. Belgelere göre, 2004 yılında takibe alınan dizilerin yayınlanacağı tarih, saat, yapımcı, yönetmeni, sponsor firmaları ve içerik açıklamalarına kadar bilgileri tek tek yer aldı. Program ve diziler şöyle sıralandı: STV Sırlar Dünyası, Star TV Sırlara Yolculuk, Show TV Gizli Dünyalar ve Gizemli Hayat Hikayeleri, Kanal 7 Kalp Gözü, ATV Gerçeğin Ötesinde Efsaneleri ve İnanışları, TGRT 6'ncı His, Kanal 7 Deniz Feneri, STV Kimse Yok mu?, Show TV Ekmek Teknesi, Show TV Kurtlar Vadisi.


Aynı klasör içersinde 2004 yılında Balyoz Darbe Planı'na ait takiplerin devam ettiği donanmadan çıkan belgelerle gözler önüne serdi. 2004 yılında Fethullah Gülen hakkında gazetelerde çıkan röportaj ve yazılar bilgisayar çıktıları alınan belgeler arasında yer aldı. Aynı klasörden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2004 yılında ABD-Irak, Yunan ilişkileri, Kıbrıs Annan Planı, Heybeliada Ruhban Okulu gazetelerde yapılan haberin takibe alındığını gösteren dokümanlar da çıktı. Belgeler arasında 2004 yılında Milli Güvenlik kararlarının bulunduğu toplantılarda tek tek yer aldı.


İstihbarat Güvenlik Şube Müdürlüğü'nden komutana yine 2006 Nisan ayında gönderilen yazıda özel haber elemanları ile bilgiler yer aldı. Yazıda, "Donanma Komutanlığı'nca; her türlü yıkıcı-bölücü faaliyetler ile terörist eylemlere karşı alınacak tedbirlere esas olacak istihbaratın elde edilmesi maksadıyla ilgi yönerge esaslarına uygun olarak Donanma Komutanlığı Özel Haber Elemanı olarak görevlendirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Konu ile ilgili refaranslı kişiler görevlendiriecektir" denildi.


Milliyet gazetesinde yer alan habere göre, bu toplantının ‘çok gizli’ tutanaklarının İstanbul Başsavcılığı’nca yürütülen “Askeri casusluk” soruşturması kapsamında Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’ndaki aramalarda bulunduğu ortaya çıktı. Tutanaklar Balyoz davasıyla ilgili olduğu değerlerilerek İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen belgeler arasında yer aldı.

13. klasörün 63 ila 117. sayfaları arasındaki tutanaklara göre; toplantıda söz alan ve görüş bildiren siviller: Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal, Büyükelçi Ertuğrul Apakan. Askerler: Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Özden Örnek, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Halil İbrahim Fırtına, Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur, Genelkurmay 2. Başkanı Org. İlker Başbuğ.


Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın hazırladığı plan, 24 Nisan 2004’te Kıbrıs’ta Türk ve Rumların oylamasına sunuldu. Kıbrıs Türkleri’nin evet oyu vererek kabul etmelerine rağmen Kıbrıs Rumları’nın hayır oyu vermesi nedeniyle plan hayata geçirilemedi.

4 SAAT 20 DAKİKA SÜRMÜŞTÜ

5 Nisan 2004’te Çankaya’da yapılan MGK, 4 saat 20 dakika sürmüştü. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığındaki toplantı sonrasında yapılan açıklamada MGK’da Kıbrıs konusunun görüşüldüğü duyurulmuştu. Yayınlanan bildiride, “Annan Planı’nın son şeklinin resmiyet kazanması için gerekli sürecin başlatılmasının, hükümetin takdir ve sorumluluğunda olduğu” belirtilerek, “Sürecin başlaması durumunda, adadaki Türk varlığının, Türkiye’nin garantörlüğünün ve iki kesimlilik ilkesinin zayıflatılmaması amacıyla uygulamada gerekli dikkat ve özen gösterilmeli” denilmişti.

CAMİYE, DERNEĞE PROVAKASYON PLANLARI

Mahkemeye gönderilen 43 klasör arasında yer alan iki belgede, Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne ait olduğu değerlendirilen toplantı tutanakları yer alıyor.

“Gizli” ibareli toplantı tutanağında yer alan planlar şöyle:


- (20 Mart 2008 tarihli tutanak) Kartal veya Gözcü iyi ilişkilerini kullanarak Yüzbaşılar Camii imamının ya da Değirmendere Belediyesi’nin imkanları ile çevredekilerin duyacakları şekilde cami hoparlörleri veya belediye hoparlörleri ile dini yayın yapılmasını veya Kuran okunmasını sağlayacak.

- Belirlenen gün ve saatlerde Kaptan Yüzbaşılar da Migros’ta bulunacak, Fener; Gölcük Doğu-1 kapı yakınlarında bulunacak, Barış; Gölcük Merkez Komutanlığı önlerinde, yakınlarında bulunacak.

- Yayının duyumunu alan, ortalığı karıştırmak için polise ihbarda bulunacak, derhal sivil savcılığı da arayarak polise yaptığı ihbarı yenileyecek ve polise Donanma’ya da durumu bildireceğini, bunların (AKP’yi kastederek) artık hadlerini çok astığını ifade edecek.

- Yayın, imkanlar nisbetinde cep telefonuna kaydedilecek.

- Sivil halkla konu hakkında, yapılan yayın hakkında hiçbir görüşme ve mütalaa yapılmayacak.”


22 Kasım 2006 tarihli başka bir toplantı tutanağında ise Mazlum-Der’e sızdırılacak istihbarat elemanları vasıtasıyla bu derneğin eylem ve protestolarının yönlendirilmesi iddiası yer alıyor. Plana göre Kartal, Şahin ve Gözcü kod adlı istihbaratçılar “iyi ilişkilerini kullanarak” Mazlum-Der üyeleriyle temas kuracak ve yaptıkları eylemlere eşleriyle birlikte katılarak dernek üyelerinin güvenini kazanacak. Tutanaktan notlar şöyle:

- Barış kod istihbaratçı Milli Güvenlik derslerini takip ederek bu dersler hakkında Mazlum-Der tarafından kullanılabilecek suçlamaları tespit edecek ve Kartal vasıtasıyla Mazlum-Der’e iletecek. Bu argümanların Mazlum-Der tarafından uygun basın kuruluşlarına iletilmesi Kartal tarafından teşvik edilecek.

- Barış, Mazlum-Der’in kullanabileceği, daha sade ve halk tarafından kolay anlaşılabilecek sloganlar belirleyecek. Sloganlar dikkat çekici ve aşırı sol unsurları rahatsız edebilecek nitelikte olacak. Kartal ve Gözcü bu sloganların Mazlum-Der tarafından kullanılmasını sağlayacak.

- Barış ve Kaptan bölgedeki sendikalar ve diğer sivil toplum kuruluşları ile irtibata geçecek, bunlardan hangilerinin planlanan eylemde kullanılabileceği değerlendirilecek.


Gölcük’teki aramalarda bulunan ve Balyoz soruşturmasıyla ilgili olduğu değerlendirilerek davanın görüldüğü mahkemeye gönderen 43 klasör içerisindeki polis raporunda ilginç değerlendirmeler yer alıyor. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü uzmanlarınca hazırlanan ve bir numaralı klasörde yer alan Balyoz Güvenlik Harekat Planı adlı belgenin de bulunduğu 11 numaralı CD içerisindeki “Milli Mutabakat Hükümet Programı” isimli belgede geçen “özel teşebbüsün imkanlarına yüzde 40’a varan oranlarda el konulması” maddesinin Kurtuluş Savaşı döneminde uygulanan “Tekalif-i Milliye Emirleri”ne atıf yaptığı değerlendiriliyor. Bu atıfın amacı ise şöyle açıklanıyor: “2002-2003 yılındaki mevcut durum ile Kurtuluş Savaşı döneminin özdeşleştirilmek istenmesinin, plana işlerlik kazandırmak amacıyla yapıldığı, bu hususun da Çetin Doğan’a seminer öncesinde iletildiği değerlendirilmiştir.” Polisin wikipedi.org’tan alarak rapora koyduğu Kurtuluş Savaşı sürecinde 7 Ağustos 1921’de yayımlanan emirler şöyle: \- Her ilçede bir tane Tekalif-i Milliye Komisyonu kurulacak. \- Halk, elindeki silah ve cephaneyi 3 gün içinde orduya teslim edecek. Her aile bir askeri giydirecek. \- Yiyecek ve giyecek maddelerinin yüzde 40’ına el konacak, sonra ödenecek. Ticaret adamlarının elindeki her türlü giyim eşyasının %40’ına el konacak, sonra ödenecek. Her türlü makineli aracın %40’ına el konacak.

Taraf gazetesinde yer alan habere göre; Donanma’dan çıkan yeni belgelere göre Yarbay Erhan Kubat koordinatörlüğünde dört camiyi paylaşan Balyoz timleri, Eyüp Sultan ve İsmailağa saldırılarını ‘riskli’ olarak değerlendirmiş. Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen yeni Balyoz belgeleri, darbeye zemin hazırlamak amacıyla bombalı saldırı düzenleme planlarında İstanbul’un kalabalık camilerine özel ilgi gösterildiğini ortaya çıkardı. Belgelere göre, Fatih ve Beyazıt camilerini hedef alan ‘Çarşaf’ ve ‘Sakal’ planlarının yanı sıra Eyüp ve İsmailağa camileri de hedefe konmuş.

Bu camilere, en kalabalık olduğu cuma namazı saatlerinde saldırılmasını öngören planlama çerçevesinde, Jandarma Kurmay Yarbay Erhan Kubat “Grup koordinatörü” sıfatıyla görev paylaşımı yapmış. Belgelere göre, en düşük rütbeli görevlinin yüzbaşı olduğu görevlendirme çizelgesi uyarınca faaliyete başlayan 11 kişilik ekip, Fatih, Beyazıt, Eyüp ve İsmailağa camilerini ve çevresini inceleyerek krokiler çizip ayrıntılı raporlar hazırlamış. Ancak, hedeflerin ayrıntılı keşiflerini yapan ekipler çalışmaları sonucunda söz konusu camilerin “faaliyetleri” için uygun olmadığına karar verdi.


Donanma’dan ele geçirilen belgelere göre gözlem ve keşif çalışmaları için oluşturulan görevlendirme çizelgesinde ekip liderleri Binbaşı Hüseyin Özçoban (Beyazıt), Yüzbaşı Hüseyin Topuz (Fatih), Binbaşı Ahmet Hacıoğlu (İsmailağa) ve Binbaşı Hakan Sargın (Eyüp) olarak tesbit edildi.

Bu görevlendirmenin ardından ekipler camiler üzerinde çalışmaya başlıyor. Camilerin konumunu, fiziksel yapılarını ve çevresindeki binaları, işyerlerini ve kaçış yollarını inceleyen ekipler, gözlemlerini “Keşif sonuç raporu” ve “Gözlem formu” başlıkları altında raporlaştırıp grup koordinatörlerine iletmiş.

Kıyafetimiz dikkat çekti

Belgelere göre İsmailağa Camisi’nden, Binbaşı Ahmet Hacıoğlu’nun liderliğinde Yüzbaşı Kahraman Dikmen, Yüzbaşı Ali Demir ve Yüzbaşı Cüneyt Küsmez’den oluşan ekip sorumluydu. Küsmez ve Dikmen cami ve çevresinde yaptıkları incelemelerin ardından hazırladıkları gözlem formunda görev tanımlarını “İrticai gruplardan İsmailağa Cemaati’nin toplandığı ve merkezi durumunda bulunan bu caminin tarikat mensuplarının hareketlerinin izlenmesi ve yoğunluk zamanlarının tespit edilmesi” olarak açıklıyor. Gözlemleri sırasında herhangi bir olayla karşılaşmadıklarını belirten Küsmez ve Dikmen, buna rağmen cemaat mensuplarının birbirini tanımaları ve kıyafetlerinin farklı olması nedeniyle faaliyetlerinin olumsuz etkilendiğini ifade ediyor.