Bank Asya yöneticilerine ilk FETÖ davası

TMSF'ye devredilen, daha sonra iflasına karar verilen Bank Asya'nın, eski genel müdür ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 14'ü tutuklu 33 şüpheli hakkında, "silahlı terör örgütü kurmak" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından 15 ila 22,5 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası istemiyle dava açıldı - İddianamede, 17-25 Aralık 2013 döneminin hemen ardından banka çalışanı şüpheli G.Y'nin, 6 Ocak 2014'te bankanın yöneticilerine gönderdiği mesajda, "Bankamız için seferberlik ilan ettik, aynen 2001'de olduğu gibi neyimiz varsa namusumuz bildiğimiz bankamız için yarından tezi yok getireceğiz. Arkadaşlar evini, arabasını satacak, gerekirse başka bankadan kredi çekecek bankamıza mevduat koyacağız" şeklinde ifadelerin yer aldığı belirtildi - İlk duruşma 24 Nisan'da yapılacak

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) müzahir olan ve TMSF'ye devredildikten sonra iflasına karar verilen Bank Asya'nın eski genel müdür ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 14'ü tutuklu 33 şüpheli hakkında, ''silahlı terör örgütü kurmak'' ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçlarından 15 ila 22,5 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'ye müzahir kurumlardan olan ve iflasına karar verilen Bank Asya'nın yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturmanın bir kısmı tamamlandı.

Reklam
Reklam

Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, bankanın 2011-2013 tarihleri arasında genel müdürlüğünü yapan Abdullah Çelik ve eski genel müdür yardımcısı Hakan Fatih Büyükadalı hakkında ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'' suçlarından 15 yıldan 22,5 yıla kadar, diğer bankada farklı birimlerde yöneticilik yapan Ahmet Gökhan Çeviker, Ali Safi, Alparslan Emre Türker, Bülent Güngör, Eken Berber, Ender Şahin Arslan, Eyüp Belen, Eyüp Şeşen, Ferudun Tükenmez, Fuat Akgün, Güngör Avcı, Hasan Gül, Hasan İnan, Hüseyin Sevil, İbrahim Öğüdücü, Kadir Kudret Öcal, Kahraman Bora, Atilla Topçu, Fatih Özkan, Mehmet Fatih Tuzlakoğlu, Kamil Tümer, Murat Kızgın, Naci Manga, Nail Kalay, Nuri İnci, Selçuk Kösebalaban, Telat Altun, Yusuf Çilkoparan, Yusuf Tatar, Zekeriya Tütüncü ve Zihni Zeytun'un ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan hapis cezalarına çarptırılmaları talep edildi.

İddianamede, bir kısmı yurt dışında olduğu tespit edilen, bir kısmı da tüm aramalara rağmen bulunamayan ve haklarında yakalama kararı bulunan, aralarında yine eski genel müdür ve yöneticilerinin bulunduğu bazı şüpheliler hakkındaki dosyanın ayrıldığı, bu dosyadaki şüpheliler hakkında ise bir kısmının tutuklu ve burada oluşu nedeniyle dava açılması gerektiği belirtildi.

Reklam
Reklam

İddianamede, Bank Asya'nın genel müdür dahil tüm yöneticilerinin 3 Şubat 2015'te Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kararı (BDDK) ile görevden alınıp TMSF tarafından yönetilmeye başlandığı anımsatılarak, 29 Mayıs 2015'ten itibaren ise yapılan araştırmalar sonucunda BDDK'nın kararı ile bankanın tamamen TMSF'ye devrinin gerçekleştiği hatırlatıldı.

- Banka örgütün mali merkezi

FETÖ/PDY tarafından örgütlü olarak suç gelirinin elde edilmesi, bankacılık sistemine sokulması ve aklanması ile FETÖ/PDY'ye finansman sağlanmasında Asya Katılım Bankası AŞ’nin örgütün mali yönetiminin merkezi olduğu vurgulanan iddianamede, bankanın resmiyette kurucu ve yöneticileri başkanları olsa da eldeki bilgiler ve kurumsal mali raporlar bankanın FETÖ/PDY elebaşısı Fetullah Gülen'in talimatıyla kurulduğu, Gülen'in liderliğinde ve örgütünce özellikle 2011 yılı ve sonrasında yönetildiği sonucunun ortaya çıktığı belirtildi.

''Örgütün bankayı kurmasındaki ve yönetmesindeki amacının, örgütün elde ettiği suç gelirlerinin aklanmasında, muhafazasında ve koordinesinde kurumsal bir yapı içerisinde yönetmek olduğu anlaşılmaktadır.'' değerlendirmesi yapılan iddianamede, bu amaç doğrultusunda kurulduğu anlaşılan bankanın, kurulduğu tarihten günümüze kadar ki dönem içerisinde alınan beyanlar ve fiili uygulamalarda 2011 yılına kadar bankacılık kural ve teamülleri içerisinde faaliyet gösterdiği aktarıldı.

Reklam
Reklam

- ''Şirinler yöntemi''

Şüpheli Abdullah Çelik'in 2011 yılında bankaya genel müdür olarak atanmasından sonra banka faaliyetlerinin ve bankadaki görevlere atamaların örgütle iltisaklı/irtibatlı kişilere öncelik tanındığı yönünde olduğu ifade edilen iddianamede şu değerlendirmeye yer verildi:

''Bankanın ticari/mali bağlantıları, ortaklık yapısı, bankacılıkla örtüşmeyecek faaliyetleri, örgütle bağlantılı kuruluşlara yüksek miktarda kredi kullandırması, kullandırılan kredi karşılığında banka ortağının katılım fonunun rehin alınması, kredilere ilişkin geri ödemelerin banka ortağının hesabından gelen havalelerle karşılanması, ipotek teminat sorunu, adres beyan müracaat sorunu, geri ödemenin kimin yapacağına dair belirsizliklerle kredi kullandırılan kuruluşların hesaplarına banka ortaklarınca/çalışanlarınca para transferlerin yapılması ve kredi kullandırdığı kuruluşların hesabına 'şirinler yöntemi' olarak bilinen aklama yöntemiyle birbirleriyle ilişkili şahıs/şirket tarafından para transferlerinin yapılması ile meydana gelen şüpheli işlemler, 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunda belirtilen Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına bildirmemekle, ilgili mali birimlerin, cumhuriyet savcılıklarının ve adli soruşturmada görev alan kolluğun dikkatinden kaçırarak, görevlilerin örgütün işlemiş olduğu suçlardan elde ettiği gelirlerin mali izlerini sürerek, örgütün yapmış olduğu suçların tespit edilmesinin ve suçun delilleriyle birlikte ortaya konulmasının önüne geçtiği açıkça anlaşılmıştır.''

Reklam
Reklam

İddianamede, bankanın örgüt tarafından özellikle 2011 yılı ve sonrasında kuruluş amacına göre örgütsel faaliyet gösterdiği, terör örgütüne finansman sağladığı, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'na muhalefet ettiği, Sermaye Piyasası Kanunu'na göre bankanın ortaklık yapısında bulunan şirketlerin hisse devirleri ile ilgili şüphelerin bulunması dolayısıyla Asya Katılım Bankası AŞ’nin örgütün mali merkezi olduğunun tespit edildiği anlatıldı.

KOM Daire Başkanlığı, BDDK, MASAK rapor ve evrakları uyarınca, Bank Asya Katılım Bankası'nın FETÖ yapılanmasındaki konumunun açıklandığı belirtilen iddianamede, şirket ya da şirketler üzerinde ticari faaliyet görüntüsü verilerek bankacılık sistemi ve özellikle Bank Asya Katılım Bankası'nın kullanılarak suç gelirlerinin aklanma faaliyeti, burs adı altında toplanan suç gelirlerinin bankacılık sistemine sokularak aklanması faaliyeti, suç gelirlerinin bankalar üzerinden kara para aklama yerleri olarak bilinen ülkelere transfer edilmesi, suç gelirlerinin aklanmasında Bank Asya'nın aracı olarak kullanıldığı faaliyetler, belirtilen kurum raporlarından bahsedilen iddianamede, şüphelilerin söz konusu eylemlerde rolü ve hukuki değerlendirmeleri yer aldı.

Reklam
Reklam

- Gülen'in banka için verdiği talimat

İddianamede, 15 Ocak 2014'te ulusal medyada, 14 Ocak 2014'te video paylaşım sitesi olan "www.youtube.com"da yayımlanan ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e ait olduğu iddia edilen 25 Aralık 2013 tarihli bir telefon konuşmasında, mezkur şahısla konuşan kişinin bankanın likidite durumuna ilişkin olarak bilgi verdiği ve cemaat içerisindeki kişiler ile bu kişilerin çevrelerinin bankaya yönlendirilmesi noktasında mezkur şahıstan onay aldığı ve mezkur şahsın da bu talebe onay verdiğinin anlaşıldığı kaydedildi.

Ayrıca banka tarafından bazı basın ve yayın organlarında yayınlanan haberlerin tekzip edilmesi amacıyla Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yapılan özel durum açıklamalarında bu haber ve paylaşımlar için bir açıklama yapılmadığına dikkati çekilen iddianamede, örgüt elebaşısı Gülen'e ait olduğu iddia edilen bu konuşmanın içeriği ile bankadan mevduat çıkışının yoğun bir şekilde yaşandığı Aralık 2013-Haziran 2014 arasındaki döneme ilişkin yapılan incelemeler neticesinde BDDK raporunda yer verilen tespitler göz önüne alındığında, olağan bankacılık faaliyetleri ile bağdaşmayacak şekilde bankaya mevduat yönlendirilmesi yapıldığı kanaatine varıldığı anlatıldı.

Reklam
Reklam

İddianamede, Aralık 2013 - 30 Haziran 2014'te Asya Katılım Bankası nezdinde 334 bin 123 hesabın açıldığı, hesap açılışlarının 6 Ocak 2014'ten itibaren artış gösterdiği, en fazla hesap açılışının 30 Ocak 2014'te 6 bin 69 olarak gerçekleştiği ifade edildi.

Türkiye'de yaşanan 2000 ve 2001 yılı bankacılık krizleri sonrasındaki süreçte, hem sektör genelinde hem de Bank Asya'nın mevduat kaleminde bu denli büyük bir mevduat çıkışının yaşanmadığı vurgulanan iddianamede, açılan hesap sayısındaki artışın bir yönlendirmenin neticesi olduğunun değerlendirildiği belirtildi.

İddianamede, bankanın genel Müdürü Ahmet Beyaz, yönetim kurulu başkanı Erhan Birgili ile yönetim kurulu üyeleri Ercüment Güler, Zafer Ertan, Mehmet Uruç, Recep Koçak, Mehmet Gözütok ve Ali Çelik'e 6 Ocak 2014'te iletilen banka çalışanı G.Y'nin gönderdiği, "Affınıza Mahcuben!" konulu elektronik posta mesajının içeriğine yer verildi.

Mesajda: "...Bizim iklimimizden bir abim......Bankamız için seferberlik ilan ettik, aynen 2001'de olduğu gibi, neyimiz varsa namusumuz bildiğimiz bankamız için yarından tezi yok getireceğiz Arkadaşlar evini, arabasını satacak, gerekirse başka bankadan kredi çekecek Bankamıza mevduat koyacağız... " ifadeleri yer alıyor.

Reklam
Reklam

İddianamede, söz konusu tarihlerde yapılan incelemelerde, bireysel müşterilerin Kredi Kayıt Bürosu sorguları yapılmak suretiyle başka bankalardan kredi kullandıkları, kullanılan kredi tutarlarının ise bankaya transfer edilmek suretiyle çok sayıda hesap açıldığının tespit edildiği, söz konusu kredi tutarlarının genellikle 10 bin TL ile 30 bin TL arasında değişiklik gösterdiği, bireysel müşterilerin başka bankadan kredi kullanmak suretiyle krediye konu tutarı bankaya transfer etmesinin bankanın likidite riskinin azaltılması amacıyla gerçekleştirildiğinin düşünüldüğü kaydedildi.

- Müdüre önce mesaj akabinde 711 bin avro

Örgüt elebaşısının talimatının ardından banka yöneticilerinin mesajlarına ve çalışanlar arasındaki bazı e-posta ve mesajlara yer verilen iddianamede, bankanın genel müdürü Ahmet Beyaz'a, R.A. isimli kişinin gönderdiği 11 Ocak 2014 tarihli e posta içeriğinde, "Yaklaşık 1,5 ay önce CNR Holding Group CFO'su olarak göreve başladım. Camiamızın en önemli kuruluşlarından biri olan Bank Asya'nın yaşadığı haksız ve kötü niyetli çabaları boşa çıkartma adına CNR Holding kuruluşların finansal nakit akışını bankamızdan geçirerek destek vermek istiyorum... " şeklinde ifadelerin yer aldığı kaydedildi.

Reklam
Reklam

Söz konusu yazışmadan 10 gün sonra o tarihe kadar bankada herhangi bir hesabı olmayan CNR Uluslararası Fuarcılık ve Ticaret AŞ, banka ile sürekli iş ilişkisi tesis ettiği anlatılan iddianamede, banka nezdindeki hesabına 22 Ocak 2014'te 711 bin 500 avro gönderdiği, ayrıca söz konusu yazışmadan 3 gün sonra o tarihe kadar bankada herhangi bir hesabı olmayan CNR Grubu firması Dünya Gıda Hizmetleri Ltd Şti banka ile sürekli iş ilişkisi tesis ettiği firma hesaplarına 3 Şubat 2014 ile 23 Mayıs 2014 arasında toplam 676 bin 331 TL aktardığı kaydedildi.

- Müşterilerin haberi yok

FETÖ/PDY'nin Asya Katılım Bankası'na getirdikleri yüklü miktardaki kaynağı açıklanamayan parayı, müşteriler bankada yokken hesaplarına yatırdıkları, bu şekilde yatırılan yüklü miktardaki paranın ekonomik sisteme dahil edilerek, bu hesaplar üzerinden yasallaştırıldığı anlatılan iddianamede, yapılan bu işlemden müşterilerin bir kısmının haberinin olmadığı veya sonradan banka dekontlarının imzalatıldığında haberlerinin olduğu, müşteri hesaplarına bloke konulduğu, şüpheli banka çalışanlarının kaynağını bilmedikleri yüklü paraları hesaplara aktardıkları ve işlem yapıldıktan sonra şüpheli işlem bildiriminde bulunmamaları nedeniyle FETÖ/PDY'ye fon sağlanması, toplanması ve aklama faaliyetine iştirak ettikleri belirtildi.

İddianamede, bir kısım hesap sahiplerinin hesaplarındaki kendilerine ait olmayan bu paraları başka banka hesabına aktararak yetkili mercileri bilgilendirdiği, müşterilerin bilgisi dışında veya bilgisi dahilinde hesaplar üzerinde çok sayıda para giriş çıkışları yapılarak yüklü miktarda kara paranın bu sistemle aklandığının anlaşıldığı ifade edildi.

Başsavcılıkça onaylanan iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Mahkeme heyeti, ilk duruşmanın 24-25 Nisan'da İstanbul Adalet Sarayı'nda yapılmasına karar verdi.