Konuşmasında, IKBY'nin 25 Eylül'de düzenlemek istediği bağımsızlık referandumuna değinen Barzani, şunları ifade etti:
"Bunu üzülerek belirtmem gerekiyor, Irak'ın doğru ve düzgün bir ülke olacağından hiç ümidimiz yok. Irak'la (merkezi hükümetle) tüm yolları denedik ancak tamamen çaresiz ve umutsuz kaldık. Irak ile yaşadığımız geçmiş tecrübeler bizi bu duruma getirdi ve haklarımızı alıp, korunabileceğimizin garantisi yok.
Bu yüzden birlikte yaşam ve güvenliğin temin edilmesi için hepimizin referandum yoluyla tüm dünyaya kaderimizi tayin edebileceğimizi göstermemiz lazım. Bunun da altını çizmem lazım; referandum bizim için bir amaç değil ancak daha büyük hedefe ulaşmamız için bir araçtır."
Baas Rejimi'nin yıkıldığı 2003 tarihinden sonra Irak merkezi hükümetinin Kürtlere birçok vaatlerde bulunduğunu hatırlatan Barzani, çok geçmeden Sincar'daki felaketin meydana geldiğini dile getirerek IŞİD'le mücadelenin ardından direkt referandum kararı alındığını söyledi.
'IRAK BİZİ KORUYAMIYOR'
IKBY halkının kendini koruması ve gelişmesi için barışçıl ve demokratik bir şekilde kaderini tayin etmek istediğini dile getiren Barzani, "Belgelerle ortaya çıktı ki, Irak bir devlet gibi bizi koruyamıyor veya korumak istemiyor. Bizim ilerlememizi istemiyor" görüşünü savundu.
Terör örgütü IŞİD ile mücadele sırasında Irak merkezi hükümetinin kendilerine silah vermediğini ancak kısa bir süre içerisinde bir fetva ile kurulan Haşdi Şabi'nin hemen yasallaştırılıp tüm silahların temin edildiğine tepki gösteren Barzani şunları kaydetti:
"Irak'ın savunma sistemi içerisinde Peşmerge, muhatap alınmadı. Merkezi hükümet Haşdi Şabi'ye sunduğunu Peşmerge'ye yapmadı. Peşmerge, anayasaya göre Irak'ın savunma sisteminin bir parçası olarak kabul ediliyor. Ancak Haşdi Şabi'nin anayasada bir varlığı yokken, yasalar çiğnenerek tüm imkanlar seferber edildi. Haşdi Şabi'ye karşı olduğumuzu söylemiyoruz. Peşmerge ve Haşdi Şabi, aynı cephede savaştı, peki neden bir yandan Haşdi Şabi yasallaştırılıken, Peşmergenin varlığı ve terörle mücadelesi örtbas ediliyor. İşte bunlar bizim Bağdat ile olan derin yaralarımızdır."
Terör örgütü IŞİD, 3 Ağustos 2014 tarihinde Musul'un Sincar ilçesinde yaşayan Ezidilere saldırı düzenleyip, kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu birçok kişiyi öldürmüştü.