Yeni adli yıl açılışının Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılmasına tepki gösteren 55 baro başkanı törene katılmazken, 24 baro başkanı salonda yer almıştı. Feyzioğlu’nun törende yaptığı konuşmaya tepki gösteren barolar TBB’ye seçim gündemli olağanüstü genel kurul çağrısı yaptı.
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu, aralarında İstanbul, Ankara, Antalya gibi baroların yaptığı olağanüstü genel kurul çağrısını görüşmek üzere 22 Eylül'de 79 Baro Başkanını Ankara'da toplamaya karar verdi.
BAROLARDAN ÇAĞRI
İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada, “İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Türkiye Barolar Birliği'nin olağanüstü genel kurula çağrılması hususunda delegeleriyle toplantı kararı aldı” denildi. Ankara Baro da "Ankara Barosu'nun 04.09.2019 tarihli yönetim kurulu toplantısında Avukatlık Kanunu'nun 115/2. Maddesi uyarınca Türkiye Barolar Birliği'nin seçim gündemli olağanüstü genel kurula çağırılmasına karar verilmiştir" ifadelerini kullandı. Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan’ın Twitter’dan paylaştığı açıklamada ise “TBB Yönetim Kurulu'nca Avukatlık Kanunu'nun 115/2 maddesi gereğince seçim gündemli olağanüstü genel kurul toplantı çağrısı yapılması” için karar alınmış ve bu karar 29/03/2019 tarih ve gündem 24/18 sayılı kararla TBB Başkanlığı'na gönderilmiştir. Gelinen aşamada, her durumda ve her koşulda, kararımızın arkasında durduğumuzu; TBB'nin, TBB’ye rağmen, hukuk devleti ve insan hakları mücadelesinden sapmasına, savrulmasına izin vermeyeceğimizi, basının ve kamuoyunun bilgisine sunarız” ifadelerine yer verildi.
FEYZİOĞLU’NDAN AÇIKLAMA
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği'nin sürekli kurultay peşinde koşan bir yapı olmadığını belirterek, "3 ay önce genel kurulumuzu yapmışız. Biz ne yapmışız ki, bazı sevgili arkadaşlarım böyle tepki gösteriyor' diye sordum arkadaşlarıma. Biz Yargı Reformu Strateji Belgesiyle bin değil, yüz bin değil bir kalemde 250 bin genç avukata yeni iş imkanı yaratıyoruz. Biz avukatlarımıza iş imkanı buluyoruz. Bundan niye rahatsız olunuyor?" dedi.
DHA’nın haberine göre, Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt Baro Başkanları'nın katıldığı toplantıda konuşan Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki adli yıl açılış törenine katılması sonrası yaşananları değerlendirdi. Feyzioğlu, toplantıya katılan ya da katılmayan baro başkanlarının baş tacı olduğunu söyledi.
3 baronun kendilerini olağanüstü kongreye çağırdığını ifade eden Feyzioğlu, "3 ay önce kongremizi yapmışız zaten. ‘Biz ne yapmışız?’ diye sordum arkadaşlarıma. Biz ne yaptık, hangi suçu işledik ki aramızda bazı sevgili arkadaşlarımız böyle bir tepki gösteriyor? Biz şunu yapmışız; 10 bin değil, 100 bin değil sadece bir kalemde 250 bin iş imkanı yaratıyoruz genç avukatlara. Bu yargı reformu strateji belgesinde var. Yargıtay Başkanımız da kürsüye çıktığında 'Birlik başkanının cümlesine katılıyorum' dedi. 'Biz ne yaptık' dedim. Avukatlarımıza iş imkanı buluyoruz. Bundan niye rahatsız olunuyor, kim rahatsız olabilir? 47 bin meslektaşım 5 yılın altında, bunların işi yok. Ben çekiyorum bunun derdini, her gün bu dert bize yansıyor, başkanlarıma yansıyor. Bu ülkenin baro başkanlarına yansıyor. Biz buna çözüm buluyoruz. Yargı reformu strateji belgesinin sadece avukatlara çözüm sunduğunu vatandaşlarımız sanmasın. Bu belgeyi açıklayan konuşmamızda izah ettiğimiz üzere avukatın sorunun çözen her adım vatandaşın da sorununu çözüyor. 25 bin stajyer avukat var. Kölelik şartlarında çalıştırılıyor. Hepsine ücretli çalışma imkanı, sigortalı olma imkanı getiriyoruz. Peki sınav, dünyanın neresinde avukatlık mesleğine sınavsız giriş kaldı? Türkiye'de bunu toptan çözüyoruz. Hukuk mesleklerine girişte bir baraj getiriyoruz. Bu muazzam bir şey, bu konuda tam bir konsensüs sağlandı" dedi.
Yargı reformu strateji belgesiyle Türkiye'de düşünce özgürlüğünün de güvence altına alındığını kaydeden Feyzioğlu, bunun için iki önemli adım atıldığını söyledi. Düşünce özgürlüğüne yönelik suçların Yargıtay denetiminde olacağını ayrıca hakimlerin tayin ve terfilerinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın ilke kararlarının aranacağını anlatan Feyzioğlu, şunları söyledi:
"Hukuk devleti sloganla olmaz. Hukuk devleti parlak yıldızı vatandaşın eline verebilirsek gerçekleşir. Bunu da diyalogla yapacağız. Kapıyı çalarsınız, sorunları söylersiniz, dinlenmezsiniz, böyle bir sorun yok denir, o zaman hep birlikte protesto edelim. Kapıyı çalarsınız, buyur gel sorunları anlat denir, anlatırsınız. Biz kapı çaldık açılmadı mı? İki sene önce devlet kapısı vatandaşa kapanamaz demiştik, o kapı bize açıldı. Bize açık, herkese açık, bizim vatandaşımıza açık. El birliğiyle bütün bu sorunları çözüm yoluna sokacak yargı reformu strateji belgesini hayata geçiriyoruz. Özgürlükleri güvence altına alacak düzenlemeleri getiriyoruz. Avukatın günlük sorunlarını çözümler düzenleme ile hayata geçiyor. Ekim ayında Meclis açılır açılmaz birinci önceliği olmalıdır dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Şimdi size soruyorum biz avukatların bin tane sorununu çözmek için, stajyer avukatların sorunun çözmek için, 82 milyon vatandaşın sorununu çözmek için Alman şansölyesiyle mi görüşmeliyiz ? O zaman İngiliz Başbakanına mı gitseydim ? Elbette Türkiye'yi kim yönetiyorsa ona gittik gideceğiz. Gittiğimizde hüsnü kabul gördük. Bu telaş nedir? Peki bundan 3 ay önce genel kurul yaptık, 3 ayda ne değişti de genel kurul isteniyor. Yargı reformu strateji belgesi somutlaştı, avukatların ve vatandaşlarımızın adalete ilişkin haklı şikayetlerini çözüme bağlayacak yol haritası ortaya kondu ve ilk kanunlaşacak paket yazıldı. 3 ayda değişen bu. O zaman bize düşen gündemimizi sadece buna odaklamak yani çözüme odaklamak. Biz soruna çözüm bulmaya çalışıyoruz. Her çözüme sorun bulanlardan olmadık, sorunlara çözüm bulanlardanız üstümüze düşeni yapmaya devam edeceğiz. Başka hiçbir gündemimiz yok bizim.”
“ALMAN ŞANSÖLYESİNE Mİ GİDELİM”
Bazı baro başkanlarının Cumhurbaşkanlığı külliyesinde yargı reformunun açıklanmasına tepki gösterdiklerini de hatırlatan Feyzioğlu, "Allah gani gani rahmet eylesin, Ecevit yargı reformunu açıklarken Yargıtay'da mı açıkladı, Başbakanlık’ta açıkladı. Süleyman Demirel yargı reformunu bizim evde mi açıkladı, Başbakanlık’ta açıktı. Bugün Başbakanlık yok, millete en üst seviyede taahhüt verme görev sorumluluğunda olan Cumhurbaşkanı açıkladı. Oraya da bazı arkadaşlar gelmedi. Onlar için mesele yargı bağımsızlığı değil, Cumhurbaşkanı'na gidip gitmemek meselesidir. Cumhurbaşkanlığı sistemini benimseyebilirsiniz, parlamenter hükümet olsun diyebilirsiniz. Anayasa’ya ilişkin olması gereken noktasında itirazlarınız olabilir. Ama şimdi bu Anayasa yürürlüktedir. Buna göre faaliyet gösteriyoruz. Yargı reformu belgesi açıklanırken külliye diye biz Cumhurbaşkanına gitmeyiz dediğiniz anda başka bir şey oluyor. Ben devletle iş konuşmam diyorsunuz. Ama biz bu devletin içinde iş yapmak durumundayız. Türkiye'nin şu anda hükümet merkezi orasıdır. Ben yapmadım siz yapmadınız Anayasa değişti, hükümet merkezi böyle oldu. Biz de kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olarak oraya gidiyoruz. İstanbul Belediye Başkanı randevu istiyor, oraya gidiyor, Ankara Belediye başkanı işi varsa oraya gidecek. Devletle iş yapmak zorundaysanız örneği kadına şiddeti önlemeye çalışıyorsanız bunu Alman Şansölyesi'ne, Berlin'e değil Ankara'ya Cumhurbaşkanlığı'na götüreceksiniz. Ben oraya gitmem dediğinizde samimi olmak lazım. Adli yıl açılışı sebebiyle gelmeyen kıymetli meslektaşlarımı anlıyorum, olabilir biz de başka yerde yapılsın istedik. Oraya gitmenin bu millete ve bu meseleye getirisi nedir? Gitmemenin zararı nedir? Dedik ki aramızda 'gidip doğrudan doğruya Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanına, bakanlara yüksek yargının mensuplarına orada anlatmalıyız dedik. Fena mı oldu çözüm daha hızlandı" diye konuştu.
“BAROLAR BİRLİĞİ KURULTAY PEŞİNDE KOŞAN BİR YAPI DEĞİLDİR”
“Şu anda tek odaklandığım şey vatandaşlarımızın, avukatların elini rahatlatacak yargı reformu strateji belgesinin çıkması” diyen Feyzioğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Arkadaşlardan da istirhamım bunu gölgeleyecek, engelleyecek hiçbir şey yapmayın. Yürüyelim, ucuna geldik, yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Bu güzel ortamı baltalamak, gölgelemek emin olun genç avukatlara, stajyer avukatlara, cezaevlerinde adliyelerde adalet bekleyen yüz binlerce insanımıza haksızlık olur. Gelin bunu birlikte çıkartalım, kamuoyunu kendi iç sorunlarımızla meşgul etmeye gerek yok. Bu konular bizim iç sorunumuz kamuoyunun sorunu değil. Türkiye Barolar Birliği sürekli kurultay peşinde koşan yapı değildir. Türkiye Barolar Birliği hizmet peşinde koşan bir yapıdır. Başka yapılarla karıştırılmazsa iyi olur."