İSTANBUL (İHA) - Bankacılık Sektörü Eylül 2004 itibariyle sektörün net dönem karı 4 katrilyon 631 trilyon TL (3 milyar 93 milyon dolar) oldu. Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) Eylül sonu itibariyle hazırladığı 'Bankacılık Raporu'na göre, ilk dokuz aylık dönemde bankacılık sektörünün aktif karlılığı yüzde 1,6, özkaynak karlılığı ise yüzde 11,6 oranında gerçekleşti.
Kalan vadelerine göre, bankacılık sisteminin toplam varlıklarının yüzde 31'inin vadesi üç ayın; yüzde 51'inin vadesi ise 1 yılın altında oldu. Toplam varlıkların yüzde 49'u 1 yıl ve üzeri vadeye sahip bulunuyor. Buna karşılık toplam yükümlülüklerin yüzde 70'ini vadesi üç ayın, yüzde 81'inin vadesi ise 1 yılın altında yer alıyor. Toplam yükümlülüklerin yüzde 19'u 1 yıl ve üzeri vadeye sahip.
Eylül 2004 itibariyle bankacılık sektörünün faiz gelirleri 29 bin 652 trilyon TL, faiz giderleri 17 bin 077 trilyon TL olmuş, net faiz gelirleri ise 12.576 trilyon TL'ye ulaştı. Kredilerden alınan faizler kredi miktarındaki genişlemeye bağlı olarak artarken, diğer tüm faiz gelir ve gider kalemleri nominal faiz düşüşüne paralel olarak azaldı. Net ücret ve komisyon gelirleri yüzde 54 oranında artarak 2 bin 787 trilyon TL'ye ulaştı. Net ticari kar zarar hesabı yüzde 86 oranında geriledi. Bunun nedeni kambiyo karlarının zarara dönüşmesi ve sermaye piyasası işlemleri karlarının gerilemesi olarak gösterildi.
Sektörün faaliyet karı Eylül 2004 itibariyle, geçen yılın aynı dönemine göre az miktarda arttı. Ticari kar zarar hesabından gelen olumsuz etki, pasif maliyetinin, aktif getirisinden daha hızlı düşmesiyle dengelendi, net dönem karında önemli bir değişiklik olmadı.
Diğer yandan bilanço dışı yükümlülükler geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 40 oranında artarak 181,2 katrilyon TL'ye, emanet ve rehinli kıymetler ise yüzde 81 oranında artarak 309,2 katrilyon TL'ye yükseldi. Böylece toplam gayri nakdi krediler yüzde 63 oranında artarak 490,4 katrilyon TL oldur. Bilanço dışı yükümlülüklerdeki artış garanti ve kefaletler, taahhütler ve para ve faiz swap işlemleri alt kalemlerinden kaynaklanırken, hem emanet hem de rehinli kıymetler kayda değer ölçüde artış gösterdi.