ALMATI (İHA) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı Zirve Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, katılımcı ülkeler arasında imzalanan Almatı Senedi'nin güvenliğin ve istikrarın pekiştirilmesi amacıyla yapılacak işbirliğinin temel ilkelerini ortaya koyduğunu söyledi.
Kazakistan'da bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Sezer, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbaye'nin 1992 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Asya'da bir güvenlik ve işbirliği süreci başlatılması yönünde yaptığı önerinin, zaman içinde olgunlaştırılarak, bugün devlet ve hükümet başkanları düzeyinde bir belge imzalanması aşamasına getirilebilmiş olmasının, her şeyden önce Kazakistan'ın bu çok geniş bölgenin barışına, güvenliğine ve istikrarına yaptığı katkıların bir sonucu olduğunu belirtti.
Geçen yüzyılın son 10 yıllık döneminde dünyada, tarihsel gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Sezer, "Bu dönemde Soğuk Savaş sona ermiş, bloklar arası rekabete dayanan çekişmeler yerini işbirliğine dayalı güvenlik anlayışına bırakmıştır. Güvenlik ve istikrar kavramlarının birbirlerini tamamlayan özellikleri daha iyi anlaşılmaya başlamıştır. Bir ülkenin güvenliğindeki artışın, bir başka ülkenin güvenliğindeki eksilme anlamına gelmemesi gerektiğinin bilincine de varılmıştır" diye konuştu.
YENİ TEHDİTLER
Bu gelişmelere koşut olarak, tehdit kavramlarında da köklü değişiklikler oluştuğunu hatırlatan Sezer, terörizm, kitle imha silahlarının yayılması, örgütlü suçlar, uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, saldırgan ulusçuluk gibi, uluslararası güvenliği ve barışı tehdit eden yeni sorunların tüm ulusları etkilemeye başladığını ifade etti. Sezer ayrıca, bu sorunların ulusal sınırları aşan niteliklerinin, kapsamlı bir güvenlik anlayışının, uluslararası işbirliğine dayalı olarak yürütülmesi gereksinimini artırdığını söyledi.
Güvenliğin ve istikrarın sağlanmasına yönelik küresel düzenlemelerin iyi niyetle ve ciddiyetle uygulanmasının önemine değinen Sezer, "Büyük bir bölümü silahların denetimi, silahsızlanma, güven ve güvenlik artırıcı önlemler niteliğindeki bu düzenlemeler, güvenliğin ve istikrarın temel çerçevesini oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'nin, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesini öngören tüm uluslararası antlaşmalara ve düzenlemelere taraf olduğunu belirtmek isterim. Türkiye, konvansiyonel silahların indirimi konusunda tarihin en kapsamlı düzenlemesi olan Avrupa'da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması'na da taraftır" dedi.
TÜRKİYE'NİN KOMŞULARIYLA İLİŞKİLERİ
Sezer, Türkiye'nin ayrıca, Avrasya coğrafyasını kapsayan ve siyasal bağlayıcılığı olan güven ve güvenlik artırıcı önlemler belgelerinin de tarafları arasında yer aldığını vurgulayarak, bununla birlikte, Türkiye'nin yakın coğrafyasına bakıldığında, bölgesel silahların denetimi, silahsızlanma, güven ve güvenlik artırıcı önlemler yönünden içinde bulunan durumun oldukça yetersiz olduğunu işaret etti. Sezer, Türkiye'nin bu nedenle, komşularıyla ikili ve çok taraflı düzenlemelere gidilmesi için çaba harcandığını belirtti.
Konferansın küresel barışa ve güvenliğe de katkı sağlayacağına inandığını dile getiren Sezer, "Konferansa katılan ülkelerin, çeşitli konulardaki farklı görüşlerine ve hatta kimi ikili sorunların varlığına karşın bir araya gelebilmiş olmaları önemlidir. Katılımcı ülkelerin çıkarlarının, ortak ülkümüz olan barış, güvenlik, istikrar ve işbirliği kavramları üzerinde uyumlaştırılması, bu sürecin başarısını oluşturmaktadır" dedi.
Almatı Senedi'nin güvenliğin ve istikrarın pekiştirilmesi amacıyla yapılacak işbirliğinin temel ilkelerini ortaya koyduğunu vurgulayan Sezer, "Senette, tüm devletlerin barış, özgürlük ve gönenç içinde yaşadıkları, ortak ve bölünmez bir güvenlik alanı yaratılmasına ilişkin kararlılığımız açıklanmaktadır. Türkiye, terörizmin sınır tanımadığını, terörizme karşı savaşımda uluslararası işbirliğinin gerekli olduğunu yıllardır uluslararası topluma anlatmaya çalışmaktadır" ifadelerini kullandı.
11 EYLÜL SALDIRILARI
11 Eylül'de gerçekleşen terörist saldırıların acı tecrübe olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "Yaşadığımız olaylar, bizlere, terörizmin herhangi bir coğrafya ile sınırlı olmadığını, herhangi bir kültüre veya uygarlığa mal edilemeyeceğini göstermiştir. Terörizmin mazereti ve gerekçesi olamaz. İnsanın en temel hakkı olan yaşama hakkına karşı bir eylem olarak ortaya çıkan terörizm, en ağır insan hakları ihlalidir. Terörizmle savaşımda, insan haklarının temel ölçütlerinin ve hukuk devleti ilkelerinin gözetilmesi de önem taşımaktadır" dedi.
Sezer, imzalanan Almatı Senedi'nde terörizmle ilgili olarak yer alan hükümlere ek olarak, terörizmin ortadan kaldırılması ve uygarlıklar arası diyalog konusunda bildirge yayımlanmasının bu toplantıya ayrı bir anlam kazandıracağını söyledi.
Farklı kültürlere ve siyasal yapılara sahip ülkelerin temsil edildiği konferansın, terörizme karşı küresel savaşımın belirli kültür, din veya ulusları hedef alan bir saptırmaya dönüşmemesi amacıyla uluslararası topluma çağrıda bulunmak için çok uygun bir forum oluşturduğunu belirten Sezer, "Bu fırsattan yararlanarak, tüm kültürlerin ve uygarlıkların elele vererek terörizmi ortadan kaldırabileceğine olan inancımı da sizlerle paylaşmak istiyorum" diyerek konuşmasına son verdi.
(MB-MEM-MEM-DE-D)
04.06.2002 14:37:53 TSI
NNNN