Global kriz açısından durumun Türkiye’de bugüne kadar çok kötü gitmediğini belirten Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, “Alınan ve alınmayan önlemler çok ciddi sorunlar yaşamamızı sağladı. Tabii Türkiye’de krizden etkilenmemiz zaman içinde daha çok ortaya çıkacak. Bugüne kadar finans sektörümüz açısından durumu iyi götürdük. Mevduat garantisi de dahil sektörle ilgili önlemlerde panikle hareket edilmedi. Bunun tarihe geçeceğini düşünüyorum” dedi.
Mevduat garantisi konusunda çok yerinde davranıldığını ifade eden Özince, bunun yurtiçinde ve yurtdışında uluslararası kredibilite açısından ileride şimdiden çok daha fazla kıymet taşıyacağını söyledi.
Global krizle ilgili olaylar geliştikçe reel sektörde sorunlar yaşanacağını, bunun da bankacılık sektörünü etkileyeceğini belirten Özince, etkin önlemlerin gündeme geleceğini vurguladı.
Özince, “2009’u bir resterasyon, güç toplama yılı olarak değerlendirmeliyiz. 2010’dan itibaren daha iyi bir ekonomik perspektife sahip olabiliriz” dedi.
Merkez Bankası’nın (MB) ihtiyaç duymaları halinde bankalara özkaynaklarının iki katı tutarında bir yıl vadeli kredi imkanı tanımasının bankaları psikolojik olarak rahatlatacağını belirten Özince, Banka’nın kriz yönetiminde başarılı olduğunu kaydetti.
Global krizde bankaların sırtlarını Merkez Bankası’na dayamak zorunda olduklarını söyleyen TBB Başkanı Ersin Özince, şöyle dedi: “Merkez Bankası’nın yaklaşımını, şu ana kadar izlediği politikaları, elimdeki bilgiler itibarıyla çok başarılı buluyorum. Ekonomi yönetimimizin en önemli unsuru olarak Merkez Bankası’nın işini iyi yaptığını düşünüyorum. Her seviyeden gelen eleştirilere rağmen tavrını bozmadan işini iyi yapmaya özen gösteriyorlar. Bu olumlu düşüncelerime karşın sektör olarak ve şahsen benim de eleştiriler değerlendirmelerim oldu. Bunları bile son derece olumlu olarak ele aldılar.”
Özince, Merkez Bankası’nın bankalara kredi imkânı tanıyarak likidite desteği vermesiyle ilgili olarak şöyle konuştu: “Merkez Bankamız bu tedbirle bu konuda elini güçlendirmiş oldu. Anında yapılacak hareketler o kadar önemli ki bankaların kredileri geri çağırması, mevduat faizlerinde aşırı oranlar vermesi gibi söylemler olmuştu. İşte bu gibi konularda bankacılık sektörü de sırtını Merkez Bankası’na dayamak zorundadır. İlgili bir bankanın veya tarafların kaygı duyması, finansal sektörün kaygı duyması başkalarının da kaygıyı duymasına neden oluyor. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın bu kararı işe yaracak diye düşünüyorum.”
Özince, "Merkez Bankası’nın desteği kredi sisteminin normale dönmesini sağlayacak mı?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Kredi sistemi dönüyor. Kredi sisteminin çalışması için iki şey çok önemli, likiditeyle ilgili endişelerin, kredibiliteyle ilgili endişelerin, sorunların ortadan kalkması. Ekonominin, özelikle psikolojinin değişmesi çok önemli. Kanaatim likiditeyle ilgili mevcut önlemler görevini yapar yapmaz zaten kredi konusunda rahatlama başladı. Rahatlama derken tekil açıdan bazılarımız ‘Ben rahatlamadım’ diyebilir. Ama bazı bankalarımız özellikle Türk Lirası kredilerde faiz oranlarını geri çekmeye başladılar. Bu da bankaların psikilojisinin derhal düzeldiğini gösteriyor.
Türk Lirası kredilerin hepsinde göreceli bir rahatlama var. Ticari kredilerde de olacak. Kısacası kredi arzıyla ilgili yıl sonunda yaşadığımız daralma şu anda yok. Geçtiğimiz yıllardaki kadar uzun vadeli, düşük faizli kredilerden söz etmiyoruz ama ihtiyaca cevap verecek kredi arzı var.
Sosyal ve siyasi açıdan önemli sorunlar ortaya çıkmazsa faiz oranlarının daha çok gerileyeceği kanaatindeyim. Hem enflasyonun azalmasıyla hem de finans sektörünün kredi satmadaki, yani kredi talebindeki azalmaya göre mevduat faizlerini azaltmasıyla faizlerdeki yumuşama devam edecek. Yani faizler daha fazla düşecek. Bunu bilhassa TL faizler için söylüyorum. Döviz faizler de yumuşar ama TL kredilerde faizlerde daha fazla düşer."